Arabalar kirada oldukları süre boyunca sigortalı ve sürücülerin ihtiyacını karşılıyor, ve ihtiyaçları ne? | TED | السيارات مؤمنة تماماً خلال الأستئجار, وتعطي السائقين ما يحتاجون إليه, وما هو الذي يحتاجونه؟ |
Bu çalışmaların birinde, sürücülerin yaya geçidinden geçecekmiş gibi yapan bir yaya için durup durmayacaklarına baktık. | TED | ففي أحد هذه الدراسات، نظرنا فيما إذا كان السائقين سيقفون للمشاة، حيث كنا قد كلفناهم للانتظار لعبور الممر. |
Bir çalışmada yol kenarına oyuncak yılan ve kaplumbağa konulmuş ve sürücülerin yılana daha fazla çarptığı, oyuncak hayvanlara çarpan sürücülerin de yüzde 3'ünün bunu kasıtlı yaptığı görülmüş. | TED | في دراسة حيث وضعت حية مزيفة وسلحفاة مزيفة على جنب الطريق، قام السائقون بلقيادة فوق الحية اكثر من السلحفاة وحوالي 3 بالمئة من السائقين الذين ضربوا بسياراتهم الحيوانات المزيفة |
Tabii, araba değiştirmiş olabilir, ama gözlerim sürücülerin üzerindeydi. | Open Subtitles | بالتأكيد يمكن أن يكون فعل ذلك ولكنني كنت أراقب السائقين |
Kırmızı yandığını gördüm ve iyi sürücülerin yapması gerektiği gibi durdum. | Open Subtitles | إذًا رأيت الإشارة حمراء، وقد قمت بالتوّقف كما يفعلها السائقون الجيّدون. |
sürücülerin yüzlerindeki gülümsemeyi görmeliydin. | Open Subtitles | عليك أن ترى الابتسامات على وجوه السائقين. |
Her patikaya ve kayak bölgesini gözden geçirin 160 kilometre çapında bölgede sürücülerin kimliklerini kontrol edin | Open Subtitles | فتشوا كل ممر، كل مأوى جبلى، و كل منحدر للتزلج. قوموا بتحريات عشوائية عن هويات السائقين فى دائرة نصف قطرها 160 كم. |
Buradan da bu sürücülerin ne tür bir baskı altında olduğunu anlıyoruz. | Open Subtitles | هذا يجعلنا ندرك نوع الضغك الذي يتعرض له السائقين |
sürücülerin de isimlerini bul. | Open Subtitles | في المنطقة الشمالية بالإضافة إلى أسماء كل السائقين |
Tüm sürücülerin tamamen kafası karışmış. | Open Subtitles | قالوا ان جميع السائقين كانوا مشوشين بشكل كامل |
Çünkü sürücülerin bir sezonda sekiz adet motor limitleri var. | Open Subtitles | لأن السائقين مسموح لهم بـ 8 محركات في الموسم |
Ama sirkte çalışmış kamyon sürücüsünü buldum ama sürücülerin ve sanatçıların işlere karışmadığını. | Open Subtitles | لكن وجدتُ سائق شاحنة كان يعمل في السيرك، لكنّه قال أنّ السائقين والفنانين لمْ يختلطوا كثيراً. |
Polis, sütyenini ateşe veren yaşlı bir kadın tarafından yakılan bu ateşin sürücülerin dikkatini dağıttığını söylüyor. | Open Subtitles | تقول الشرطة بأن انتباه السائقين تشتت بهذه النار التي سببتها امرأة كبيرة في السن بسبب حرقها لحمالة صدرها |
Trafikte seyreden sürücülerin önceligi ambulans ve kurtarma ekibi araçlarina vermesi gerekiyor. | Open Subtitles | أتمنى من كل السائقين أن يتركوا سيارات الأسعاف والطوارىء بالمرور |
sürücülerin güvenliği bir tarafa bu illet şirketi ekonomik olarak kayda değer şekilde etkiliyor. | Open Subtitles | بغض النظر عن آمان السائقين هذا الهراء سيكون له تأثير مالى كبير على هذه الشركة |
Bu özelliği eklememizin tek nedeni, insan sürücülerin T-port tarafından bırakılan güvenlik açığına tehlikeli bir şekilde karışmaları. | Open Subtitles | وقف التربح هنا. السبب الوحيد الذي أضاف أن ميزة لأن السائقين الإنسان أبقى دمج خطير في الفجوة آمنة |
sürücülerin çizgi arkasına geçmeleriyle şampiyona turunu başlatalım. | Open Subtitles | لتبدأ جولة الأبطال بوقوف السائقين خلف الخط |
Bu simülatör farklı fikirler için farklı tipdeki görsel olmayan kullanıcı arayüzleri için hızlı bir test süreci sağladı ve görmeyen sürücülerin eğitimi için çok faydalı oldu. | TED | وكان هذا أيضا جهاز محاكاة مفيد جدا لتدريب السائقين المكفوفين وكذلك لاختبار بسرعة أنواع مختلفة من الأفكار لأنواع مختلفة من واجهات المستخدم غير المرئية. |
sürücülerin bakımlarından genellikle bilgim olur. | Open Subtitles | عادةً اسمع عندما يتعرض السائقون لمشاكل صيانة |
sürücülerin neden bu pisti sevdiğini anlayabiliyorum. O kadar iç içesin ki! | Open Subtitles | أستطيع أن أفهم لماذا سائقي السباقات يحبون هذه الحلبه, لانك جزء منها |