Benim burada bahsettiğim sağlıksız utanç ise sizi içinizden hasta eder. | TED | العار الغير صحي الذي اتحدث عنه هو الذي يتعب جداً من الداخل. |
Belli bir yağı sağlıklı veya sağlıksız yapan şey onun yapısıdır. | TED | وما يجعل نوعاً معيناً من الدهون صحياً أو غير صحي هو شكلها. |
Bu hayatın sağlıksız olduğunu düşündüm ve onu kırsalda yaşamaya ikna ettim. | Open Subtitles | شعرتُ أن حياة كتلك غير صحية و أقنعته بالعيش هنا في الريف |
Annemle yaşadığım sağlıksız bir ilişki yüzünden kadınlarla olan ilişkilerim çok çarpık. | Open Subtitles | تعرفين, كل مشاعري تجاه النساء شهوانية بسبب علاقة غير صحية مع والدتي |
Bir kız, benim bir arkadaşım ama fiziksel temas veya sağlıksız salya değişimi söz konusu değil. | Open Subtitles | انها فتاة , وهي صديقتي لكن ليس هناك تلامس أو تبادل غير صحيّ لـ اللعاب |
Taciz, sağlıksız sevgide gizlenerek bize yaklaşıyor. | TED | إن الإساءة تتسلل إلينا متنكرة في صورة حب غير صحي. |
Hayır. Kış boyunca da çekilmeye devam etti çünkü sağlıksız bir buzula dönüşmüştü. | TED | لا. كانت متراجعة خلال موسم الشتاء بسبب أنها نهر جليدي غير صحي . |
Michael'ın yaptıkları onun için çok sağlıksız. Kendini öldürecek. | Open Subtitles | ان تقليده لمايكل غير صحي له سوف يقتل نفسه |
Bu Fiona'yla yaşadıkların tamamen sağlıksız. | Open Subtitles | أظن أن هذا الشيء مع فيونا بالكامل غير صحي |
Şimdi, yemeğin çok sağlıksız olduğunu bildiğim için... | Open Subtitles | ماريا : الان اعرف ان الطعام غير صحي لنا بالمره |
Bu çok sağlıksız ve diğer çocuklara kötü örnek teşkil edecek bir davranış. | Open Subtitles | هذا أمر غير صحي و مقلق بالنسبة للأطفال الآخرين |
- Bu küçük piçi ortadan kaldıracağım çünkü o sağlıksız. | Open Subtitles | من أنا ذاهب للقضاء على رعشة قليلا لأنها غير صحية. |
Rahmetli annesiyle de epey sağlıksız bir ilişkileri varmış gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو أيضا أن لديها علاقة غير صحية بدلا مع والدته المتوفاة. |
Çevrelerinde olan ve ailelerinin karşılayabildiği sağlıksız ve az kalorili şeylerle kendilerini doyuruyorlar. | TED | لذلك، فهم يملأون بطونهم بأغذية غير صحية وسعرات غذائية رخيصة والتي تحيطُ حولهم في مجتمعاتهم ولا تستطيع عائلاتهم تحمله. |
Yüzde yüzümüz sağlıksız ilişki davranışlarıyla karşılaşıyor ve yine yüzde yüzümüz sağlıksız ilişki davranışları yapıyor. | TED | مائة بالمئة منا سيكونون الطرف المتلقي للسلوكيات غير الصحية في العلاقات، ومائة بالمئة منا سيفعلون أشياء غير صحية. |
sağlıksız sevginin tacize dönüşünü görmek gerçekten zor olabilir ama söylemeliyim ki ilişkinizde bu belirtilerden ne kadar çok varsa ilişkiniz o kadar sağlıksız ve belki de tehlikeli olabilir. | TED | قد يصعب حقًا إدراك متى يتحول الحب غير الصحي إلى الإساءة، ولكن من العدل أن نذكر أنه كلما زادت هذه العلامات في علاقتك، كلما كانت علاقتك غير صحية وربما خطرة. |
Restoranlarda sağlıksız yemekler yiyorlar ve beslenme konusunda yeterince bilinçli değiller. | Open Subtitles | وغالباً لا تجد طعاماً صحياً في المطاعم فتأكل المزيد من هذا ولكن الأكل بالخارج سيء |
Bu da teorimi kanıtlıyor ki sağlıksız beslenme sıkıcı değil, kesin olarak da tehlikeli. | Open Subtitles | مما يثبت نظريتي أن تناول طعام صحيّ ليس ممل فحسب بل أنه أمر خطير |
Birçok insan sağlıksız beslenmenin kendilerine iyi gelmediğini bilse de işin eğlencesini tehlikeye atmak istemediklerini ve bu yüzden sağlıksız beslenmeye devam ettiklerini savunur. | Open Subtitles | يمكن أن يجادل الكثير من الناس ذلك حتّى مع أن تناول غذاء غير صحّي ليس جيدًا لهم، لا يريدون التخلّي عن الجانب الممتع فيه. |
Ya da belki de insanlara şeytanı kandırabilecekleri gibi sağlıksız bir yanılsama sağlıyordur. | Open Subtitles | أو أنها تعطي الناس أوهاماً غير صحيه بأنه ممن الممكن أن يخدعو الشيطان |
Başka bir sorun: sağlıksız besin düzeni ve işsizlik. | TED | مشكلة أخرى: نظم الأغذية غير الصحية والبطالة. |
Çamur banyosu yapmak bilemiyorum, sağlıksız gibi geliyor. | Open Subtitles | اخذ حمام وحل يبدو نوعا ما لا اعرف، غير صحى |
İnsanların tüm varoluşlarını partnerleri üzerinden sağlıksız bir yolla ifade ettiği anlamda değil dediniz, değil mi? | Open Subtitles | لقد قلت بأن الناس يمكنهم تحديد وجودهم من قبل شركائهم بطرق غير صحيّة . أليس كذلك ؟ |
Bu olay erkekler için çok sağlıksız. | Open Subtitles | ليس بالشيء الجيّد لرجل غير صحّية بالكامل |
Bu çok sağlıksız. Yaşı ilerlediğinde sarkarlar. | Open Subtitles | إن هذا غير سليم ستتأذى عندما تكبر |
Aslında çalışmaya ara vermen lazım. Gitgide sağlıksız olmaya başlıyor. | Open Subtitles | بالواقع، عليك أن تكفّي عن التمرّن فلقد بات الأمر مضرّاً |
Günümüzde yapılan çoğu cinsel eğitim beyzbol örneğinden oldukça etkilenmiştir. ve bu gençlerde sağlıksız cinselliğe neden olmaktan başka hiçbir şeye yaramıyor. | TED | معظم التثقيف الجنسي الحاصل اليوم متأثّر بشكل كبير بنموذج البيسبول, والذي يخلق تثقيفاً لن يساهم إلا بإنتاج ثقافة جنسية غير سليمة عند الأطفال. |
sağlıksız ilişki belirtilerini anlamak hayatınızdaki neredeyse tüm ilişkileri anlayıp denetlemenizi sağlayabilir. | TED | ففهم علامات الحب غير الصحي ستساعدك في فحص وفهم كل علاقة بحياتك. |