"politikası" - Translation from Turkish to Arabic

    • السياسة
        
    • سياسة
        
    • سياسته
        
    • سياسه
        
    • السياسات
        
    • سياسية
        
    • بسياسة
        
    • سياستهم
        
    • لسياسة
        
    • لقواعد
        
    • لقوانين
        
    • كسياسة
        
    • سياستنا
        
    • للسياسة
        
    • سياسات
        
    Doktora derecem yok. Yine de, tezim "Latin Amerika Ekonomi politikası" üzerineydi. Open Subtitles لم يكن لدي تخصص، ولكن أبحاثي كانت بخصوص السياسة الاقتصادية الأمريكية اللاتينية
    Bu sebepten, 2017 yılında Meksika'da resmi olarak iş kapatmak için bir dizi kamu politikası tavsiyesi sunduk. TED لهذا السبب، في عام 2017 ، اقترحنا سلسلة من توصيات عن السياسة العامة لإجراءات رسمية بخصوص إغلاق الشركات في المكسيك.
    48 eyalet, en alttan başlayarak ulusal [eğitim] politikası oluşturdular. TED شارك 48 ولاية في هذا، وأوجدوا سياسة تعليم وطنية جديدة.
    Barbarları tatmin etme politikası Roma'yı parça parça yok edecekti. Open Subtitles سياسته باسترضاء البربر كانت لتفكّك الامبراطورية، قطعة قطعة.
    Hükümetimizin politikası burada, Amerika'da, pek sevilmiyor. Open Subtitles سياسه حكومتنا ليست شعبيه هنا في امريكا كما تعلمين
    Bu dönemin politikası, insanları, giysileri hakkında bir şeyler biliyordum. Open Subtitles عرفت شيئاً عن تلك المنطقة السياسات ، الناس كيف يرتدون
    Biz kazanacağız çünkü parti politikası hedeflerimiz yok. TED سنفوز لأننا ليس لدينا دوافع حزبية سياسية.
    Yani dün geceki, seçim yılı politikası mıydı, değil miydi? Open Subtitles إذاً، البارحة كانت تتعلق بسياسة الإنتخاب هذا العام أم لا؟
    Cansız bir cisim olan araç, kamu politikası üzerinde bu vatandaş grubundan daha fazla söz sahibi. TED تتمتع السيارة والتي تعد من الجمادات بسلطة أكبر على السياسة العامة ممّا تتمتع به هذه الفئة من المواطنين.
    Dünya politikası ile sizin ilgilendiğinizden çok daha uzun süredir ilgilenmekteyim. Open Subtitles لقد تعاملت في أرض السياسة لمدة اطول مما لديك.
    Bölüm politikası, ateş etmekte gönülsüzlük, polis-halk ilişkileri insan hakları, sivil haklar emniyet yönelimi, tüm bunlar sivillerle ilgili olduğunda gerekli ancak teröristlerle ilgili olduğunda felaket demektir. Open Subtitles السياسة و التردد في إطلاقة النار و علاقات الشرطة مع العامة و حقوق الناس و المواطنون و تهييء الأمن ، كل هذا ضروي عند التعامل مع المواطنون
    Yeni Perestroyka politikası gereği, Open Subtitles تحت السياسة الجديدة لبيرسترويكا اتفق الرؤوساء السوفييت البارحة
    Beni korkutan cinsel ayrımcılık politikası. Open Subtitles الأمر الوحيد الّذي أخشاه هي السياسة الجنسيّة.
    Geçen sene onu buraya almazlardı. Ama mekanın politikası değişti. Open Subtitles العام الماضي، لم يسمحوا له بالدخول إلى هنا، لكن السياسة تغيرت
    Daha etkin bir Amerikan dış politikası için propaganda yapmıştı. Open Subtitles وقد شن حملة من أجل سياسة خارجية أمريكية أكثر حيوية
    Ağabeyimin hükümet politikası konusunda bana güvenmek gibi bir huyu yoktur. Open Subtitles أخي ليس من عادته كثير الوثوق بي . بشان سياسة الحكومة
    Sonuçta adam psikopatın tekiydi ve zorunlu kolektivizasyon politikası milyonlarca vatandaşının canına mal oldu. Open Subtitles فقد كان مريضاً نفسياً، وقد أدت سياسته الاشتراكية الشمولية القسرية إلى قتل الملايين من شعبه.
    Tyler'la yaşamam... havayollarının titreyen bagajlarla ilgili politikası sayesinde oldu. Open Subtitles كيف أصبحت أعيش مع تايلر شركات الطيران لديها سياسه بخصوص حقائب الطيران المهتزه
    Ve çok gelişme kaydeden bir politikası var. TED و لديه بعض السياسات الأجتماعية التقدمية جداً.
    Bilmediğim bir hapse girmeme politikası mı var? Open Subtitles هل هناك سياسية من الولاية لإخرجنا من السجن ، وأنا لا أعلم عنها ؟
    Yeni bir ulusal tecrit politikası başlamış oldu. Open Subtitles وبدات بسياسة جديدة تتمثل بالعزلة الوطنية
    Onların politikası ekmek ve tuzla sınırlandırılıyor. Open Subtitles سياستهم تنحصر في الخبز و الملح
    Yeni kabine, sert bir beyaz üstünlüğü politikası sözü verdi. Open Subtitles وتعهدت الحكومة الجديدة لسياسة التفوق الأبيض من لا هوادة فيها..
    Polonya'da, ırkî ayrıma dayalı bir yeniden iskan politikası başladı. Open Subtitles البولنديين عامة كانوا على وشك مواجهة الترحيل من منازلهم ليعاد توطينهم طبقاً لقواعد عرقية
    Senin takdir ettiğin şirket politikası kuralları sayesinde. Open Subtitles شكرا لقوانين النظام المتعلق بالشركات يجب عليك احترام ذلك
    "Açık kapı politikası". Open Subtitles كسياسة الباب المفتوح
    Korkarım oda saat 4'e kadar hazır olamayacak. Şirket politikası. Open Subtitles أخشى أن الغرفة لن تكون جاهزة قبل الساعة الرابعة، إنها سياستنا.
    Onlarda madde politikası reformu hareketinin bir parçası oluyor. TED والآن هم يصبحون جزءاً من حركة إصلاح للسياسة المتعلقة بالمخدرات.
    emredildiğini düşünüyor. Mirasının anlaşılması zor olsa da, Sankara'nın birçok politikası zamanının ötesinde olduğunu kanıtladı. TED رغم أنّ إرثه مُعَقّد، إلّا أن العديد من سياسات سانكارا أثبتت أنها سابقة لعصرها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more