Bunlarda 30 tane kadarına sahipler, yani günü geçirmek için başka resimlerin, duvarların hatta tavanın resimlerini çekmek zorundalar. | TED | ويمتلكون 30 من هذه الأشياء، وعليهم أن يستخدموها من خلال التقاط الصور أو حتى الحائط أو السقف لتمضية يومهم. |
- Öyle mi? Ama resimlerini görmüştün. - Resimleri görmüştüm. | Open Subtitles | نعم , لقد رأيته فى الصور لقد رأيته فى الصور |
Onlara senden bahsettim. Çok şirin olduğunu düşünüyorlar. resimlerini de gösterdim. | Open Subtitles | أخبرتهم بكل شيء عنكِ على اي حال وقالوا بأنكِ جميله,أريتهم صورك |
Geceleyin şehrin resimlerini çekiyoruz ve şehir ışıklarını yıldızlar gibi inceliyoruz. | TED | نلتقط صورا ليلية للمدينة وندرس الأضواء كما نفعل مع النجوم. |
Sert bir dille resimlerini başka yere götürmesini söyledim. | Open Subtitles | و أقترح عليه بلغة قوية أن يأخذ صوره لمكان أخر |
Ama eski resimlerini gördüm ailemin, ben doğmadan önce. | Open Subtitles | و لقد رأيتُ صورهم الأثنان.. والداي, قبل أن ينجبوني. |
Karanlık odanın öneminden bahsetti bodrum katına Cristina için bir oda kurdu ve ona resimlerini geliştirmesi için çeşitli teknikler öğretti. | Open Subtitles | قالت أنه من المهم أن يكون لديها غرفة تحميض، وأنها ستعد واحدة في القبو لكريستينا و تعلمها تقنيات تظهير صورها الخاصة |
- Öyle mi? Ama resimlerini görmüştün. - Resimleri görmüştüm. | Open Subtitles | نعم , لقد رأيته فى الصور لقد رأيته فى الصور |
O kızları sinsice izlediğini diğer sapıklarla buluştuğunu ya da kızların resimlerini paylaştığını... | Open Subtitles | لربما كان يترصد هؤلاء الفتيات أو أنه يجتمع مع منحرفين آخرين ليتبادلوا الصور |
Muhtemelen Hubble Uzay Teleskobu'nu duymuşsunuzdur ve görünür ultraviyole ışıkta çekilmiş güzel resimlerini görmüşsünüzdür. | TED | لا بدّ وأنّك قد سمعت يوما عن تلسكوب هابل الفضائي ورأيت الصور الجميلة التي التقطها في ضوء فوق بنفسجي مرئي. |
Ama önce size bu şeyler nasıl görünüyor, resimlerini göstererek başlayayım. | TED | لكن أسمحوا لي بداية أن أعرض لكم بعض الصور لكيف يبدو هذا الشئ. |
Kocanızı hiç görmedim, ama resimlerini gördüm. | Open Subtitles | لم يتسن لي رؤية زوجك إلا من خلال الصور المنشورة له |
Onunla uzun zamandır yazışıyoruz ve ondan resimlerini istedim böylece ne kadar büyüdüğünü görebilirdim. | Open Subtitles | كنت اراسلها لمدة كبيرة ثم طلبت منها الصور حتي أري كيف كنت تنضج. |
Senin bütün resimlerini beğeniyoruz, ama ilerde, sorunlu kılavuzlardaki gibi, iki yaşından büyük olan kurbanları seç, olur mu? | Open Subtitles | جميعنا نحب صورك لكن في المستقبل، كما الدليل القاسي لندع الضحايا لأكثر من عامان، حسناً؟ |
Sanatı ve zanaatı terk ettiler, yerine kendi resimlerini çizip sergilediler. Tekrar ve tekrar. | TED | لقد هجروا الفنون والحرَف وبدلًا من ذلك، رسموا وعرضوا صورا لأنفسهم مرارًا وتكرارًا. |
Kendi yarattığı kazalarla, kendi resimlerini oluşturmaya başladı. | Open Subtitles | وبدأ بخلق صوره الخاصة بالحوادث التي يسبّبها |
İki yeğenim var ve onlara deli oluyorum. Hatta resimlerini taşıyorum. | Open Subtitles | لديّ ابنتا أخت أحبهم جداً، حتى أنني أحمل صورهم |
Bunu hep biliyordum, fakat onun resimlerini gördüğümde artık buna emin oldum. | Open Subtitles | أظن كنتُ أعلم بالأمر، لكن أصبحتُ .واثقاً للغاية عندما رأيت صورها |
Aklı başında hangi insan senin aptal resimlerini alır ki? | Open Subtitles | من الذين لديهم عقل سليم ليشتروا رسوماتك ؟ |
Kimin yaptığını öğrenseydim, öncelikle resimlerini ona satmaya çalışırdım. | Open Subtitles | إذا أَكتشفت مَنْ كَانَ هو، أنا مبدأياً سأحاولْ أن أبَيْع له لوحاتك |
Aile terapistleri, aileyi anlamak için çocukların resimlerini kullanırlar. | Open Subtitles | معالجين العائلة غالباً ما يستعلموا لوحات لتقييم وحدة العائلة |
fikrini hiçbir zaman değiştiremeyenler, resimlerini çok seviyorlar! | TED | وبعد ان انتهت المدة المسموحة لتبديل اللوحات لم يُعجبوا بلوحتهم أيضاً, لماذا ؟ |
Ben sadece başka birisi benden önce kedisinin resimlerini internete koyarsa hep ikinci adam olarak anılacağım için gerginim. | Open Subtitles | أنا فقط متوتر بأن شخصا ما آخر , يضع صور قطتهم على الأنترنيت أولا وثم سأعرف دائما بالرجل الثاني |
Eski insanlar varlıklarını ispatlamak için mağaralara resimlerini bırakmış. | Open Subtitles | الإنسان القديم رسومات الكهوف اليسرى لإثبات وجدت. |
Biraz güçsüz ama size resimlerini göstermemizi ve sizin de ona sevgilerinizi yollamanızı istedi. | Open Subtitles | إنها ضعيفة بعض الشيء ، ولكن أرادت أن تظهر لنا يا رفاق صورتها وان ترسل اليكم حبها |
Annesiyle olan bütün hayatını ve resimlerini bu kitabın arkasındaki boşluğa saklamış. | Open Subtitles | ثمّ يضع جيباً مؤقّتاً حيث بإمكانه .الاحتفاظ بصور والدته عن كلّ حياته |
Ultraviyole kızıl ötesi fotoğraf makinesi kullanarak, yanmış kağıtların resimlerini çekiyoruz. | Open Subtitles | بإستعمال الكاميرا الرقمية الأحادية ذات الأشعة فوق الحمراء وتحت البنفسجية نأخذ صورةً للورق المحترق |