Sonra, okulun son günü benimle konuştu. söylediği her şey, tam olarak hayal ettiğim gibiydi. | Open Subtitles | وفي اليوم الأخير تحدث الي وكان كل ما قاله كما تخيلت أنه سيكون |
Bu herifin söylediği her şey palavra. | Open Subtitles | كل ما قاله ذلك الرجل هو مجرد هراءات |
söylediği her şey... 21.yüzyıda olaylar böyle ilerliyor. | Open Subtitles | كل شيء قالته حسنا , ما يفتقر القرن ال 21 في الرؤية نحن نقوم بالتعويض عن نقص الانتباه |
Onun dışında söylediği her şey doğruydu,... ..ve şimdi siz annemle çemberlerin içinde.. | Open Subtitles | كل ما قالته كان صحيحاً ..والآن انت تخوض احاديث سرية مع أمي |
Yaptığını söylediği her şey... senin boruyu çalmanı engellemek içindi... | Open Subtitles | كل شيء هو فعله، كل شيء قاله كان فقط لمنعك من نفخ البوق |
Tek bildiğim, baştan beri söylediği her şey... | Open Subtitles | ،كلا ما أعرفه، كل ما أخبرني به ...منذ البداية |
Bay Morningstar'ın bu kürsüde söylediği her şey doğruydu. | Open Subtitles | كل ما قال السيد مورنينغستار على هذا الموقف غير صحيح تماما. |
Bu adamın söylediği her şey yakında basılmayacak olan Tehlikeli Dekan'dan alıntı. | Open Subtitles | كل ما يقوله هذا الرجل هو مسروق من الصفحات اللتي لن تطبع أبداً "لرواية "العميد الخطير |
İçini göremem. Ama söylediği her şey çıkmakla ilgili. | Open Subtitles | لا أستطيع رؤيته، ولكن كل شيء تقوله هناك، ستقوله هنا |
Jason'ın bana söylediği her şey yalan diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن كل ما قاله لي جايسن كان كذبة |
Olan her şey o adamın yanına gittiğimde söylediği her şey. | Open Subtitles | كل ما قاله الرجل عندما وصلت إليه |
MR taramasına göre şimdiye kadar söylediği her şey doğru. | Open Subtitles | حتى الآن "جهاز كشف الكذب" سجّل الصدق في كل ما قاله. |
Eddie'nin hakkında söylediği her şey gerçek olabilir. | Open Subtitles | كل شيء قالته عن إيدي قد يكون حقيقي |
- O daha iyiydi. söylediği her şey doğru ve jüri de bunu biliyor. | Open Subtitles | لقد كانت أفضل كل شيء قالته كان صحيحا |
Bayan Rhodes'un senin hakkında söylediği her şey doğru. | Open Subtitles | كل شيء قالته السيدة روديز عنك حقيقي |
Çok öfkeleniyorlardı çünkü söylediği her şey mırıldanma olarak duyuluyordu. | Open Subtitles | حصلوا على نتائج محبطة للغاية لان كل ما قالته كان غير مفهوماً |
Susanne'in sizin hakkınızda söylediği her şey doğruydu, değil mi? | Open Subtitles | كل ما قالته سوسان عنكم صحيح, أليس كذلك؟ |
Evet, onlar hakkında söylediği her şey var ki bu beni diğer söylediği şeylerin de doğru olabileceği konusunda düşündürüyor. | Open Subtitles | أجل، كل شيء قاله بشأنهم مذكور هنا، ممّا يجعلني أتأكّد من صحة كل شيء آخر يقوله |
Kocamın yaptığı, söylediği her şey kötü şeyleri iyi göstermek için gerçeği örtmeye planlanmıştı. | Open Subtitles | كل شيء فعله زوجي كل شيء قاله كان من اجل اخفاء الحقيقة لجعل الشيء السيء يبدو جيداً |
Anne ve babamın bana söylediği her şey yalanmış. | Open Subtitles | كل ما أخبرني إياه والدايّ كان كذبة |
O'Reilly'nin hakkımda söylediği her şey doğru. | Open Subtitles | كل ما قال " أورايلي " عني صحيح |
söylediği her şey onu işaret ediyor. | Open Subtitles | كل ما يقوله نقطة على التوالي إليها. |
O zaman yalandır. Fox Ana Haber'in söylediği her şey yalandır. | Open Subtitles | كل شيء تقوله أخبار (فوكس) كذبة |
Hank'in bana söylediği her şey yalanmış. | Open Subtitles | كل شئ قاله هانك كان مجرد أكذوبة |
Kensi bu kadının bize söylediği her şey yalan. | Open Subtitles | كينسي كل ماقالته هذه المرأه كان مجرد كذب |
Dinle, çok sağol adamım. Babamın senin için söylediği her şey doğruymuş. | Open Subtitles | إسمع، شكراً جزيلا لك يا رجل، كلّ ما قاله والدي عنك صحيح. |