"süt ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحليب و
        
    • حليب و
        
    • والحليب
        
    • اللبن و
        
    • و الحليب
        
    • من الحليب
        
    • و حليب
        
    • هل تستطيع أ تجلب حليب أو
        
    • لبن و
        
    • الحليب والحلوى
        
    • تسليم الحليب
        
    Soniya hanım bu süt ve krem mideye gitmek içindir. Open Subtitles سيدة سونيا يجب أن يذهب الحليب و الكريم الى المعدة
    Ben almıyorum, ama her zaman süt ve şekeri sormayı unutma. Open Subtitles لا أريد أياً منهما, و لكن دائماً قدمي لضيوفكِ الحليب و السكر
    Sıcak bir vücut, post, süt ve anneleri tarafından yetiştirilmeleri Weddell foklarının bu donmuş bölgede hayatta kalabilmesi için gereklidir. Open Subtitles جسدٌ دافىء، فرو، حليب و عناية أمومية، هي عناصر ضرورية لنجاة فقمة الويديل في هذه البيئة المتجمدة.
    Git ballı sıcak süt ve aspirin iç. Open Subtitles اذهب و اشرب حليباً دافئاً مع حليب و تناول مسكناً
    Yer altındaki odada bir parça ekmek, su, süt ve yağ vardı. TED تحتوي الحجرة تحت الأرض على حصة من الخبز والماء والحليب والزيت.
    Peki anlayış bizi süt ve bal akan o ülkeye götürecek mi? Open Subtitles لكن أسيقودنا التعاطف إلى الأرض التى يتدفق فيها اللبن و العسل ؟
    Vic Bedford'la değiş-tokuş yapmadığını söylemiştiniz... ama bir şekilde bot, kalın çorap... taze süt ve radyo parçaları sağlayabiliyordu. Open Subtitles المتاجرة مع فيك بيدفورد و على الرغم من ذلك كان بوسعه الحصول على احذية شتوية و جوارب سميكة , و الحليب الطازج
    Dilerseniz bu arada çikolata süt ve gözleme alabilirsiniz. Open Subtitles وخذ راحتك في تناول مخفوق الحليب و الشوكولا و الحلويات
    Et, süt ve yumurta tüketerek kendi sağlığımıza zarar veriyoruz. Open Subtitles فبتناول اللحم و الحليب و البيض بالطريقة التي نفعل،
    Biraz süt ve barınacak bir yer istiyoruz. Open Subtitles . نحن نريد بعض الحليب و الراحة فحسب
    Köşedeki bakkaldan süt ve kurabiye almak için harcarsın. Open Subtitles تذهب للزاوية و تعطيه مع الحليب و الحلوى
    Git ballı sıcak süt ve aspirin iç. Open Subtitles اذهب و اشرب حليباً دافئاً مع حليب و تناول مسكناً
    Sıcak bir vücut, kürk, süt ve anne bakımı Weddell foklarının bu dondurucu ortamda hayatta kalabilmeleri için elzemdir. Open Subtitles جسدٌ دافىء، فرو، حليب و عناية أمومية، هي عناصر ضرورية لنجاة فقمة الويديل في هذه البيئة المتجمدة.
    Gerçekten süt tozu koyarlardı ki böylece sadece süt ve dondurmadan oluşmazdı. Open Subtitles حيَث أنّهم يضعون المسحوق معها ‪. ‬لذا هي ليسَت مُجرّد حليب و آيس كريم
    Şunu merak ediyordum. Burada, ekmek, süt ve şekerleme nerede? Open Subtitles أَنا فَقَطْ أَتسائلُ حيث أنَّ الخبز والحليب والحلوى هنا؟
    Ebediyete giden yolda, süt ve kurabiye alabileceğimiz birinci sınıf VIP bir salon. Open Subtitles ردهة فاخرة حيث نأكل الكعك والحليب حتى الخلود.
    Peki anlayış bizi süt ve bal akan o ülkeye götürecek mi? Open Subtitles لكن أسيقودنا التعاطف إلى الأرض التى يتدفق فيها اللبن و العسل ؟
    süt ve bal akan bir ülkeye! Open Subtitles إلى أراضى يتدفق فيها اللبن و العسل
    Seni odana göndereceğiz. Biraz süt ve kurabiye, her şey yoluna girecek. Open Subtitles سنعود بك الى غرفتك ، مع قليل من الحليب والحلوى ستكون بخير
    Çikolatalı süt ve iki bira. Open Subtitles ثلاثة أكياس من شيبس البطاطس ... و حليب بالشوكولاتة و 2 جعة
    süt ve hamburger eti veren canavarlardı. Yüce Tanrım. Open Subtitles فكر هل تستطيع أ تجلب حليب أو برجر من وحوشهم، أه عيسى المسيح
    süt ve kurabiyeler seni kendine getirmiş. Open Subtitles لبن و بسكويت يجعلك يقظا ؟
    süt ve gazete dağıtıcılığı... Open Subtitles تسليم الحليب ، تسليم الجرائد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more