| Takımda yerel bir oyuncu olduğuna dair bir söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات تقول أن هناك لاعب هندي في الفريق كذلك |
| Jason ve kraliçe ariadne alt kasabaya kaçmış söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات بأن جيسون والملكة أريادن هربوا إلى المدينة أقل. |
| Kundakçıların çete bağlantısı olduğuna dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات بأن الحرائق المفتعلة قد يكون عصابة ذات الصلة. |
| Tet Bayramı ateşkesinin iptal edileceğine dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك إشاعات تقول بأن هدنة عيد السنة القمرية الفيتنامية ستُلغى |
| Takımda Sam Metcalf'i bir örümceğin öldürmüş olabileceğiyle ilgili söylentiler var. | Open Subtitles | هناك إشاعة تَنتشرُ تلك ان نوع من عنكبوت قَتلَ سام ميتكالف. |
| Oğlunuzun UFO'lar tarafından kaçırıldığı yolunda söylentiler var. - Bu konuda bir yorum yapar mısınız? | Open Subtitles | يُشاع أن أبنك تم أختطافه من قبل الفضائيين |
| Şarkı sözlerinde vampirlerin sırlarını verdiğine dair söylentiler var. | Open Subtitles | ثمة شائعات حول المعانى المخفية فى شعرك ... |
| Bazı söylentiler var Dumbledore'un yaşlandığına dair... | Open Subtitles | دار بعض الحديث مؤخراً... أنّ (دمبلدور) ، كبـُر في السنّ. |
| Benimle ilgili söylentiler var emekli oluyor diye Güven bambaşka birşeydir aslında | Open Subtitles | هناك شائعات في الصحف عن تقاعدي والأمانة أصدرت بيان نفي |
| Lord Doisneau'nun elindeki kömürleri istediğine dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات انه يريد الفحم تحت أرض اللورد دوانو |
| Benim söylediklerimi yapmadığına dair bazı söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات تدور أن كنت قد ذهبت المنشق علي. |
| Heykelin saf altından yapıldığına dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات أن هذا التمثال مصنوع من الذهب الخالص. |
| Davanın düşeceğine dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات كثيرة عن بطلان الدعوى من مصادر... |
| Amerika'nın barış görüşmeleri için masaya oturacağına dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات بأن "أمريكا" ستتفاوض إلى السلام |
| İyi olmadığına dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات بانه ليس على ما يرام |
| Ciddi insan hakları ihlalleri ve yanlış ekonomik yönetim... hakkında söylentiler var. | Open Subtitles | هناك إشاعات بمخالفة حقوق الإنسان و سوء الإدارة الاقتصادية |
| Haftalardır arka semtlerde dolaştığı hakkında söylentiler var, fakat annen haricinde görgü tanığım yoktu. | Open Subtitles | كانت هناك إشاعات حولها تحوم حول الأحياء الفقيرة لأسابيع، لكني لم أكن مقتنعة من شاهد العيان حتى حصول ذلك لأمك. |
| Tok'ra arasında sonun düşündüğümüzden daha yakın olduğu hakkında söylentiler var. | Open Subtitles | هناك إشاعة بين التوكرا أن النهاية أقرب مما نتوقع |
| Kampüsteki gizli bir topluğun bir parçası olduğu yönünde söylentiler var. | Open Subtitles | يُشاع أنّه ضالع في مجتمع سرّيّ بالحرم الجامعيّ. |
| Harbor Point Nükleer Tesisinde yurtiçi bir terör saldırısının engellendiğine dair söylentiler var. | Open Subtitles | ثمة شائعات تقول أنه كان هناك مؤامرة إرهابية محلية أُحبطت في محطة "هاربور" النووية |
| Bazı söylentiler var Dumbledore'un yaşlandığına dair... | Open Subtitles | دار بعض الحديث مؤخراً... أنّ (دمبلدور) ، كبـُر في السنّ. |
| Tüm köyde söylentiler var. | Open Subtitles | هناك همسات في جميع أنحاء القرية. |
| Bazı adamların bunları satın aldığına dair şehirde söylentiler var. | Open Subtitles | هنالك إشاعة تقول أن هناك رجل في المدينة يشتريها كلها |