"reddedilme" - Translation from Turkish to Arabic

    • الرفض
        
    • بالرفض
        
    Neyse, herhalde bir çok sebebi olabilir. reddedilme korkusu, utangaçlık. Open Subtitles قد يكون اي من الاسباب التالية الخوف من الرفض,الخجل ربما
    Bir oyuncakla vakit geçirip böylece reddedilme korkusunu hiç yaşamıyor. Open Subtitles انه يتسكع مع الدمى انه ليس بحاجة ليخاف من الرفض
    Aşka olan inancın reddedilme korkunu alt edecek kadar güçlü değilmiş. Open Subtitles لمْ يكن إيمانك بالحبّ قويّاً كفاية للتغلّب على الخوف مِن الرفض
    Oysa psikolojik yaralanmalar, bedensel yaralanmalardan daha sık başımıza gelir. Başarısızlık, reddedilme veya yalnızlık gibi yaralanmalar. TED ففي أغلب الأحيان، نعاني من الإصابات النفسية أكثر من الجسدية. إصابات مثل الفشل أو الرفض أو الوحدة.
    Bu değişken durum, özsaygı düşüklüğü ve reddedilme ile birleşmiş. Open Subtitles تلك الحاله المشوشه مجتمعه مع قله الثقه فى النفس و الشعور بالرفض
    reddedilme sonrası gösterdikleri tepkiyi önemsiyorlar. TED بل جعلوا ردة فعلهم بعد الرفض هي التي تُعَرِّفهم.
    Reddedilmeyi öğrenmek için bu insanlar olmamız gerekmiyor ve benim durumumda, reddedilme benim lanetimdi, benim öcümdü. TED ولا يجب علينا أن نكون هؤلاء الأشخاص لنتعلم عن الرفض، وفي حالتي، كان الرفض لعنتي، كان كالبُعبُع بالنسبة لي.
    Şerefini kurtarmanın tek yolu, suçu gizlemek, isteği dışında evlendirildiğine inanmak ya da utanç ve reddedilme korkusundan dolayı olayları reddetmek. TED طريقها الوحيد لاستعادة شرفها هو إخفاء الجريمة، أعتقد أنها كانت متزوجة ضد إرادتها، أو تنكر الأحداث بدافع الخجل والخوف من الرفض.
    Yetiştirilme tarzım, onun son raddedeki utanma duygusunu ve reddedilme korkusunu anlamamda kolaylık sağladı. TED تنشئتي سهلت فهمي لإحساسها الشديد بالخجل وخوفها من الرفض.
    Tohumlarını içime duygusal açıdan bana uzak bir annenin ektiği reddedilme korkusunu yenebilmek için. Open Subtitles تعلمت أنه حتى أغطي على خوفي من الرفض المستأصل عاطفياً بي من أم بعيده
    Katili ve kurban bilimi dikkate alırsak, reddedilme, hayatında sıkça tekrarlanan bir şey olabilir. Open Subtitles باعتبار عامل التوتر وسبب اختيار الضحايا هناك فرصة جيدة ان الرفض هو موضوع متكرر في حياته
    Yazarlık kariyerimin tümü bir yığın reddedilme mektubundan ibaret. Open Subtitles كل ما علي عرضه بعملي ككاتب هي مجموعة رسائل الرفض التي تلقيتها
    reddedilme korkusu, asla yeterli hissedememe falan filan. Open Subtitles اخاف من الرفض لم اشعر بأنني جيدة كفاية إلخ
    Satış işi olduğundan reddedilme dünyasında yaşayabilmen gerekir. Open Subtitles حسناً إنها المبيعات, عليكِ أن تكوني قادرةً على التعايش في عالمٍ من الرفض.
    Tüm anlattıkların reddedilme ve buluşma sonrası zorla ilişkiden ibaret. Open Subtitles كل الأمور التي كنت تفعلها مثل الرفض و الاغتصاب
    İlkönce bir ağrıyla başlar, arkasından kıskançlık sızıları gelir, sonra haksızca anlamama, reddedilme ve ızdırap. Open Subtitles كلما إزداد الحب قوةً، كلما إزداد الشعور بالألم هل تعرف أنه من المفاجئ الغيرة القاتلة، سوء التفاهم الرفض والظلم
    Hastanın kendi hücreleri kullanıldığı için reddedilme olasılığını yok edeceğiz. Open Subtitles في النهاية، حتى استخدام خلايا المريض ذاتها لمنع الرفض.
    Bill, Shelley'nin senin için bir tür reddedilme olmadığını biliyorsun. Open Subtitles بيل, أنت تعلم أنّ شيلي لم يشكّل أي نوع من الرفض بالنسبة لك.
    Ciddi bir reddedilme yüzünden patlamış olma ihtimali yüksek. Open Subtitles هناك فرصة جيدة جدا انه كان يقوم بذلك كنوع من الرفض الحقيقي
    Tetikleyici bu olabilir. reddedilme ve öfke ona yalnız, değersiz hissettirdi. Open Subtitles هذه قد تكون الشرارة, الرفض والغضب هما ما جعلاه يشعر بالوحدة وإنعدام القيمة،
    Bak, bir arkadaşı kaybetme ve reddedilme duygusunu iyi bilirim. Open Subtitles وأنا أستطيع أن أعي فقدان الصديق والشعور بالرفض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more