"oturmam" - Translation from Turkish to Arabic

    • أجلس
        
    • للجلوس
        
    • سأجلس
        
    • أقعد
        
    Hep bugünkü gibi dışarıda oturmam ama sık sık oradayımdır. Open Subtitles و لكن ليس في الخارج دائماً أنا أجلس هناك كثيراً
    Karanlık ve boş bir binanın önünde oturmam sence daha mı güvenli? Open Subtitles وتظن أنه أأمن أن أجلس وحيدة خارجا في الظلام أمام مبنا فارغ؟
    Katlanılmayacak bir şey değildi. Sadece arada sırada masasına oturmam gerekecekti. Open Subtitles لاشىء جاد.فقط أن أجلس معه بين حيناً وآخر.
    İki dakikalığına arabasında oturmam için bana yalvardı böylece şu kuşları alabilecekti. Open Subtitles يستجديني للجلوس في سيارته لدقيقتين، حتى يأخذ تلك الطيور
    Daha ne kadar burada oturmam gerekiyor? Open Subtitles إلى متى سأجلس هنا ؟
    Kesinlikle daha fazlamı güneşte oturmam gerekiyor? Open Subtitles بالتأكيد لذا يجب أن أجلس أكثر تحت أشعة الشمس ؟
    Yıllardır çişimi yaparken oturmam konusunda ısrar etti. Open Subtitles ولسنوات عدة أصرّت علي أن تجعلني أجلس عندما أتبوّل
    Sonra ona döndüm, yüz yüzeydik. Bana oturmam için yalvardı. Open Subtitles واستدرت منصرفا بلا انفعال فتوسلت إليّ أن أجلس
    Benim oturmam lazım. Siz takılın, tamam mı? Open Subtitles سوف أجلس فحسب بينما يمكنكم أنتم التحدث, حسناً؟
    Özür dilerim ama Danielle, çocuğun bedenini ve zekasını geriletirken öylece oturmam mı gerekiyordu? Open Subtitles أناآسفة،ولكنأيفترضبيأن أجلس.. بينما تُسئ هي إلى جسده وعقله؟ ..
    Yani koltuğa oturmam mı gerekecek? Open Subtitles سيدي. هل يعني هذا بأنه سوف فقط أجلس على الكرسي
    Miyop olduğumdan tahtayı görebilmek için her derste aynı sandalyede oturmam gerekiyor. Open Subtitles أنا لدى شئ فى بصرى ؟ لذا أحتاج أن أجلس فى نفس الكرسى فى كل الفصول لأرى السبورة
    John'un yanına oturmam ben. Şişko götü iki koltuğu kaplıyor zaten. Open Subtitles لن أجلس بجانب جون,00 مؤخرته السمينة تأخذ مقعدين
    Yalnız ben e-postadan nefret ediyorum. Asla bilgisayar başına oturmam. Open Subtitles بيد أنّي أكره الرسائل لأنّي لا أجلس على الحاسب،
    Benim yetişkin masasına oturmam ne kadar sürdü, biliyor musun? Open Subtitles أتعلم كم من الوقت أخذت قبل أن أجلس على طاولة البالغين؟
    El yapımı patlayıcılar, benim oturmam gereken koltukta onu parçalara ayırdı. - Borcun bu mu yani? Open Subtitles عبوة ناسفة، قطعته أشلائاً في الكرسي الذي كان يجب أن أجلس عليه
    - Bugünden sonra, yemek masasına bile oturmam. Open Subtitles ‎فقط اجلس في أي مكان. ‏ ‎بعد اليوم، لن أجلس حتى على منضدة عشائي.
    Çocuklar çok harikaydı. Üç farklı grup masalarına oturmam için beni davet ettiler. Open Subtitles الطلاب كانوا رائعين ثلاثه مجموعات دعتني للجلوس معها
    - Bir çöp poşetine oturmam lazım. Open Subtitles -أحتاج للجلوس على كيس قمامة -نحتاج لكيس قمامة.
    Yani ikamethanemde sessizce oturmam mı gerekiyor? Open Subtitles سأجلس بهدوء في غرفتي؟
    oturmam ya da ayakta durmam gerektiğine bile karar veremiyorum. Open Subtitles ده أنا حتى مش قادر أقرر أقعد ولا أقف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more