| ABC en az altı ay boyunca ruhsat almana izin vermeyecektir. | Open Subtitles | آي.بي.سي لن تدعك تحصل على رخصة ثانية لستة أشهر على الأقل |
| En sonunda, sana mükemmel bir ruhsat hazırlamaya karar verdim, nehirde muz ticareti yapabilmen için. | Open Subtitles | أخيرا، تمكنت من الحصول على لك رخصة حقيقية الموز تبيع في النهر. |
| ruhsat, torpidoda bi sürü ıvır-zıvır boş kanat kutuları, çöp. | Open Subtitles | أروراق التسجيل وبعض التفاهات بصندوق القفازات عُلب الطّعام ، وقمامة |
| ruhsat için Springfield'daki adamdan cuma gününe randevu aldık. | Open Subtitles | ولدينا موعد يوم الجمعة مع الرجل الذي في سبيرنغفيلد بشأن الرخصة |
| Bu gece, Rothstein'in ruhsat alma çabasına bir göz atacağız. | Open Subtitles | الليلة سنلقي الضوء على محاولة أيس روذستين للحصول على ترخيص الولاية |
| Eğer ruhsat alamazsam her şey biter. İnan bana, işlerim ters giderse birçok kişi için kötü olur. | Open Subtitles | ستنتهي إذا لم أحصل على ذلك الترخيص و صدقني,إذا ساءت أموري فستسوء امور كثرين غيري |
| Pekala, ehliyet ve ruhsat, lütfen. | Open Subtitles | حسنآ أوراق تسجيل السياة من فضلك رخصة القيادة رجأ |
| ruhsat geçici, daha Trafik'te işlemleri yapılmamış. | Open Subtitles | الذي باعها منذ أسبوعين رخصة التسجيل مؤقتة و لم يتم الإمضاء عليها من إدارة المرور |
| Plaka ve ruhsat kayıp. | Open Subtitles | رخصة القيادة و صفيحة رقم السيارة المعدنية مفقودين |
| Ehliyet ve ruhsat efendim. | Open Subtitles | رجاء إظهار رخصة وأوراق تسجيل السيارة يا سيدي |
| Evet, söylediğin gibi berbat durumdaydı ve ruhsat da yerinde yoktu. | Open Subtitles | نعم، وهي سليمة كما اعلنت واوراق التسجيل اختفت هذا لإنك اضعتها |
| - Sadece rutin kontrol. Ehliyet ve ruhsat lütfen. - Buyurun. | Open Subtitles | إنه مجرد إجراء روتيني، أوراق التسجيل والاستمارة من فضلك |
| Müşterinin usulüne uygun şekilde fatura ve ruhsat aldığını söyle. Tüm müşterilerim gibi. | Open Subtitles | أخبرها أن العميل لديه الإيصال بالاستلام ورقم التسجيل, مثل كل عملائنا. |
| Ehliyet ve ruhsat sormanız gerekmez mi? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تسأل عن الرخصة وأوراق التسجيل؟ |
| Onlarca yıldır bir sosyal kulüptüler... ..ta ki bir grup zengin inek gelip etrafa para saçana, inek evini inşa edene ve yeni bir ruhsat alana kadar. | Open Subtitles | لقد شكلوا نادِ اجتماعي لعقود حتى جاءت مجموعة غنية منهم و دعمتهم ببعض النقود بنوا المنزل , و حصلوا على الرخصة |
| Bir de ruhsat için baş vurdum böylece tedarikçilerden indirim alabiliriz. | Open Subtitles | وملئت طلب ترخيص من مجلس المدينة حتى نحصل على تخفيض .. من المورّدين |
| Yani öylece ortaya çıkıp altın aramaya, kazmaya başlayabilir miyim yoksa ruhsat gibi bir şeye ihtiyacım var mı? | Open Subtitles | أو الحفر أو ما كان، أو أنا بحاجة إلى تصريح أو ترخيص أو ما شابه؟ |
| ruhsat başvurusunun reddedilmesi üzerine sinirlenen... - Saçmalık! ...Rothstein... şaşkın komisyon üyelerini koridora kadar takip ederek görüşlerini açıkladı. | Open Subtitles | بشكل عدائي انطلق روذستين يكيل التهم لأعضاء اللجنة في الردهة,بعد أن رفضوا منحة الترخيص |
| Çünkü bunun için ruhsat lazım ve sabıkalılara ruhsat muhsat yok. | Open Subtitles | لأنكَ بحاجة لرخصة من أجل هذا العمل والمجرمون لا يحصلون عليها, |
| Umarım ruhsat olmadan açılış yapmayı düşünmüyorsundur. | Open Subtitles | أنا بجد آمل أنك لاتفكر بأفتتاح ناديك بدون رخصه |
| Ben, ruhsat masasını kahvaltı diye yiyorum. | Open Subtitles | أنا آكل تسليم التصاريح على وجبة الفطور |
| Tamam mı? Orada yaşanan bazı şeyler için şehir onlara ruhsat vermez. | Open Subtitles | حسناً، المدينة لا تعطي بالضبط الرخص لبعض الأشياء التي تحصل هناك |
| Şimdilik ruhsat alacağım diye heveslenme Şampiyon. | Open Subtitles | لا تُفكر بالحصول على شهادة العمل حالياً |