"oyu" - Translation from Turkish to Arabic

    • صوت
        
    • التصويت
        
    • تصوت
        
    • أصوات
        
    • تصويت
        
    • صوتًا
        
    • يصوت
        
    • يصوتون
        
    • لصالح
        
    • صوتاً
        
    • للتصويت
        
    • صوّت
        
    • اصوت
        
    • أصوت
        
    • أصوّت
        
    Lateran Antlaşmasına göre Vatikan'ın oyu burada onaylanmalıdır. Open Subtitles طبقا لمعاهدة لاتران، صوت الفاتيكان يجب أن يصدق هنا
    Eğer bir istisna varsa, ne sebeple olursa olsun kollektif anlamda bir çoğunluk oyu seni getirebilir. Open Subtitles إذا كان هناك إستثناء، مهما كان السبب صوت الأغلبية للجماعه ، يُمْكِنُ أَنْ يدخلك
    Erteleme oyu verirsen, ben de soruşturma aleyhinde oy veririm. Open Subtitles سأعترض على التحقيق معك ان طالبت بتأخير التصويت للميزانية لاسبوع
    Güney Carolina ? Güney Carolina'nın oyu 'evet'. Open Subtitles كارولينا الجنوبية" ؟" - كارولينا الجنوبية" تصوت نعم" -
    İşin zor kısmı ise siyahi oyu bölmenin tek yolu vardır. Open Subtitles .وهنا سيأتي الجزء الأصعب تقسيم أصوات السّود هو ما سيُرجّح فرصنا
    Çünkü Brexit oyu şunu gösteriyor ki özgür demokrasi kırılmış. TED لأن ما أثبته تصويت خروج بريطانيا أن الديمقراطية الحرة معطلة
    Evet, her oyu saymalarını söylerdim. Open Subtitles نعم, سأخبرهم أن يحسبوا كل صوت أعتقد أني سأقول، إذا كنتم تبحثون عن معيار،
    Çoğunluk oyu olmadan hiçbir değişiklik yapmaya yetkin yok. Open Subtitles ليس لديك السُلطة للقيام بأي تغيير بدون صوت الأغلبية
    Yine herkesin tek bir oyu olacak ama aynı zamanda bebeğin de bir oyu olacak. Open Subtitles سيحصل كل منّا على صوت ولكن للطفل حق التصويت أيضاً
    Bu kız tek başına 1000 cumhuriyetçi oyu getirdi. Open Subtitles لقد كانت مسئولة عن ألف صوت من أصوات الجمهوريين بمفردها.
    Bugüne kadar, beyazı yeni bir Mountain Dew aroması yapan karar verici oyu benim verdiğim gerçeği ile yaşadım. Open Subtitles إلى هذا اليوم ، كان يجب علي ان اعيش مع تلك الحادثه انا ألقيت التصويت المقرر الذي جعل وايت
    Dip not, Reagan'a evet oyu verdiğin için sağ ol. Open Subtitles مهلا، ملاحظة جانبية، وشكرا لكم لياي التصويت على التصويت ريغان.
    Bu yarışmanın tarihinde hiç bir zaman... bu kadar son dakika oyu gelmemişti. Open Subtitles لأول مرة في تاريخ البرنامج .تحدث هذه الموجة الهائلة من التصويت المتأخر
    - New York'un oyu 'hayır'! -Kuzey Carolina? - Kuzey Carolina'nın oyu 'evet'. Open Subtitles كارولاينا الشمالية" ؟" - كارولاينا الشمالية" تصوت نعم" -
    - New Hampshire? - New Hampshire'ın oyu 'hayır'. Open Subtitles نيو هامشير" ؟" - نيو هامشير" تصوت لا" -
    En basit çözüm, her bireyin tek bir oylama yapmasına izin vermek ve en çok oyu alan yeri seçmek olacak. TED الحل الأكثر وضوحاً أن يتم السماح لكل فرد بالإدلاء بصوت واحد، ويتم اختيار الموقع الحائز على أعلى نسبة أصوات.
    Peki çoğulluk oyu gerçekten en adil yöntem mi? TED إذن، هل تصويت الأكثرية هو الطريقة المنصفة؟
    Hesaplamalarıma göre, silah lobisinin aşağı yukarı kesinleşmiş 34 oyu var. Open Subtitles أنّه من خلال تقديري، فمؤيدي حيازة الاسلحة لديهم 34 صوتًا مضمونين.
    - Frengi temsilcisi, evet oyu kullanıyor. - Bu o kadar basit değil. Open Subtitles حسنا، الرجل صاحب الزهرى يصوت بنعم الأمر ليس بهذه السهولة
    Sonra da onlar "suçlu" oyu veriyor ki kimse onlardan şüphelenmesin. Open Subtitles ومن ثم يصوتون هم بالإدانة ولا أحد يفهم ما يجري حقاً
    Evet oyu kullandı, işletmelerin bana hizmet etmemeleri için evet dedi. TED صوَّت الأب لصالح مشروع القانون، لصالح قانون سيسمح لمؤسسات قطاع الأعمال بعدم خدمتي.
    Mecliste üçte iki oy oranına ulaşmak için 122 kabul oyu gerekli demektir. Open Subtitles ما يعني أننا نريد 122 صوتاً موافق لنصل إلى المطلوب وهو ثلثين من المجلس
    Babanı oturduğu koltuğundan atmak için Senatoyu güvensizlik oyu toplamaya zorluyor. Open Subtitles إنها تدفع للتصويت "لا ثقة" في مجلس الشيوخ لإجباره على التخلي عن مقعده.
    Ve bu savaşa Evet oyu veren her senatörün kendi çocuklarının da oraya gitmek.. Open Subtitles وأريد ابن كل سيناتور صوّت بـ"نعم" لهذه الحرب بأن يسجّل لخدمة عسكرية كاملة!
    Ben onu öldürelim oyu veriyorum Open Subtitles نركل هذه القطعة الصغيرة من الزفت خارج السفينة حسنا انا اصوت على ان نقتله
    Ben onlara istediklerini veririm, onlar da bana bolca "evet" oyu. Open Subtitles أسدي خدمات أنا أيضاً أصوت كثيراً بالموافقة
    Ama haklısın, temyiz oyu vermeliydim. Open Subtitles ولكن، نعم، كان ينبغي أن أصوّت لذلك الشيء اللعين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more