| Bedevi rehber, O' na ve arkadaşı Ebu Bekir' e öncülük edip haziran sıcağında, çölün insan ayağı değmemiş bölgelerinde kaçmalarını sağladı. | Open Subtitles | الدليل البدوى قاده هو و رفيقه أبو بكر فى رحلة هروبهم فى طرق غير مؤهولة فى الصحراء وفى حرارة أيام شهر يونيو |
| Sanırım bira daha önce. Bira hazırlayan Mısırlı birisi uyumuştur ve sıcakta, Mısır sıcağında, bira ekmeğe dönüşmüştür. | TED | ومن ثم نام المصريون بعد ان شربوا الشعير في حرارة مصر .. فتحول شراب الشعير الى خبز |
| Yazın bu sıcağında kızgın güneşin altında hasat kaldırıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحصد تحت حرارة الشمس المحرقة في هذا الصيف الحار |
| Bütün bir gününüzü de alsa güneşin kavurucu sıcağında etrafta yürüyüş yapın. | Open Subtitles | وحتى لو استمر كل اليوم الزحف في الحر , أشعة الشمس الملتهبة |
| Neden ağabeyin allahın sıcağında bütün kabilesini toplayıp buraya geldi? | Open Subtitles | لماذا أحضر أخوك قبيلته الصارخة فى هذا الحر الخانق |
| Adamın kurşuna dizilip kavurucu Bolivya sıcağında çürümeye bırakıldığını izlesek filmin devamı gelmezdi. | Open Subtitles | مصابا برصاصة و متروكا للجرذان تحت الشمس البوليفية الحارقة لا تبدو نهاية سعيدة |
| Öğlen sıcağında, içgüdüleri ona, denemeye devam etmesini söylüyor. | Open Subtitles | في حرارة منتصف اليوم الحارقة تجبره غريزته على الاستمرار في المحاولة |
| Yazın sıcağında orta konsola hangi kağıdı sıkıştırırsın peki? | Open Subtitles | إذاً أي مادة ورقية تريد وضعها هناك في حرارة الصيف؟ |
| Askerlerimizin o çöl sıcağında saldırmalarını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد من جنودنا أن يغزو في حرارة تلك الصحراء |
| Gecenin soğuğunda yoğunlaşan havadan meydana geliyor ve gün ışığının sıcağında yok olup gidiyor. | Open Subtitles | تتكثف من الهواء في برودة الليل حتى تختفي في حرارة النهار |
| Bir su birikintisi, bu şempanze sürüsüne günün sıcağında nadir bir soluklanma fırsatı sağlıyor. | Open Subtitles | حفرة مائية بالغابة تقدّم لتلك المجموعة من الشمبانزي راحة نادرة من حرارة النهار |
| Doğu Avustralya'nın aşırı sıcağında plaklar parçalanıyor. | Open Subtitles | الأرقام القياسيَّه تحطم كما لو أنها تخبز في حرارة شرق أستراليا الشديده. |
| Yazın kavurucu sıcağında günde çift antrenman yapıp kafaları birbirine vurmanın pek de eğlenceli ve normal olduğu söylenemez. | Open Subtitles | ،ولا توجد الكثير من المتعة هناك ... مع تدريبات ليومين ،تحت حرارة الصيف، ضرب الرؤوس .إنه ليس لشي طبيعي |
| En son gelen ve günün sıcağında ilk çalışan. | Open Subtitles | آخر الذين وصلوا وأول الذين عملوا في حرارة اليوم |
| Kumlu ağla sarılı halde, karınca güneşin sıcağında kavruluyor. | Open Subtitles | بعدما علقت بالشبكة الرمليّة قضت حرارة الشمس على النملة |
| Neden ağabeyin allahın sıcağında bütün kabilesini toplayıp buraya geldi? | Open Subtitles | لماذا أحضر أخوك قبيلته الصارخة فى هذا الحر الخانق |
| Cayır cayır kumsalın sıcağında anlayabildiğim kadarıyla çalgılar bir araya dizilmiş teneke kutular metal parçaları, düzleştirilerek başka şeye dönüştürülmüş metal parçaları... | Open Subtitles | بقدر ما إتضح لى فى الرمال الحارقة البيضاء كانت الآلات عبارة عن علب من الصفيح ربطت معاً بخيوط رفيعة و قطع من المعدن قطع معدنية أخرى |
| Bu sıcak Hint yazının kavurucu sıcağında Kalküta'da Hükümet Binası'nda büyük bir resepsiyon verilecek. | Open Subtitles | تحت حرارة صيف (الهند) الحارقة كان أكبر حفل استقبال على الإطلاق عُقد في قصر الحكومة في (كالكتا) |