Bana yaptıkları şey yüzünden Sıçrayanlar gelirse bize ne olacak diye endişeleniyorsun. | Open Subtitles | أنت قلق حيال ماقد يحدث لنا اذا أتت القافزات بسبب مافعلته لي |
Sıçrayanlar söyledikleri kadar kötü saldıracak olursa bizimkiler onların döndüğüne sevinecektir. | Open Subtitles | اذا كان هجوم القافزات بقدر السوء اللذي يقولون سيكونون سعيدين بعدودتهم |
Söylediğim gibi, bu, Sıçrayanlar için bir av sezonu olacak. | Open Subtitles | كما قلت انها على وشك ان تصبح موسم صيد السكيترز |
Yani, bazı Sıçrayanlar kölelikten çıkmış, aynı bizim koşumlu çocuklarımız gibi ve içlerinden bazıları en az bizim kadar onlarla savaşmak istiyor. | Open Subtitles | يعني ان السكيترز كانت مستعبدة كما هو حال اطفالنا باللجام والبعض منهم يريدون ان يردوا الصاع صاعين |
"Yağmurda çamurda, iki elin kanda olsa Sıçrayanlar ve Mekanikler etrafta cirit atıyor da olsa yemekhaneye gel." | Open Subtitles | ممطر الجو ام صحوا ياتي الجحيم ام المد تاتي سكيترز او ميك راقصة في بهو المطبخ |
Eğer Sıçrayanlar koku alırsa bu bölgenin altını üstüne getirirler. | Open Subtitles | وماذا لو قام السكيتر بتتبع الاثر . سوف يزحفوا جميعهم على تلك المساحة |
Colton Caddesi'ndeki barikat düştü. Sıçrayanlar da var. | Open Subtitles | حاجز شارع كولتون سقط قافزات أيضاً |
Önce Sıçrayanlar ve Mekanikler şimdi de bu insansı şeyler. | Open Subtitles | أولاً هذه القافزات و الآليات و الآن هذه الأشياء الروبوتيه |
Aynen gördüğümüz yiyecek dükkânlarındaki ve eczanelerdeki gibi burası da boştur ve Sıçrayanlar orayı sadece ellerinde tutuyordur. | Open Subtitles | تماما مثل محلات المواد الغذائية و الصيدليات التي رأيناها على الأرجح هي فارغة، و القافزات تراقبها فقط |
Doktor Glass, bundan birkaç yıl sonra Sıçrayanlar yok edildiğinde ya da ev dedikleri o iğrenç gezegene gönderildiklerinde sivillerin endişelerine kulak verilecektir. | Open Subtitles | د.جلاس بعد سنين قليلة من الآن عندما يتم محو كل القافزات أو تتم إعادتهم إلى كوكبهم البشع بلا شك |
Sıçrayanlar görüldükleri an ateş altına alınacaklar. | Open Subtitles | و من ثم إطلاق نار مستمر عند رؤية القافزات |
Asi Sıçrayanlar, bizi toplantıya götürmek için koşumu çıkarılmış bir çocuk gönderdi ama Manchester gitmemize izin vermeyecek. | Open Subtitles | السكيترز المعارضه ارسلوا فتى مزال لجامه ليرشدنا الى الاجتماع ولكن مانتشستر لن يسمح لنا |
Sadece Sıçrayanlar konusunda haklı olduğunuzu umuyorum. | Open Subtitles | انا فقط أأمل ان تكونوا محقين بشأن السكيترز |
Önce Sıçrayanlar, koşumlar, göz solucanları, şimdi de bunlar. | Open Subtitles | بداية السكيترز فاللجام فدودة العين والان هذا |
Kampı koruyan Sıçrayanlar ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن هولاء السكيترز الذين يحرسون المخيم ؟ |
Hemen gitmeliyiz. Sıçrayanlar ve Mekanikler geliyor! | Open Subtitles | "فهنالك "سكيترز" و "ميكس في طريقهم إلينا |
Buranın 25 km ötesinde Sıçrayanlar'a bir sürü adam kaybetmişler. | Open Subtitles | لقد فقدوا عشرة رجال أمام الـ(سكيترز) 15 ميلاً إلى الجنوب |
Yani, yan tarafımızda Sıçrayanlar kamp yapıyor. | Open Subtitles | أعني هنالك "سكيترز" يخيمون قربنا |
Sıçrayanlar her an burada olabilir. | Open Subtitles | . سَيكون لدينا دَعم من السكيتر فى أى لحظة |
En küçük kızım, Sophia'yı Sıçrayanlar yakalamış. | Open Subtitles | " إبنتي الصغرى " صوفيا تم القبض عليها من قبل السكيتر |
Sıçrayanlar ana yollara daha önem veriyor olmalı ama değişebilir tabii. | Open Subtitles | . السكيتر) تقوم بتركيز قواتها) على الطُرق الرئيسية السريعة , ولكن . يُمكن لهذا أن يتغير |
Sıçrayanlar. | Open Subtitles | قافزات |
Aynen gördüğümüz yiyecek dükkânlarındaki ve eczanelerdeki gibi burası da boştur ve Sıçrayanlar orayı sadece ellerinde tutuyordur. | Open Subtitles | مع ذلك، فقط مثل محلات الطعام والصيدليات التي رأيناهم من قبل هم فارغين و الـ سكتر يقومون بمراقبتها |