"renkle" - Translation from Turkish to Arabic

    • اللون
        
    • بلون
        
    • باللون
        
    • بالألوان
        
    Biz de bunu biliyoruz çünkü renk bir duygudur ve renkle boyadığında aslında duygularla resmediyorsun. TED ونعلمُ ذلك لأن اللون هو المشاعر، وعندما ترسمون باللون، فإنكم ترسمون بالمشاعر.
    Ama tekrar, Detroit'i sarı renkle yukarıda sıradışı tüketimle görebilirsiniz, aşağıda Kopenhag TED لكن مرة أخرى، يمكنك رؤية ديترويت، صفراء اللون في الجزء العلوي، استهلاك فوق العادة، تحت مدينة كوبنهاجن.
    Çünkü sonunda, bu renkle ve saçla bazı yerlere ait olamazdım. TED لأنه وفي النهاية، لا يمكنني مع هذا اللون من البشرة ولا مع هذا الشعر، أن أنتمي إلى بعض الأماكن.
    Bir sanat eserini böyle bir renkle bozan her kimse götünü aldırsa iyi olur. Open Subtitles أيمكن أن تتخيّل تشوية قطعة فنية مثل هذه بلون مثل ذلك؟ الرجل يجب عليه أن يخلع مؤخرته.
    Eğer sevmediysen başka bir renkle değiştirebilirsin. Open Subtitles ان لم تحبها فيمكنك أن تستبدلها بلون آخر
    Sarı renkle işaretlediğin için de teşekkürler. Open Subtitles وشكرا على ابرازك للجملة بتلوينها باللون الاصفر
    Ayrıca arkadaşlarının her birinin adının Japonca'da bir renkle bağlantısı var. TED كما أن أسماء الأصدقاء لديها دلالة في اللغة اليابانية ترتبط بالألوان.
    Yani o zamana kadar, dört bir yanları o renkle kaplı da olsa onu görebilme yetenekleri yoktu. TED حتى ذلك الحين، رغم أن اللون قد يكون حولهم في كل مكان، هم ببساطة لم يمتلكوا القدرة على رؤيته.
    Yani bir biyomolekül türü mavi renkle işaretlenir. TED وبالتالي فأحد الأنواع من الجزيئات الحيوية قد يحصل على اللون الأزرق.
    Josef Albers kırmızı renkle ilgili bir teori sundu ve bu teori her zaman benimle beraberdi. TED طرح جوزيف ألبرز نظريةً عن اللون الأحمر، والتي بقيت دائمًا عالقة في ذهني.
    Çiçeğin size hissettirdiğini istediğiniz renkle gösterin. Open Subtitles واستخدموا اللون الذي يعبر، عن الشعور الذي تمنحه لكم الأزهار
    Uzun bir süre bu renkle yaşayacaksam ikinci bir fikir daha alsam gerçekten iyi olur. Open Subtitles حسنا , سيتوجب علي أن أعيش مع هذا اللون لفترة طويلة ويمكنني أن استفيد فعلا من رأي ثان
    Su genellikle rengi içine çeker ama renk her şey o renkle bozulmaya uğradığında yansımalarını veya kırılmalarını renkli bir camın gösterdiği gibi göstermez. Open Subtitles الماء عادة ما يكون ذا لون لكن اللون لا يكشف عبر انعكاساته أو انحرافاته كالزجاج الملون مثلاً
    Kuzey Peru'daki bu alana uçabilir ve kırmızı renkle gösterilen yüksek karbon stoklarını ve onu kesen Amazon Nehri'ni ve taşkın yatağını görebiliriz. TED نستطيع ان نحلق إلى هذه المنطقة من شمال بيرو ونرى هذه المناطق الغنية بالفخم ذات اللون الأحمر، ونهر الأمازون والسهول الفيضية تحترقها من المنتصف تقريبا.
    Bir sanat eserini böyle bir renkle bozan her kimse götünü aldırsa iyi olur. Open Subtitles أيّ واحد من شأنه تشوّيه قطعة فنية بلون مثل ذلك... يجب عليه أن يخلع مؤخرته...
    Herkesi bir renkle ilişkilendirip temasları kaydedeceğiz. Open Subtitles ثم سنسجل كل إشتباك بلون مستجيب
    Bu odayı şöyle çarpıcı bir renkle boyamanı önerirdim. Open Subtitles أقترح عليكِ طلاء هذه الغرفة بلون جريئ
    Neyse neden bir adım geri atıp bir renkle başlamıyoruz? Open Subtitles ...ولكن على كل حال لِمَ لا نخطو خطوة للخلف ونبدء بلون الغرفة؟
    Bunun renkle bir alakası yok. Open Subtitles الأمر لا يتعلق بلون بشرتك
    Bu da, silahın üzerine sarılı bulunan ve kırmızı bir renkle lekelenmiş mendille bağlantı kurmama neden oldu. Open Subtitles هذا كان له علاقة ايضا باللون الأحمر نفسه الموجود على المنديل الملفوف حول المسدس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more