| İnternet üzerindeki en büyük uyuşturucu pazarını yarattı, satışlardan milyarlarca dolar kazandı. | Open Subtitles | بنى أكبر سوق لتجارة المخدرات على الإنترنت المظلم، مبيعات تقدر بمليار دولار |
| Ve burada Çin'de, Randy bir deniz anası pazarını çekti. | TED | وهنا في الصين، صور راندي سوق قناديل البحر. |
| Köy pazarına gitmeyi unutma, ve sakın... köy pazarını unutmuş gibi yapma. | Open Subtitles | لاتنس سوق المزرعة ولا تدعي نسيان سوق المزرعة |
| Yarışma için balık pazarını kapattık! | Open Subtitles | رجالي قدّ توقفوا عن العمل بسوق السمك من أجل إنشاء هذا المكان. |
| Ama yapamayacağı şey enerji pazarını manipüle etmek. | Open Subtitles | الذي لا يستطيع القيام به هو التلاعب بسوق الطاقة |
| Sağlam kalan son üç tanesi, onları trol pazarını aramak için kullanacağız. | Open Subtitles | الثلاث نظارات الباقية وسنستخدمها في تحديد موقع سوق المخلوقات الغريبة |
| Hafta sonu bize bit pazarını gezdirecek. | Open Subtitles | إنه سوف يُصطحبنا لرؤية سوق الحُرة يوم الأحد. |
| Şükran günü hindisi gibi hazine pazarını nasıl da bağladığımızı konuşuruz. | Open Subtitles | ونتحدث كيف نكتف سوق الخزينة كما نكتف حبش عيد الشرك |
| Nike ikinci el satış pazarını yok etmek isterse, yarın yapabilir, yapması gereken daha fazla ayakkabı yapmak. | TED | لو أرادت Nike إنهاء سوق إعادة البيع لفعلوه غدًا، كل ما عليهم هو إطلاق المزيد من الأحذية. |
| Karaya geri dönersek, Randy Olson Afrika'da fileto yapılmış balık artıklarının yerli halka satılıp, filetoların Avrupa'ya gönderildiği bir balık pazarını fotoğrafladı. | TED | رجوعاَ إلى الأرض، صوّر راندي أولسون سوق مخلفات السمك في أفريقيا، حيث بقايا الأسماك المقطعة يتم بيعها للسكان المحليين، والتي تكون أجزاؤها الرئيسية قد أرسلت إلى أوروبا. |
| 200 bin Dolar ile dedem buğday pazarını ele geçirirdi. | Open Subtitles | بمبلغ " 200 " الف دولار تمكن جدي من السيطره على سوق القمح , وتسبب بنوبه ذعر في اوماها |
| Her gün daha fazla yasadışı göçmen, ki bazıları İngilizce konuşuyor iş pazarını kasıp kavuruyor. | Open Subtitles | ... المهاجرين غير الشرعيين، بعض منهم التحدث باللغة الإنجليزية... ... هي هناك إغراق سوق العمل. |
| - Bu cüceler benim! Cüce pazarını sen ele geçiremezsin! | Open Subtitles | لا يمكنك إحتكار سوق الأقزام |
| Yang Zhou pazarını duymuşluğun var mı? | Open Subtitles | هل سمعت عن سوق يانج زوها |
| Cep telefonu pazarını yok edin. Ve böylece rekabeti yok edin. | Open Subtitles | تخرب سوق الهواتف الخلوية |
| Kahveden sonra, Hannah bana çiçek pazarını göstermek istedi. | Open Subtitles | بعد القهوة, أرادت (هانا) أن تريَني سوق الزهور. |
| İskeledeki balık pazarını biçmiş. En az bir düzine yaralı var. | Open Subtitles | اصطدم بسوق سمك على الأقل دزينة اصابات |
| Balık pazarını arayıp ne yapabileceğimize bir bakalım. | Open Subtitles | سأتصل بسوق السمك، وأرى ما يمكنني فعله |
| Balık pazarını arayıp ne yapabileceğimize bir bakalım. | Open Subtitles | سأتصل بسوق السمك، وأرى ما يمكنني فعله |
| Mayalılar uyuşturucuyu hallediyor, Ariler de onlara hapishane pazarını. | Open Subtitles | يزود " ماينز " بالبضاعة وكبار الشخصيات يزودون بسوق السجن |