"saatlik bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • ساعات
        
    • ساعة
        
    Sekiz saatlik bir çalışma gününde her bir şeye yoğun ilgi gösterdiğinde ne çok şey yapabildiğini görmek şaşırtıcı. TED وستتعجب من قدر ما يمكنك إنجازه في ثماني ساعات يومياً، إذا قمت بعمل كل شيء تلو الآخر بتركيز مكثف.
    Bu yüzden eğer seksen yaşını görecek kadar yaşarsam hayatımın elli yılını özetleyen beş saatlik bir videom olacak. TED اذا لو عشت حتى 80 سنة من العمر، سيكون فيديو من خمس ساعات التي تلخص 50 عاماً من حياتي.
    Sinemadan, hiç anlayamadığım dört saatlik, bir filmden çıkmış gibiydim. Open Subtitles كنت مذهول كمن يشاهد فيلم 4 ساعات و لم يفهمة
    Bu arada, incelemen gereken 24 saatlik bir bant kaydı var. Open Subtitles في هذه الأثناء، عندك 24 ساعة شريط تصنّت على الهاتف للنسخ.
    Bu bana kaçmam için 24 saatlik bir pencere veriyor. Open Subtitles ليُبقيني حراً لـ 24 ساعة لكن الآن، يا أيها الناس،
    Yani kendisini bir buçuk saatlik bir Porsche gezisine çıkarmış. Open Subtitles إذًأ، فقد أمضت ساعة ونصف في سيارت البورش مع نفسها
    İstediğim şey sadece haftada bir iki saatlik bir şey. Open Subtitles , الالتزام الذي أطلبه منك هو عدة ساعات في الاسبوع
    Bense yedi saatlik bir ameliyata girmiştim; öldüğünden haberim yoktu. Open Subtitles أنا كنت في جراحة ل7 ساعات ولم أعلم أنه مات.
    8 saatlik bir iş için bana 10.000 papel verdi. Open Subtitles وأرسلني على القارب مع 10.000 دولار لمناوبات تدوم ثماني ساعات
    Sonrasında 6 saatlik bir yolculuğumuz daha olacak, ne hoş. Open Subtitles و سيكون لدينا 6 ساعات اخرى من القيادة , بسيطة
    Henüz yok ama inmeden önce sadece sekiz saatlik bir uçuş zamanımız var. Open Subtitles ليس بعد، ولكننا لدينا 8 ساعات من الطيران فحسب قبل أن نضطر للهبوط.
    Eğer toplantıda 10 kişi varsa, bu 10 saatlik bir toplantıdır, bir saatlik değil. TED إذا كان هناك 10 شخصا في الاجتماع , إنه اجتماع 10 ساعات.
    Outlook'ta sekiz saatlik bir toplantı ayarlamazsınız. Yapamazsınız.Yapabilir misiniz onu da bilmiyorum. TED انت لم تقرر اجتماع لثماني ساعات مع التوقعات. لا يمكنك. أنا لا أعرف حتى إذا كنت تستطيع.
    Dört saatlik bir prosedürün 15 dk.sını bile kendisi idare etse şanslı olacak. TED ستكون محظوظة إذا استطاعت أن تعمل أكثر من 15 دقيقة خلال عملية مدتها أربع ساعات.
    1840'tan beri ortalama yaşam süresi iki katından fazlasına çıktı ve şu anda da her gün yaklaşık 5 saatlik bir oranla artıyor. TED متوسط معدل الاعمار زاد بمقدار الضعف منذ 1840 وهي حاليا تزيد بمقدار حوالي خمس ساعات يوميا
    İsviçre Alplerinde bir saatlik bir konuşma yapmanın nesi kötü? Open Subtitles أعني، ساعة من التحدث لـ5 أيام في جبال الألب السويسرية؟
    İsviçre Alplerinde bir saatlik bir konuşma yapmanın nesi kötü? Open Subtitles أعني، ساعة من التحدث لـ5 أيام في جبال الألب السويسرية؟
    Baktığınız şey ise, 24 saatlik bir süre için Kuzey Amerika üzerindeki uçak trafiğidir. TED ما ترونه هو حركة مرور الطائرات فوق أمريكا الشمالية خلال مدة 24 ساعة.
    Kırk yaşıma bastığımda, sadece 30'lu yıllarımı kapsayan bir saatlik bir videom olacak. TED عندما أبلغ أربعين عاما، سيكون لدي فيديو من ساعة واحدة ويشمل ذلك فقط ثلاثينيات عمري.
    Georgia'nın Buckhead mahallesindeki Klan cüppe fabrikası o kadar meşguldü ki siparişlere yetişmek için 24 saatlik bir fabrikaya dönüşmek zorunda kaldı. TED كان مصنع أثواب الكلان في حي باك هيد في جورجيا مشغولاً لقد كان المصنع يعمل 24 ساعة باليوم لتلبية الطلبات.
    48 saatlik bir zaman dilimi içerisinde, bu teste katılan çeyrek milyon insana ulaşmış olmak beni fazlasıyla heyecanlandırdı. TED كنت مهتمًا جدًا أن أرى أن حصلنا علي شيء مثل ربع مليون شخص يقومون بالاختبار فى غضون 48 ساعة من إطلاقه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more