"sabahın erken" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصباح الباكر
        
    • مبكر هذا الصباح
        
    • صباح هذا اليوم
        
    • سابق صباح اليوم
        
    Kuşlar sabahın erken saatlerinde çağlayanı arkalarında bırakıp böcek yakalamaya gidiyor. Open Subtitles في الصباح الباكر, تترك الطيور الشلالات وراءها عندما يبدأونَ بصيد الحشرات.
    ve size sabahın erken saatlerinde Seine Nehri'nde kürek çekenleri gösterebilirim. TED و أستطيع أن أريكم المجدفين في الصباح الباكر على طول نهر السين.
    Bu insanların bazıları sabahın erken saatlerinden beri burada. Open Subtitles بعض من هؤلاء الناس هناك في الخارج منذ الصباح الباكر
    sabahın erken saatlerinde büroya gidersiniz. Orada bizim bir İncil enstitümüz vardı. Open Subtitles فى الصباح الباكر نذهب للمكتب حيث قمنا بتكوين ما يشبه المعهد للكتاب المقدس هناك
    sabahın erken saatlerinde Kaptan James Wheeler'dan bir mesaj aldık. Open Subtitles في وقت مبكر هذا الصباح تلقينا رسالة الكابتن جيمس ويلر.
    Ev böyle temizlenir, sabahın erken saatlerinde ... Open Subtitles ♪ هذه الطريقة التي ننظف بها المنزل ♪ ♪ في الصباح الباكر
    Yaz boyunca, dişilerin yumurtaları olgunlaşmışken sabahın erken saatlerinde kur yapmaya başlarlar. Open Subtitles خلال الصيف , وعندما ينضج بيض الأنثى تبدأ المغازلة الجدية في الصباح الباكر
    29 Mayıs 1932, Paris'te sabahın erken saatleri. Open Subtitles لقد كان في الصباح الباكر من يوم 29 مايو سنة 1832.
    Hey, sabahın erken saatindeki bu şeker yüklemesini takdir etmediğimi sanma sakın ama bir sorun mu var? Open Subtitles مهلاً ، لست كأنني لا أقدر ذروة السكّر في الصباح الباكر قبل كل شيء ولكن هل هناك خطبٌ ما؟
    sabahın erken saatlerinde orman korosu özellikle zengindir. Open Subtitles وفي الصباح الباكر تبدو جوقةَ الغابةَ غنيةُ جداً
    Denizde, sabahın erken saatlerinde tüm dünyayı... bir senfoni gibi dinleyebilirsin. Open Subtitles في ساعات الصباح الباكر تستطيعين سماع صوت الدنيا مثل00 السيمفونية
    Bir gün bir köye gittim sabahın erken saatlerinde gitmiştim köylerini savunurken ölen Türk erkeklerinin cesetlerini buluyorlardı. Open Subtitles ذهبت إلى القرية أحد الايام ووصلت في الصباح الباكر وكانت جثث الاتراك ملقاة
    Bu sabahın erken saatlerinde, derin uykumdayken, ve Broadway'de olduğum harika bir rüya görürken ve bir de puding vardı; Open Subtitles في الصباح الباكر كنت نائمة و أحلم بأجمل حلم بأنني كنت في برودواي
    Bir keresinde, sabahın erken saatlerinde, dört ya da beş gibi, şey telefon çaldı. Open Subtitles في الصباح الباكر من أحد الأيام حوالي الساعة 4 أو 5 صباحاً
    Bugün güneşli ve sabahın erken saatleri. Çok umutluyum. Open Subtitles الجو مشمس اليوم، نحن في الصباح الباكر الآن و قد ملأت نفسي بالأمل
    Bu iş sende." Ve kızım Paris ile Londra'daki Battersea Parkı'nda, sabahın erken saatlerinde parıldayan güneşin ve kaldırımda yığılmış yaprakların arasından yürüyerek yogaya gidiyoruz. TED وابنتي باريس، نمشي سويًا في حديقة باتيريسا بلندن، حيث تكدست أوراق الشجر، تتلألأ الشمس في الصباح الباكر في طريقنا لليوغا.
    sabahın erken saatleri. Eve gitme zamanı. Open Subtitles الصباح الباكر التوجه إلى دائرة البيت
    Mojave çölünde vurulan ve Barstow'daki Mercy hastanesi yoğun bakımına alınan bir otoyol devriye polisi sabahın erken saatlerinde, dün Las Vegas'ta çalınan bir aracın yanında bulundu. Open Subtitles A دوريات الطرق السريعة على قائمة حرجة في مستشفى الرحمة، بارستو، بعد تبادل لإطلاق النار في صحراء موهافي. وعثر عليه في وقت مبكر هذا الصباح قرب سيارة مسروقة في لاس فيغاس أمس.
    Miami uluslararası havaalanında, sabahın erken saatlerinde çekilen görüntülerde federal ajanlar Ezra Kleinfelter'ı göz altına alınıyor. Open Subtitles كان هذا المشهد فى مطار ميامى الدولى حيث عملاء فيدراليين اخذوا (إزرا كلاينفلتر) للحجز فى وقت مبكر هذا الصباح
    sabahın erken saatlerinde, Rus ordusu içeri girdi ve şaşırtıcı olarak az bir direnişle karşılaştı. Open Subtitles في الساعات الاولى من صباح هذا اليوم تحركت القوات الروسية للهجوم و قابلت مقاومة صغيرة
    Bu sokaktaki komşularla konuştuk sabahın erken saatlerinde boğuşma sesleri duyduklarını söylediler. Open Subtitles ،لقد تحدثنا مع الجيران هنا في الشارع قالوا بأنهم سمعوا صوت مقاومة في وقت سابق صباح اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more