"protesto" - Translation from Turkish to Arabic

    • الإحتجاج
        
    • إحتجاج
        
    • احتجاج
        
    • احتجاجاً
        
    • احتجاجا
        
    • الاحتجاج
        
    • أحتج
        
    • احتجاجات
        
    • التظاهر
        
    • للإحتجاج
        
    • نحتج
        
    • احتج
        
    • احتجاجًا
        
    • يحتجّون
        
    • المظاهرة
        
    Çünkü Tollan politikasını protesto etmek, yönetimin her kademesinde kaydedilir. Open Subtitles لأن الإحتجاج على سياسة تولان يسجل في كل مستويات الحكومة
    10 IRA mahkumu hapishanedeki koşulları protesto etmek üzere ölüm orucuna başlamışlardı. TED كان 10 سجناء للجيش الإيرلندي في مرحلة تجويع أنفسهم حتى الموت في إحتجاج على الأوضاع داخل السجن.
    Çok büyük bir protesto vardı. Odadaki herbirimiz, bu prostestoda farklı şekillerde yer aldık. TED كان هناك احتجاج واسع النطاق. الكثير منا في هذه القاعة شارك في هذه المظاهرة بأشكال مختلفة.
    Kendisi aynı zaman da kızların spor aktivitelerini protesto etmekten tutuklandı. Open Subtitles وقامت بالاستقالة من المنصب احتجاجاً على عدم تمويل برنامج الرياضة للفتيات
    Julian amca gençliğinde eski şirketleri protesto ettiklerini söylerdi. Open Subtitles العم جوليان كان أخبرني عن شبابه احتجاجا على الشركات القديمة
    Eğer bankaları protesto edecekseniz, bunu onların kapısında yapmanızı öneririm. Open Subtitles لو أردتم الاحتجاج على المصارف أقترح أن تقفو على بابها
    Koğuş Şefi olarak bu cesetlerin çamurda bırakılmış olmalarını protesto ediyorum. Open Subtitles كرئيس للمنطقه,فأنا أحتج على الطريقه التى تركت بها هاتان الجثتان ملقيتان فى الطين
    Onlar onu gizlemek istiyor. Yeni bir protesto olmasın istiyor. Open Subtitles هم يريدون جعل هذا سرى هم لا يريدون اى احتجاجات
    Bu protesto, bu birleşmenin deniz aşırı ülkelere iş göndermek gerçeğini de kapsıyor. Open Subtitles وكان لهذا التظاهر الواقع بأن هذا الدمج سيقوم بإرسال المهام إلى ماوراء البحار
    Hayattan kaçtığın için. Baş ağrıları doğanın protesto etme yöntemidir. Open Subtitles للهروب من الحياة ، إن الصداع هو وسيلة طبيعية للإحتجاج
    Muhtemelen protesto etmek istediler ve doğuracakları sonuçların farkına varmadılar. Open Subtitles ربما أرادوا الإحتجاج ولم يحسبوا حساب للعواقب المترتبة على ذلك
    polis, hukukun uygulanması ve hapishaneler hakkında şikayet ediyoruz, tweet atıyoruz ve protesto ediyoruz. TED الشكوى و التغريد و الإحتجاج من الشرطة والقوانين والسجن.
    Neden sen de şu Marslı yerliler gibi protesto etmiyorsun? Open Subtitles لماذا لا تحاول الإحتجاج, مثل أولئك المريخيين
    Sevgilim, yapamam. Yarın 3 protesto gösterim var. Open Subtitles لا أستطيع، عندي ثلاثة إجتماعات إحتجاج غداً
    Bu bir itiraz, kiliseye karşı protesto. Open Subtitles رأساً على عقب. هذا إحتجاج, تدنيس القدسية للكنيسة.
    Kadınlara oy hakkı için ülke çapında yapılan ilk toplu protesto olan Kadınlar Yürüyüşü'nün başındaydı. TED كانت في مقدمة موكب حق النساء في التصويت أول احتجاج جماهيري للمطالبة بحق النساء في التصويت على نطاق وطني.
    Ayrıldığı anda, Komiser, hükümetinize bu aşağılayıcı ve dayanaksız suçlama ile ilgili resmi bir protesto girişiminde bulunacağım. Open Subtitles لحظة أن يغادر ملازم سأستهل احتجاج رسمي على حكومتكم يتعلق بالإهانة واتهامات تدخل في الشؤون
    Bu ayini protesto etmek için konuşmayı ve yemeyi kesti. Open Subtitles إنها لن تتكلم أو تأكل احتجاجاً على هذه الطقوس
    En çok protesto eden onlardı ama hep karılarının iç çamaşırlarını giydiler! Open Subtitles انه الشخص الاكثر احتجاجا و هذه ينتهى بهم بارتداء سليب زاوجاتهم
    Onlara nasıl, ne zaman ve hatta neden protesto edeceklerini anlatmamız için bize ihtiyaçları olmadığını gördüler. TED وتعلموا أنهم لا يحتاجون إلينا لنقول شيئا أو حتى لماذا الاحتجاج.
    Farkında değil ama şu anda onu protesto ediyorum. Open Subtitles إنه لا يدري لكنني أحتج عليه الآن نوعًا ما
    Döndükten sonra Chicago protesto yürüyüşünde olan 54 dikiş. Open Subtitles 54غرزة بعدما عدت الى البيت من احتجاجات فى شيكاغو لقد عملت عكس تجنيد ارنست وارين
    protesto etme hakkı, özgürce toplanma hakkı, insanın devletini talep etme hakkı, bunlar yalnızca haklar değil. TED حق التظاهر وحق التجمهر بحرية، وحق تقديم عريضة إلى حكومتك، هي ليست مجرد حقوق
    Her hafta bir grup toplanıp eşcinsel sorununu görmezden gelenleri protesto ediyoruz. Open Subtitles كل اسبوع مجموعة منا تجتمع للإحتجاج على اولائك الذين يؤخرون قضية المثليين
    Demokrasi yaratmak için, aynı zamanda özgürlüğümüzü bizden almak isteyenleri protesto etmek için biraraya geldiğimiz toplumsal alanları barındıran buluşma yerlerinden bahsediyoruz. TED نحن نتحدث عن الأماكن العامة التي نجتمع فيها لنبدأ الديمقراطية، وفي نفس الوقت نحتج ضد من يريد سلب حريتنا.
    İki yıllık mahkumiyeti boyunca, dahilinde bulunan ayrılmış tesisleri protesto etti. TED خلال سجنه لمدة عامين، احتج على الفصل في المرافق من الداخل.
    Bu olay, Sinjin Grup önünde ödemeleri protesto eden Şoför Bae'nin Planlama Müdürü Jo'nun odasına çağrılarak dövülmesiyle başladı. Open Subtitles أساس هذه القضية، ذهبَ للشركة احتجاجًا ،على فصله من العمل وقام نائب المُدير بالاستعانه مع معاونيه .بضربهِ في مكتبه
    Ha! Bir de şu salak çevreciler burayı protesto etmeyi düşünüyorlar. Open Subtitles رجال البيئة أولئك يحتجّون على نظافة هذا الصدع
    Etkinlik katılımcılarının, grevcilere yiyecek ve içecek ikram etmesiyle, protesto dağıldı. Open Subtitles تفرقت المظاهرة عندما قام جامعي التبرعات بعرض الطعام والشراب على المحتجين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more