"rozetin" - Translation from Turkish to Arabic

    • شارتك
        
    • الشارة
        
    • شارة
        
    • شارتكَ
        
    • شارتُك
        
    • وشارة
        
    • شارتكِ
        
    Rozetin varsa cezalardan kurtulmak için kullanırsın diye şansımı denedim. Open Subtitles راهنت أنك أول ما استلمت شارتك استخدمتِها للتهرب من المخالفات
    Artık Rozetin arkasına saklanamazsın. Kovulduğunu biliyoruz. Open Subtitles لا يمكنك ان تختبئ خلف شارتك بعد الان نحن نعرف انه تم فصلك
    Gerçeği gizlemek için, daha ne kadar o Rozetin ardına saklanacaksın ? Open Subtitles إلى متى سوف تختفى وراء هذه الشارة قبل أن تظهر الحقيقة ؟
    Bu Rozetin bir anlamı olmalıydı ama sen üstüne tükürdün. Open Subtitles تلك الشارة من المفترض أن تعني شيئاً ما، ولكنك احتقرتها
    Rozetin ve silahın var şerif. Bunu yapmaya hakkın yok. Open Subtitles أنك تحمل شارة ومسدس أيها الشريف ليس من حقك فعل ذلك
    "... Rozetin ve silahın. Open Subtitles وأعد شارتكَ وسلاحكَ. أنا لا أُريدُ رُؤيتك
    Rozetin cebinin dört parmak yukarısında olmalı. Başka bir yerde değil. Open Subtitles شارتك يجب أن تكون على بعد أربع أصابع من جيبك وليس في مكان آخر
    O senin şu kutsal Rozetin uğruna kurban oldu. Open Subtitles لقد كان قربان بشري على مذبح شارتك المقدسة
    Burada söylenene göre Rozetin çalıntıymış. Open Subtitles و تقول أن شارتك مسروقة و هناك صورة لك
    Yoksa Rozetin gider. Anladın mı güzelim? Open Subtitles ان لم تفعلى , سأخذ شارتك هل سمعتى ذلك ؟
    Silahla Rozetin olmasa bir bok değilsin. Open Subtitles إنك بدون شارتك و سلاحك لا تساوي شيئاً
    Sana ait Kadrolu Küçük Kedi Rozetin. Open Subtitles شارتك الرسمية لفرقة القط الصغير
    Ceketin ve ayakkabıların yokken polise benzemiyordun ama hala Rozetin vardı. Open Subtitles ,ومع ذهاب سترتك وحذائك ,لم تبدُ كشرطي لكن لاتزال لديك الشارة
    Ceketin ve ayakkabıların yokken polise benzemiyordun ama hala Rozetin vardı. Open Subtitles ,ومع ذهاب سترتك وحذائك ,لم تبدُ كشرطي لكن لاتزال لديك الشارة
    Rozetin olmasaydı, kafanı uçururlardı. Open Subtitles لو لم يكن معك هذه الشارة و المسدس هؤلاء الشباب سيقطعون رأسك
    Cebimde o Rozetin olduğunu bilmek hiçbirşeyi yanlış yapmayacağım anlamına geliyordu. Open Subtitles معرفتي أنني أحمل تلك الشارة في جيبي، يعني أنني لن أقترف أيّ خطأ
    Fakat, bir süre sonra Rozetin gücü tehlikeli olmaya başladı. Open Subtitles لكن بعد فترة، بدأت سلطة الشارة تصبح بالغة الخطورة
    Rozetin bugün işlenen bir cinayette kullanılmış olabileceğini sanıyoruz. Open Subtitles الاستماع، ونحن نعتقد أن تم استخدام شارة في جريمة قتل اليوم.
    Yani sen olduğunu sandım fakat Dedektif Rozetin yüzünden biraz gözlerim kamaşmıştı. Open Subtitles كما تعلم .. لقد ظننت أنه أنت ولكني عُميت بسبب لمعة شارة المحققين
    Rozetin falan yoksa, bu konuşma bitmiştir. Open Subtitles ما عدى إن كنتُ تملك شارة أخرى و إلاّ فلقد إنتهينا من الحديث هنا
    Senin... Rozetin. Open Subtitles أنتَ، و شارتكَ...
    Holder. Rozetin. Open Subtitles (هولدر)، شارتُك.
    Benim büyüdüğüm yerde, ya bir silah ve Rozetin olacaktı ya da bir baretin ve çekicin. Open Subtitles ترعرت في مكان إمّا أن تملك مسدساً وشارة أو أن تملك مطرقة
    Patlama bölgesinde kalmakta özgürsün ama bu kapılar kapanınca mavi Rozetin bir işe yaramayacak. Open Subtitles يمكنكِ البقاء بمنطقة الإنفجار اذا اردتى لكن عندما يغلق هذا الباب ستكون شارتكِ الزرقاء بلا قيمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more