Şöyle söyleyelim hâyâl ettiğiniz şu korkutucu adam olduğumu farz edelim. | Open Subtitles | حسناً، دعينا نقول أنّي هذا الرجل المُخيف الذي تتخيّلين أنّي هو. |
En azından birbirini seven diğer aşıklar gibi gerçekten mutlu olduğumuzu söyleyelim. | Open Subtitles | حتى وإن كان بهذا القدر، فمثل الثنائيات الأخرى، دعينا نقول أننا سعداء |
Davies'e geleceğinizi söyleyelim mi Yargıç? Evet. | Open Subtitles | هل نخبر ديفيز أنك قادم ، يا سيادة القاضي؟ |
Biraz daha şampanya söyleyelim. Sonra helikopterime atlarız. | Open Subtitles | يجب أن نطلب المزيد من الشراب ونركب طائرتي |
O zaman onlara istedikleri her şeyi kabul edeceğimizi söyleyelim. | Open Subtitles | ثمّ لربّما نخبرهم أيضًا أنّ بإمكانهم الحصول على كلّ شيء. |
Sadece, tartışmanın hatırına, bunun bir kur yapma olduğunu söyleyelim. | Open Subtitles | حسناً، إجتناباً للجدال لنقل أنه كان غزلاً |
Evet, daha iyi bir sürprizim var. Daphne've Meksika'da olduğumuzu söyleyelim. | Open Subtitles | لدي مفاجأة أفضل لنخبر دافني أننا في المكسيك |
Hadi, onu uyandıralım ve onu sevdiğimizi söyleyelim. | Open Subtitles | نحن لم نخبره بما فيه الكفاية تعال.دعنا نذهب لإيقاظه وإخباره باننا نحبه |
Büyük düşmanlarından birinden ona karşı bir tehdit aldığımızı söyleyelim. | Open Subtitles | دعّنا نقول له بأننا تلقينا تهديدًا له من أشرس أعدائه |
Şimdi o aynı konuşmayı yalancı biri ile yaptığınızı söyleyelim. | TED | والآن دعنا نقول بأنك أجريت نفس ذلك الحديث مع شخص مخادع. |
Oh, seninle konuşmak isterlerse, burada olmadığını söyleyelim mi? | Open Subtitles | حسنا ً، إذا أرادوا الحديث معك نقول لهم أنك لست هنا؟ |
Şimdi, bunu Komiser Craddock'dan başka kimseye söylemeyeceğiz, ona da hemen söyleyelim. | Open Subtitles | يجب ان نخبر المفتش كرادوك بهذا, وليس احد غيره وكلما اسرعنا, كان افضل |
Aşağı inip, iyi haberi babama söyleyelim mi? | Open Subtitles | هل يجب أن نذهب للطابق السفلى و نخبر أبى الأخبار الجيدة ؟ . نعم |
Bence bu çocuğa, o tohum hakkında ne düşündüğümüzü söyleyelim! | Open Subtitles | أنا أقترح أن نخبر هذا الفتى بما نفكر فيه لهذه البذرة. |
Bugün yataktan çıkmayalım oda servisinden çilekli gözleme söyleyelim. | Open Subtitles | لنبقى فى الفراش اليوم نطلب خدمة الغرف ليحضروا لنا الوافل و الفراولة |
Adamın anlattıklarını polise söyleyelim mi? | Open Subtitles | أتعتقدوا أنه يجب علينا أن نخبرهم بما قاله؟ |
Senin çıkarına olduğu için bana ödeme yapacağını söyleyelim. | Open Subtitles | لنقل أنك ستدفع لى لأنه من مصلحتك أن تفعل |
Birbirimize şimdiye kadar hiç kimseye söylemediğimiz bir şey söyleyelim. | Open Subtitles | لنخبر بعضنا بشيء لم نخبره لأحد آخر |
Olmaz. Mükemmel hediyeyi aldığımızı, ama silah zoruyla soyulduğumuz söyleyelim. | Open Subtitles | نخبره أنّنا قد أحضرنا الهدية المناسبة ولكن تمّت سرقتنا تحت تهديد السلاح |
Başrahibeye söyleyelim! Ne rezalet! | Open Subtitles | سنخبر رئيسة الراهبات ياله من انتهاك للحرمة |
- Hayır bizi anlatan şarkıyı söyleyelim. - Biz "Küçük Utangaç Menekşeleri" biliyoruz. | Open Subtitles | كلا، لنغني عنا نعرف أغنية عن زهرة الفيوليت الخجولة |
Dinleyin kızlar, Nadya için bir şarkı söyleyelim. | Open Subtitles | اصغين يا فتيات، دعونا نغني أغنية من أجل ناديا. |
Tamamdır, gidip şube müdürlerimize bankalarının güvenli olmadığını söyleyelim. | Open Subtitles | حسنًا لنذهب ونخبر مديرو الفرع بان مصرفهم ليس آمن |
Bu amaçla, üç deyince hep birlikte söyleyelim. | TED | وبهذه الخلاصة، عند العد لثلاثة، أود أن نقولها معاً. |
O zaman anneni arayıp, burada Playboy almaya çalıştığını söyleyelim mi? | Open Subtitles | لماذا لا نستدعي والدتك و نخبرها أنك تحاول شراء مجلة رخيصة ؟ |
Artık bunu bildiğimize göre gidip polislere söyleyelim. | Open Subtitles | حسناً، رائع. بما أننا نعرف هذا الآن، دعنا نذهب لإخبار الشرطة. |
Bir anda, ansızın söyleyelim. Birlikte olduğumuzu, hatta şeyi de, | Open Subtitles | علينا إخبارهم بهذا ببساطة، نجمعهم جميعًا، ونقول لهم: |