| O kadar pirinçle kırk tane çörek alabilirdik! | Open Subtitles | بهذا الأرز كان يمكننا أن نحصل علي أربعين من هذة الكعكة توقف عن هذا |
| Bir avuç pirinçle günlerce dayanabilen bir adam pek de korku nedir bilmiyor gibiydi hiçbir zaman teslim olmazdı ve belki de yenilemezdi bile. | Open Subtitles | رجل يمكنه الصمود لأيام فقط بحفنه من الأرز ولا يبدو أنه يعرف معنى الخوف وهو لا يستسلم أبداً وربما أيضاً لا يُهزم |
| Bu kırık pirinçle rizotto yapmaya benziyor galiba. | Open Subtitles | مثل إعداد الأرز المكسيكي بأرز من النوع السميك |
| Kırmızı fasulye ve pirinçle uğraşıyor. | Open Subtitles | انه تحاول أن تطبخ الفاصولياء الحمراء مع الرز سويةً |
| Pekala. Ödemeyi parayla mı yoksa pirinçle mi yapacağız? | Open Subtitles | -حسنٌ، هل علينا أن ندفع لهم نقداً أم بالأرز ؟ |
| Bezelyeler pirinçle sonradan olacak | Open Subtitles | تناول الارز والفاصولياء من الان فصاعدا |
| Kuraklığa dayanıklı pirinçle pazarda seni fena benzetti ve düzinelerce çalışanını çaldı. | Open Subtitles | سبقك الى السوق بالرز المقاوم للجفاف وسرق الكثير من موظفيك. |
| Sizi pirinçle besliyorlar, kendileri darı yiyor. | Open Subtitles | سيطعموك الأرز و يعيشوا علي الطحين. |
| Neden onları biraz pirinçle takas etmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تقايضُ بها بعض الأرز ؟ |
| Bizim kendi etlerimiz ve Yorkshire pudinglerimiz vardır onlar ise pirinçle yaşıyorlardı! | Open Subtitles | نحن نتغذى على اللحوم مثل تلك التى تُعلب فى يوركشاير)، فى حين ان غذائهم كان من الأرز) |
| Peki kahrolası pirinçle silahlar? | Open Subtitles | ماذا عن الأرز و الأسلحه ؟ |
| Herif, bir fıçı pirinçle ağzımızı kapattı. | Open Subtitles | أسكتنا ببرميل من الأرز |
| Ona pirinçle ödeme yapan şerefsiz sendin. | Open Subtitles | ! أنت الوغد الذي دفع لها الأرز |
| Kabak ve pirinçle iyleştiririm | Open Subtitles | البصل , الملفوف , الأرز |
| pirinçle yenmesi gerekiyormuş. | Open Subtitles | يتم تناوله مع الأرز |
| Bazı ülkelerde seni pirinçle takas edebilirim. | Open Subtitles | في بعض الدول يمكنني أن أبادلكِ من أجل الرز |
| Bir çuval pirinçle, ters dönmüş bir çamaşır makinesinin ne ile alakası var? | Open Subtitles | مالعلاقة بين كيس الرز والغسالة المقلوبة؟ مالعلاقة بهذا مع أي شيء |
| Baban onları pirinçle besliyor da ondan geliyorlar. | Open Subtitles | انهم متواجدون لأن والدك يُطعمهم الرز |
| Sendikalılarsa pirinçle yapmak zorundasın. | Open Subtitles | -إذا كانوا في الإتحاد عليكِ أن تدفعي لهم بالأرز |
| Radyatörler pirinçle dolu. | Open Subtitles | مبرد المحرك ملئ بالأرز |
| - Ne vereceksin? Biraz kızarmış pirinçle başlarsın. | Open Subtitles | يمكننا البدء معك ببعض الارز |
| ...ya da, aldığınız pirinçle ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | أو ماذا تفعلين بالرز الذي تحصلين عليه؟ |