"panikledi" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذعر
        
    • بالذعر
        
    • فزع
        
    • ذُعر
        
    • فزعت
        
    • كان مذعوراً
        
    • أصيب بالهلع
        
    • إضطرب
        
    Upton, muhtemelen Cho ile Vega'yı görünce panikledi suç ortağına teslim olmasını ya da kaçmasını söyledi. Open Subtitles الأرجح أنّ (أبتون) ذعر حينما رأى (تشو) و(فيغا)، وقال لشريكه أن يعترف أو يهرب، وقتله بغتة.
    Upton, muhtemelen Cho ile Vega'yı görünce panikledi suç ortağına teslim olmasını ya da kaçmasını söyledi. Open Subtitles الأرجح أنّ (أبتون) ذعر حينما رأى (تشو) و(فيغا)، وقال لشريكه أن يعترف أو يهرب، وقتله بغتة.
    Ve, orjinal hikayemize geri dönersek, anne babalar panikledi. Tüm kapıları kilitlediler. TED حسناً .. لنعد للقصة الأصلية ، الأبوان .. أصيبا بالذعر وأغلقوا الأبواب.
    Orospu çocuğunun kırmızı gözünün tam üstüne doğru geldiğini görünce panikledi. Open Subtitles لقد شاهد العين الحمراء لإبن الوغد قادمة مباشرة إليه وقد فزع
    Bizi orada görünce birden panikledi ama kalıp yardımcı olmamızı kabul etti. Open Subtitles وعندما وجدنا هناك، فقد ذُعر نوعاً ما، ولكنّه وافق على السماح لنا بالبقاء كرفاقه،
    Eldiven yüzünün yarılmasına neden oldu sonra panikledi ve onunla boğuşmaya başladı. Open Subtitles شرخ وجهها ثم فزعت فخنقها
    Bay Escobar, belki de yeğeniniz panikledi ve kaçtı. Open Subtitles سيد (إسكوبار)، لعل أبن أختك كان مذعوراً ورحل.
    Bilmiyorum. Onu götürmemiz gerekiyor deyince menajeri panikledi Open Subtitles مديره أصيب بالهلع عندما أخبرته بأننا يجب ان ننقله
    Sence fail panikledi ve sirenlerin onun için çaldığını mı düşündü? Open Subtitles أتعتقد إن الخاطف إضطرب وضن إن صفارات الإنذار كانت لأجله
    - Katil panikledi. - Kesinlikle. Open Subtitles القاتل قد ذعر على وجه التحديد
    Bence Tamir panikledi ve kendi kıçını kurtarmaya çalıştı. Open Subtitles أظن أن (تاميير) ذعر فقط محاولا النفاذ بجلده.
    Evet, tüm dünya panikledi... - Hatunun mu? Open Subtitles كان هناك ذعر في العالم
    Kavga kızışmış olmalı. Metzger panikledi. Open Subtitles لابد ان المشاجرة تطورت (ميتزجر ) ذعر
    Edmond panikledi, kapıya koştu. Open Subtitles ذعر " إدموند " وركض نحو الباب
    Bugün her şey ters giderken herkes panikledi ama o kontrollüydü. Open Subtitles لقد حدث شيء جيد اليوم . . عندما إصيب الجميع بالذعر
    Bugün her şey ters giderken herkes panikledi ama o kontrollüydü. Open Subtitles لقد حدث شيء جيد اليوم . . عندما إصيب الجميع بالذعر
    Belkide çocuğun ayağını ezdiğinde, birden panikledi. Birilerinin, plakasını almasından korktu. Open Subtitles ربما قام بالذعر عندما داس بسيارته على قدم الفتى
    Felix avukat Mike'ı sorunca panikledi ve onun kayınbiraderi olduğunu söyledi. Open Subtitles فيليكس فزع حين سأله المحامي عنك وأخبره انك صهره
    panikledi, uyuşturucu kullanmıştı. Şans işte, bilmiyorum. Open Subtitles لابد أنه فزع, فقد كان تحت تأثير المُخدر أو أن حظي كان جيد, لا أعلم
    Felix avukat Mike'ı sorunca panikledi ve onun kayınbiraderi olduğunu söyledi. Open Subtitles فيليكس فزع حين سأله المحامي عنك وأخبره انك صهره
    Pablo... panikledi. Open Subtitles (بابلو)... ذُعر
    Kız panikledi ve bize doğru koşmaya başladı. Open Subtitles فزعت الفتاه وجرت تجاهي
    Bay Escobar, belki de yeğeniniz panikledi ve kaçtı. Open Subtitles سيد (إسكوبار)، لعل أبن أختك كان مذعوراً ورحل.
    George Sr., daha önce tüm bu suçlamaları bir oturumda böyle ardı ardına duymadığından, panikledi ve büyük bir gayretle kaçtı. Open Subtitles (جورج), الكبير لم يستمع إلى قائمة التهم في جلسة واحدة, أصيب بالهلع وهرب , على نحو هائج
    Bu serseri katil olmalı. panikledi ve ayaküstü palavra sıkıyor. Open Subtitles لا بدّ أن يكون القاتل إضطرب وإختلق القصص.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more