Çok güvenilir bir insan ve sizi sonuna kadar sadakatle savunacaktır | Open Subtitles | إنه أكثر شخص جدير بالثقة ، وسيستأنف الدفاع عنك بإخلاص واهتمام |
Amerikan rüyasının mihrabında sadakatle diz çökmüştüm ve tüm zamanımda tanrılara dua ediyordum, başarı, para, ve güce. | TED | لقد ركعت بإخلاص أمام مذبح الحلم الأمريكي، مبتهلًا إلى آلهة زماني بالنجاح، والمال، والسلطة. |
Tüm yurttaşları sadakatle babam Grandük Charles'ın yönetimini benimsemeye çağırıyorum. | Open Subtitles | وبموجب هذا أناشد جميع المواطنين بالمملكة بالإتحاد بإخلاص و من أعماق قلوبنا تحت وصاية والدي الدوق الأكبر تشارلز |
Senin görevin, sarsılmaz bir sadakatle... tanrının gelini kutsal kilisenin, lekesiz onurunu... koruyup kollamaktır. | Open Subtitles | هو لك، مرتديًا وشائج الإخلاص الراسخة لتحافظ وتحمي بشرف لا يشوبه شائبة |
Kendisine sadakatle inanan ve güvenen bizleri terk etti. | Open Subtitles | لقد تعهد بالولاء له |
Tüm muhafızlardan daha uzun süre sadakatle hizmet vermiştir. | Open Subtitles | وقد خدم بولاء أطول من أى جوّال آخر |
İkinci Dünya Savaşı'nda ülkeme sadakatle hizmet ettim ve ülkemin savunmasında gösterdiğim başarıdan dolayı madalya aldım. | Open Subtitles | أنني خدمت بلدي بإخلاص و شرف في الحرب العالمية الثانية و تم تكريمي بصليب القوات البحرية لما قدمته للدفاع عن هذا الوطن |
Ülkeme sadakatle hizmet etmek yeterli ödüldür, Ekselansları. | Open Subtitles | خِدْمَة بلادي بإخلاص جائزةُ بما فيه الكفاية،يا سيدى. |
Sisli bir anıya sadakatle sarılıp bir hayali bağrına basar ama benimki gibi bir aşkı anlayıp karşılık veremez. | Open Subtitles | يمكن أن يتعلّق بإخلاص إلى ذاكرة غائمة و يحفظ حلمًا، لكن لا يمكنه أن يتعرف على أو يبادل حباً كحبي |
Görevini sadakatle yerine getirdin ve şundan emin olabilirsin ki gün geldiğinde hakkın olanı fazlasıyla alacaksın. | Open Subtitles | خدمت طلبنا بإخلاص وانا اريد التأكيد ذلك بانك ستستلم جائزتك الشرعيه عندما يأتي اليوم |
Birleşik Devletler Başkanlığı görevimi sadakatle ifa edeceğim. | Open Subtitles | أن أخدم بإخلاص مكتب رئيس الولايات المتحدة الأمريكية |
Ülkenizin çıkarlarını sadakatle temsil etmeye hazırsınız yani. | Open Subtitles | أأنت مستعدّ أن تمثّل بإخلاص مصالح دولتك؟ |
Bana sadakatle hizmet ederseniz ne olacağını ve etmezseniz ne olacağını açık açık söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكم بما سوف يحدث لو خدمتوني بإخلاص ومالذي سوف يحصل إن لم تقومو بذلك |
Rus sürüsü sadakatle yönetilmiyor para ile yönetiliyor. | Open Subtitles | لا يقوم قطيع الروسية على الإخلاص يتم تشغيله على المال |
Rus sürüsü sadakatle yönetilmiyor, para ile yönetiliyor. | Open Subtitles | لا يقوم القطيع الروسي على الإخلاص انهم يعتمدوا على المال |
Kendisine sadakatle inanan ve güvenen bizleri terk etti. | Open Subtitles | لقد تعهد بالولاء له |
sadakatle söz veririm ki Amerika Birleşik Devletleri bayrağını ve cumhuriyetini her ne olursa olsun tek devlet, Tanrı'nın gözetiminde, görünmez... | Open Subtitles | أتعهّد بالولاء لعلم الولايات المتّحدة الأمريكيّة، و للجمهوريّة التي تقف أمّةً واحدة "مخفيّةً تحت الربّ..." |
Tüm muhafızlardan daha uzun süre sadakatle hizmet vermiştir. | Open Subtitles | وقد خدم بولاء أطول من أى جوّال آخر |
Yıllardır sadakatle kocama hizmet ediyorsun. | Open Subtitles | فقد خدمتَ زوجي بإخلاصٍ لسنواتٍ طويلة |
Size hep sadakatle hizmet ettim ve hiç bırakmadım, ta ki siz bizi bırakana kadar. | Open Subtitles | خدمتك بكل ولاءٍ ولم أخذلك قط حتى تخليتِ أنتِ عنّا |
...bu sorumluluğu kendi rızamla, başka bir kastım veya kaçınma amacım olmadan yapacağıma; yapacağım iş için gerekli görevleri sadakatle yerine getireceğime yemin ederim. | Open Subtitles | وسوف احمل الايمان الحقيقي والولاء للنفس واغتنم هذا الالتزام بحريه دون عقليه التحفظ او غرض التهرب |
Devralmak üzere olduğum görevleri başarı... ve sadakatle yerine getireceğim. | Open Subtitles | وأني سأكون جيداً وبإخلاص أفرغ الواجبات التي أوشكت على الدخول بها |
sadakatle ve vicdanla görevimi yerine getireceğim. | Open Subtitles | أنني سوف بأمانة وضمير .. .. أؤدي واجباتي. |
Sana karşı sadakatle bağlı oldğumu hissediyorum | Open Subtitles | أَوْدُّ الجَعْل إليك، مِنْ الولاءِ. |