| Umarım sen de günün birinde bir problemi problemle yatmadan çözmeyi öğrenirsin. | Open Subtitles | اتمنى في احد الأيام ان تتعلمي حل المشكلة بدون ان تنامي معها |
| Size bu problemle ilk nerede karşılaştığımı anlatayım. | TED | اسمحوا لي أن أخبركم أين اصطدمت بهذه المشكلة أول مرة. |
| Bu problemle başa çıkmanın bir yolu caydırıcılıktır: | TED | الآن , أحد الطرق للتعامل مع هذه المشكلة هي عن طريق الردع : |
| Ki bu durum gördüğüm kadarıyla onu büyük bir problemle baş başa bıraktı. | Open Subtitles | مما يتركه بمشكلة كبيرة جداً كما أرى الأمر |
| Ama bunu daha büyük bir problemle çözmeye hiç gerek yok. | Open Subtitles | لكن أرى ليس هناك سبباً لحل هذا بمشكلة أكبر حتى. |
| Bana bir problemle geldi. | Open Subtitles | اذاً تأتيني هي بمشكلة |
| Atlanta'dan çıkarken küçük bir problemle karşılaştık. | Open Subtitles | كنا نغادر أطلانطـا عندما صادفتنا مشكلة بسيطة. |
| Eğitim şart, ama bu problemle mücadele etmek her birimizin ve herkesin güçlenmesini ve hayatımızdaki kadınlar ve genç kızlar için daha iyi rol modeller olmamızı gerektiriyor. | TED | التعليم و التوعية مهم جدا و لكن هذه المشكلة تتطلب من كل منا المبادرة بأن تكون قدوة حسنة للنساء والفتيات القريبات منها |
| Bir hayatta kalan, bir problem gördüğünde, bir tehdit hâline gelmeden bu problemle ilgilenir. | TED | الشخص الناجي يرى المشكلة ويتعامل معها قبل أن تشكل تهديداً. |
| Bu problemle ilgili olarak uzun zamandır düşünüyordum. | TED | لقد فكرت في هذه المشكلة لفترة طويلةٍ جداً. |
| O anlarda, kariyerinizi ya da iş arkadaşlarınızı düşünmüyorsunuz, bu problemle aranızdaki tam anlamıyla bir savaş. | TED | في هذه اللحظات، لا تفكر في مهنتك أو زملائك، إن هي إلا معركة كاملة بين المشكلة وبينك. |
| Gerçekçi. Biliyor musun, aslında Lobo bu problemle her gün uğraşmalı. | Open Subtitles | أتعرف، في الواقع، سيكون على لوبو أن يكافح ضد هذه المشكلة كل يوم |
| Bu problemle hemen ilgilenmeliyiz derim. | Open Subtitles | فمن الأفضل ان اتعامل مع تلك المشكلة الآن |
| Hiç şüphesiz, benim arkadaşlarımda bu problemle mücadele ettiler. | Open Subtitles | لا أحتاج للقول أن صديقاتي تولين حل المشكلة فوراً |
| Ne zaman sana bir problemle gelsem her zaman klasik Kester hareketini yapıyorsun. | Open Subtitles | حينما أتي إليك بمشكلة ...دائماً ماتعمل نفس الشيء (كاستير) الكلاسيكي |
| problemle ilgilendim. | Open Subtitles | إعتنيت بمشكلة |
| Atlanta'dan çıkarken küçük bir problemle karşılaştık. | Open Subtitles | كنا نغادر أطلانطـا عندما صادفتنا مشكلة بسيطة. |