"problemlerini" - Translation from Turkish to Arabic

    • مشاكلك
        
    • مشاكلهم
        
    • مشاكل
        
    • مشاكلها
        
    • مشاكله
        
    • لحل
        
    • مشكلاتهم
        
    • مشكلات
        
    Bu senin görevi kurtarmak için tek şansın olabilir, ve kendi kişisel problemlerini çözmek için, hepsi üst üste geldi. Open Subtitles هذه ستكون فرصتك الوحيدة لإنقاذ المهمة وأن تحل مشاكلك الشخصية دفعة واحدة
    Ben bir mesleki hipnoterapistin... problemlerini çözmende yardımcı olacağını sanmıyorum. Open Subtitles حسناً، لا اعتقد أن هذا العلاج سيحل مشاكلك اسمع، بمناسبة الحديث عن المشاكل
    Tek yaptığım onlara problemlerini çözme fırsatı vermekti. Open Subtitles ولكن كل ما فعلته أنني أعطيتهم فرصة للتعامل مع مشاكلهم
    33 yaşındayım, ergenlik problemlerini daha atlatamadan yaşlılığın getirdiği problemlerle yüzleşiyorum. Open Subtitles عمري 33 ولم أتجاوز مشاكل المراهقة، وأواجه من الآن مشاكل الشيخوخة
    İlk seansta Alex, ofise üzerinde kot pantolon ve bol salaş bir bluzla gelmişti, kendini kanepeye bırakıp ayakkabılarını çıkarmıştı ve bana, erkekler hakkındaki problemlerini konuşmak için geldiğini söylemişti. TED دخلت ألكس لجلستها الأولى و هي تلبس الجينز و قميصاً كبيراً فضفاضاً، و ارتمت على أريكة مكتبي و خلعت نعليها ثم قالت لي إنها أتت لتتحدث عن مشاكلها مع الرجال.
    Ve bana karşı mesafeli davranıyor. Eskiden olduğu gibi problemlerini benimle paylaşmıyor. Open Subtitles وأصبح متبلد إتجاهي إنه لا يشارك مشاكله معي كما كان يفعل بالسابق
    Buna ne diyorsun? Senin büyük problemlerini bununla değiştirmek ister misin? Open Subtitles هل تريد الآن أن نستبدل مشاكلك الكبيرة بمشاكلي ؟
    Sanırım kardeşin olmak ve bütün problemlerini çözmek sağdıcın olmaya yetmiyor. Open Subtitles أعتقد كوني أخيك وحلّ كل مشاكلك ،لايؤهلني لأكون إشبينك الخاص
    O ufak şişeyi almak sağlık problemlerini kesinlikle çok uzun bir süre çözmüş oluyor, değil mi? Open Subtitles الأمر الّذي سيحل مشاكلك الصحية لفترة طويلة أليس كذلك؟
    Belki de ona problemlerini, sana anlamlı bir şeyler söyler umuduyla anlatıyordun. Open Subtitles ربما كنتَ تخبره عن مشاكلك لأنك كنتَ تتمنى أنه سيقول شيئاً ذا معنى لك
    Burnunu sokmaya daha az zaman ayırsan ve kendi problemlerini çözmeye vakit ayırsan o turu düşündüğün için bile ne kadar aptal olduğunu görürdün. Open Subtitles ربما اذا امضيت اقل وقتاً في التدخل و وقت اكثر في اصلاح مشاكلك قد ترى كم انت مغفل
    Radyoda eskilerden bir şarkı çalıyor ve ılık bir rüzgar eşliğinde güneş ensenizi kavuruyor ve katettiğiniz her kilometre boyunca bütün problemlerini geride ve geçmişte bıraktığını hissediyorsun. Open Subtitles والشمس تحرق رأسك مع النسيم الدافيء وفي كل ميل تسيره ترى مشاكلك بعيدة عنك ومنذ زمن بعيد.
    İnsanlar hiç durmadan kendi problemlerini anlatıyorlar, ben de onlara pozitif düşünmelerini, kaderlerini çizmelerini söylüyorum. Open Subtitles يتحدث الناس عن مشاكلهم بدون توقف نقول للناس أن يفكروا بإيجابية يتصوّرون مستقبلهم
    İnsanlar bunu genelde gerçek problemlerini gizlemek için kullanırlar Open Subtitles يستعمل الناس ذلك للإختفاء من مشاكلهم الحقيقية، حسنا؟
    PhilveLem'eait olanbutöreninkurallarına göre yüzleşmek ve problemlerini çözmek, vebunumümkünolduğukadar kendi içinde tutmak gerekir. Open Subtitles هذه الطقوس تجعل فيل و ليم يرتاحون ويحلون مشاكلهم مع البقاء في نفس إطار الحياة البحرية
    33 yaşındayım, ergenlik problemlerini daha atlatamadan yaşlılığın getirdiği problemlerle yüzleşiyorum. Open Subtitles بلغت 33، ومازلت اعاني مشاكل البلوغ وانا اواجهه مشكله التقدم بالعمر
    Popüler filmler onu yıkıcı bir güç olarak gösterirken reklamlar onu dünyanın en karmaşık problemlerini çözecek bir kurtarıcı olarak gösteriyor. TED تظهره الأفلام المشهورة كأنه قوة مدمرة بينما الإعلانات تظهره كمخلّص لحل بعض أكثر مشاكل العالم تعقيداً.
    Marshall McLuhan'ın bir sözü vardır: "Politika bugünün problemlerini, dünün araçları ile çözmektir" TED ثمة مقولة للمارشال ماكلوهان أن السياسة تحل مشاكل اليوم بأدوات البارحة
    Organizasyonlar, çılgın problemlerini işbirliği içinde çizerek ele aldıkça görsel bir devrim gerçekleşiyor. TED ثمة ثورة بصرية تحدث الآن بينما تقوم المزيد من المنظمات بمعالجة مشاكلها المستعصية عن طريق التعاون على رسم المشاكل.
    O zaman, Tiffany'ye çiçek alsam, ona birkaç şiir yazsam ve de romantik bir akşam yemeği hazırlasam onun tüm problemlerini çözmüş olurum, değil mi? Open Subtitles حسنا,اذا اشتريت لتيفاني ورود وكتبت لها قصيده,وطبخت لها عشاء رومنسيا هذا سيحل مشاكلها صحيح؟
    Bunun sonucunda, tüm istihbarata rağmen rejim gerçek problemlerini analiz edemedi ve dolayısıyla bunlara çözüm de getiremedi. TED النتيجة كانت أنه رغم كل تلك المعلومات، لم يستطع النظام تحليل مشاكله الحقيقية ولذلك لم يستطع حلها.
    O zamanda bile, herkes kendini iyi hissetmek ve problemlerini anlatmak isterdi bana. Open Subtitles وفي ذلك الوقت كان بعض الأشخاص يشعرون بالراحة لمشاركتي في مشكلاتهم
    Size, bu yüzyılın derin ve karışık sosyal problemlerini çözmek için ilişkilerin gücü hakkında üç hikâye anlatmak istiyorum. TED أود أن أقص عليكم ثلاثة قصص حول قوة العلاقات لحل مشكلات هذا القرن العميقة والمعقدة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more