"randevular" - Translation from Turkish to Arabic

    • المواعيد
        
    • مواعيد
        
    • المواعدة
        
    • التعيينات
        
    • يبدأ عند
        
    Üç numaralı kural, tüm randevular resmidir, erkek bunu bilse de, bilmese de. Open Subtitles القاعدة رقم 3 , كل المواعيد العاطفية رسمية سواء كان الشاب يعرف ذلك أم لا
    Kör randevular hiç bir zaman iyi bir fikir olmamıştır. Open Subtitles المواعيد الغرامية المدبرة ليست جيدة أبداً
    Sürekli romantik randevular öneriyorum ama yan çizip duruyor. Open Subtitles إنني أحاول ، لا أكف أقترح عليها تلك المواعيد الغرامية المبهرة وهي لا تكف عن تأجيلها
    Tıbbi randevular iş saatleri sırasında olacaktı ve cerrahi işlemlerden sonra iyileşmek için zamana ihtiyacım olacaktı. TED سيكون لدي مواعيد طبية خلال ساعات العمل، وكنت أعلم أنني سأحتاج إلى إجازة للتعافي من العمليات الجراحية.
    -Evet, o günkü bütün randevular burada işte. Open Subtitles هل أنت متاكد ؟ ها هى كل مواعيد ذلك اليوم
    90 saniyelik randevular mı? Open Subtitles ترجمة أبو شـديد أرجو أن تنال إعجابكم في أمان الله المواعدة السـريعة
    Yapma, iyiye ulaşmak için kötü randevular farz gibi bir şeydir. Open Subtitles أوه هيّا، المواعيد السيئة نوع من الشر الذي لابدّ منه
    Çöpçatana da ihtiyacım yoktu ama suratıma randevular fırlatmanıza engel olamadım. Open Subtitles لم أكن بحاجة إلى خاطبة ايضاً لكن ذلك لم يمنعك من إلقاء المواعيد في وجهي
    Sanırım kötü randevular listene eklersin. Open Subtitles بأمكانك أن تضيفه إلى أسوا المواعيد الغرامية
    İlk randevular fazla abartılıyor zaten. Open Subtitles بالتأكيد، المواعيد الأولى مبالغ في تقدير أهميتها
    randevular otomatik olarak aktarılmaz. Senin aktarman lazım. Open Subtitles المواعيد لا تُنقل تلقائياً، عليكَ نقلها بنفسك
    Tanrım, bütün o kötü randevular bardaydı orada her zaman olan sadece bir şey vardı. Open Subtitles انظر ، كل تلك المواعيد في البار التي كنت ابحث فيها عن الرجل لقد تبين ان الرجل موجود هناك
    Hayır. randevular, telefonlar ve ofisteki günlük işlerden sorumluyum. Open Subtitles لا، أنا أساعد في ترتيب المواعيد والمكالمات والأعمال اليومية في المكتب.
    Telefon etmeniz lazım. randevular sadece telefonla alınıyor. Open Subtitles يجب أن تتصل، تحديد المواعيد يتم عبر الهاتف فقط.
    işle boğuşmak, kötü randevular, ayakkabı almak. Open Subtitles نسرع للعمل, نخرج في مواعيد غرامية سيئة, نشتري الأحذية
    Bir ölüyle çıkmanın başka bir getirisi de, garip randevular olmayışıdır. Open Subtitles أترين؟ هذه منفعةٌ أخرى لمواعدةِ رجلٍ ميت: لا مواعيد غريبة
    Hepsinin dakik randevular olması gerekiyordu. Open Subtitles وكان يجب عليهم جميعاً الحصول على مواعيد دقيقة
    Ek randevular, ağrılar veya kramplar falan. Open Subtitles ،أية مواعيد لاحقة أي ألم أو تشنجات
    randevular ile işin dengesini kurmak çok zor. O yüzden randevu, sen burada kal. Open Subtitles من الصعابة موازنة العمل و المواعدة لذا أيها الموعد إبقى هنا
    Üzgünüm. Seninle alakası yok, sadece... randevular beni tedirgin eder. Open Subtitles متأسفة، إنه ليس بشأنك إن المواعدة فقط تقلقني
    Tamam, diğer randevular için başka bir yer bulurum. Open Subtitles حسنا. وسوف تجد في مكان آخر لتفعل بقية التعيينات بلدي.
    randevular 11'de, fakat iş 8'de başlıyor, değil mi? Open Subtitles الاستقبال يفتتح عند الساعة الـ 11: 00 العمل يبدأ عند الثامنة , صحيح ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more