"planladığınız" - Translation from Turkish to Arabic

    • تخطط
        
    • خططت
        
    • خططته
        
    • تخططون
        
    • الاجرامية
        
    Bana Türkiye kıyılarında ki Ermenilerin durumunu aratırmayı planladığınız söylendi. Open Subtitles قيل لي أنك تخطط للتحقيق محنة الأرمن على الساحل التركي.
    Her zaman planladığınız gibi gitmiyor, yetenekli bir çevirmenle bile. TED و هو لا يسير دوماً كما تخطط له حتى إن عملت مع مترجمة موهوبة.
    Böylelikle de planladığınız gibi ortalıktan kaybolursunuz. Open Subtitles عندها يمكنك الهروب منها بأمان كما كنت تخطط
    Konsolos Han, planladığınız şekilde... Çin sergisine gitmenizi istiyorum. Open Subtitles ايها السفير اريدك ان تذهب الى الحى الصينى كما خططت
    Evet, göbek adını bildiğin karınla yapmayı planladığınız bir çocuk. Open Subtitles أجل، الذي خططت لقدومه مع زوجتك التي تعرف ماذا يكون إسمها الأوسط
    Kendiniz için planladığınız ölüm, çabuk ve kolay olacaktı. Open Subtitles الموت الذي خططته لنفسك كان سيكون سريعاً وسهلاً
    Bu akşam onlara vermeyi planladığınız bu cezayı kesin suretle hak etmiyorlar. Open Subtitles إنّهم لا يستحقون هذا العقاب الذي تخططون له اليوم
    Böylelikle de planladığınız gibi ortalıktan kaybolursunuz. Open Subtitles عندها يمكنك الهروب منها بأمان كما كنت تخطط
    Mesele, bunu nasıl yapmayı planladığınız! Open Subtitles وعلى ذلك.. كيف تخطط لعمل هذا بحق الجحيم ؟
    Ama planladığınız şeyden hoşlanacağını da sanmıyorum. Open Subtitles لكني اعتقد انه كان لن يشعر بخير عما تخطط له هل تعلمين ؟
    Bu planladığınız yeni demografi çalışması için çok heyecanlıyım. Open Subtitles أنا متحمس جدا بخصوص الخصائص السكانية الجديدة التي تخطط لها
    Cinayet, gerçekten planladığınız bir şey değil. Open Subtitles جريمة القتل ليست شيئاً تخطط له
    Bana planladığınız gösteriden söz edin. Open Subtitles اخبرني عن ذلك العرض الذي تخطط له
    Yarınki B.M. acil durum toplantısında konuşmayı planladığınız konu bu mu? Open Subtitles "هل هذا ما تخطط لقوله في خطابك" "غدا في الجلسة الطارئة للأمم المتحدة؟"
    Belki de bu sabah gönderdiğiniz bir eposta yüzünden tuhaf bir endişe hissettiniz veya bu akşam için planladığınız bir şeye heyecan duydunuz. TED ربما شعرت ببعض القلق الغريب والبعيد بخصوص ذلك البريد الإلكتروني الذي أرسلته هذا الصباح، أو الإثارة بخصوص شيء خططت له هذا المساء.
    O kadar dikkatle planladığınız terfinizi. Open Subtitles تلك الترقية التي خططت لها بدقة
    İşlerin planladığınız gibi gitmediği için kusura bakmayın, beyler. Open Subtitles يؤسفني أن الأمور لم تنجح كما خططت
    Joseph Campbell'dan alıntılamak gerekirse "Sizi bekleyen hayata sahip olabilmeniz için planladığınız hayattan vazgeçmeniz gerekir." Open Subtitles هناكاقتباس"جوزيفكامبل" وهو يقول "يجب أن تتخلى عن الحياه التي خططت لها"
    Ama Mösyö Langton için planladığınız ölüm, ...bir insanın başına gelebilecek en kötü ölüm şekliydi. Open Subtitles لكن الموت الذي خططته للسيد "لانغتون" هو أسوأ موت لأي شخص!
    Şimdi siz eğlenceli şeyler planladığınız zaman benim adım geçiyor mu? Open Subtitles عندما تخططون لانشطة مسلية هل اسمي يخطر ببالكم على الاطلاق؟
    1950 yılında, New York'daki beş aile reisinin öldürülmesini, güç kazanmak için planladığınız doğru mu? Open Subtitles دبرت لاغتيال ما يعرفون باسم رؤساء العائلات ال 5 فى نيويورك ؟ لتوسع سلطاتك الاجرامية و تعززها ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more