"sırtında" - Translation from Turkish to Arabic

    • ظهره
        
    • ظهر
        
    • ظهرك
        
    • ظهرها
        
    • ظهور
        
    • على صهوة
        
    • ظهركَ
        
    • ظهرة
        
    • ظهرِ
        
    • ظهورهم
        
    • بظهرك
        
    • يثقل
        
    • كاهل
        
    • ظهرِكِ
        
    • على ظهرِها
        
    Sonra da aynı yere, sırtında maymun olan bir midilli getirdiler. Open Subtitles ومن ثم, في نفس المكان أحضروا بغلا يحمل قردا على ظهره
    Güney Asya'da, örneğin, bu pirinç değirmeninden geçerken sırtında 50 kiloluk pirinç çuvalını taşıyan bu adamı görebilirim. TED في جنوب آسيا، مثلًا: كنت أقود مارًا بمطحنة أرز لأرى رجلًأ يرفع أكياس من فئة 100 باوند من الأرز على ظهره.
    Ayrıca bize söylenen, kurbanın sırtında katilin bir Zodyak işareti kazıdığıdır. Open Subtitles بالاضافة الى أن القاتل تنقش على ظهر الضحية علامة دائرة الابراج
    Dur bir dakika yani o senin sırtında yazarken numaralarımı hissettin? Open Subtitles انتظر ؟ تقصد عندما كتب على ظهرك انت شعرت به ؟
    sırtında şok tabancası izleri var ve yüzünün sol tarafı kesilmiş. Open Subtitles علامات الصعق على ظهرها, الجانب الايسر من وجهها منزوع من مكانه
    Hâlâ maden arama safhasındayız ve at sırtında uzun yollar kat ediyorum. Open Subtitles ما زلنا فقط في مرحلة التنقيب وأغطي مسافات شاسعة على ظهور الخيل.
    Ayrıca, sırtında da detektörler var. Bu sayede, sırtına ne kadar ayışığı vurduğunu anlayabiliyor. TED ثم يوجد على ظهره مجسات مما يعطيه القدره على الاحساس بكمية ضوء النجوم او القمر على ظهره
    O, şehir merkezine doğru ilerlerken bir papaz da sırtında bir kadın taşıyarak piramidin tepesine çıkıyor. TED تشق طريقها إلى وسط المدينة، حيث يحمل كاهن امرأة على ظهره إلى أعلى الهرم.
    Kardeşim, içim acıyor, şu zavallı hayvanı gördükçe sırtında onca yükle didişiyor. Open Subtitles يا اخي , ان قلبي يؤلمني عندما يأنّ هذا الحيوان المسكين بسبب الحمولة التي تضعها على ظهره
    sırtında koca bir küfe içkiyle zenci bir çocuk bizi takip ediyor olurdu. Open Subtitles كان هناك صبى صغير ملون يركض من خلفنا يحمل إبريقاً كبيراً من الخمر على ظهره
    sırtında ağır birşey taşıyordu, gözleri yeşildi. Oydu. Open Subtitles ظهره يؤلمه كثيرا وعيونه خضراء، كان هو نفسه.
    Mini izleme cihazlarınızı çizgi im okuyucusu gibi timsahın sırtında gezdirin. Open Subtitles فقط خذ المتتبع الفرعي ومرره إلى ظهر السحلية مثل ماسح تحقق
    sırtında çimen lekesi olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Hayır, leke benim gelinliğimdeydi. Open Subtitles ظننت بأنك قلت لي بأنه يوجد لطخات عشب على ظهر البدلة
    Bunu, kurbanın sırtında haç şeklinde bir iz bulduğumuz için soruyorum. Open Subtitles أنا أسأل هذا، حيث أن رمز الصليب محفور على ظهر الضحيّة.
    Ayaklarımı ıslatmak istemediğim için beni sırtında taşıyacaksın. Open Subtitles حسنا , لكوني أهتم ببلل أقدامي ستحملني على ظهرك
    Geriye çok fazla yaslanma, sırtında kırışıklıklar oluşur. Open Subtitles لا تمل ظهرك كثيراً تحصل على التجاعيد في الظهر
    sırtında bir şey yok. Open Subtitles إنها ليست على ظهرك الآن لايوجد شيء على ظهرك
    Daha sonra da sadece 5-6 yılda bir yeni bir bebeği olur, bebeğin büyümesi sırasında geçen uzun bir çocukluğu vardır, gece annesiyle yatar, annenin sırtında gezer. TED بعد ذلك تضع مولودا كل خمس أو ست سنوات، فترة طويلة من التبعية في مرحلة الطفولة عند تنشئة الطفل، ينام مع الأم في الليل، ويركب على ظهرها.
    Almanların sırtında bıraktığı o korkunç izleri görelim. Open Subtitles دعونا نرى هذه الندوب فى ظهرها والتى سببها لها الالمان تلك الندوب الفظيعه
    At sırtında kroket oynamanıza hayranlık duyuyorum. Open Subtitles انني معجب بقدرتك على لعب الكروكيت على ظهور الخيل
    Sadece at sırtında. Ve yüz yüze tüfekle. Open Subtitles تقريبا ، لكن على صهوة جواد وبواسطة بندقية محشوة من الأمام
    Çok uzun zamandır sırtında bu ağır yükü taşıyorsun. Open Subtitles أنتَ تحملُ هذا العبء على ظهركَ منذُ وقتٍ طويل
    Ve herif, sırtında sıhhiye çantası tavşan gibi kaçıyordu. Open Subtitles رحل مثل وغد لعين .... مع كل الإمدادات الطبية على ظهرة
    Ochô Kurokawa'nın sırtında yabandomuzu dövmesi vardı. Open Subtitles اوشو، كان هناك وشم خنزيرِ على ظهرِ كوراكاوا.
    Bu konuda espri yapabilirsin, ama sen ortadan kayboldun diye adamları bütün gece at sırtında gezdirmek zorunda değilim. Open Subtitles أنت يمكن أَن تنكّت حوله الآن، لكنك حصلت لنفسك على الخسارة وأنا أبقى الرجال خارجاً يركبون ظهورهم طوال الليل
    Vücudunda 13 kılıç yarası ve sırtında 4 ok vardı. Open Subtitles وأنت مطعون ب13 جرحا... وأربعة سهام مغروزة بظهرك
    Biz ama çocuklar. Başka bir şey ama sırtında elbise, Arzu nasıl denetlemek için hiçbir fikri yoktu. Open Subtitles كنّا طفلين لا يثقل ظهرينا إلّا ثيابنا، تحدونا رغبة نجهل كيفيّة تطويعها
    Ancak, ölen askerlerinizin manevi yükümlülüğü Amerikan hükümetinin sırtında bir kambur olmaya devam ediyor. Open Subtitles لكن اللوم على موت الجنود يقع على كاهل حكومة الولايات المتحدة الأمريكية.
    - sırtında! Open Subtitles ـ على ظهرِكِ
    Ama o zamana dek sırtında kılıçlı bir çıplak resmiyle dolaşan biriyle arkadaşlık edemezsin. Open Subtitles لكن في هذه الأثناء... أنت لَسْتَ مُصَاحَبَة بنت... انا لَهُ إمرأة عارية مَع سيف على ظهرِها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more