"sadece tek" - Translation from Turkish to Arabic

    • واحداً فقط
        
    • واحد فقط
        
    • واحدة فحسب
        
    • واحدٌ فقط
        
    • فقط واحد
        
    • واحدة فقط
        
    • واحد فحسب
        
    • واحده فقط
        
    • واحدًا فقط
        
    • واحد وهو
        
    • واحدة وحسب
        
    • فقط رجل واحد
        
    • بطريقة واحدة
        
    • الوحيد بل
        
    Bu bir seçim değildi yapmak zorundaydık, çünkü sonuçta, Sadece tek bir esasa hizmet edebiliriz. TED يجب ألا يكون هذا خيارًا علينا اتخاذه، لأنه في نهاية المطاف، يمكننا أن نخدم سيداً واحداً فقط.
    Sadece tek bir şey yanlış gidiyor, yüz tane şey doğru gidiyor. Open Subtitles شىءً واحداً فقط لم يكن على مايرام, يقابله مئات الأشياء الأخرى التى تمت بطريقة صحيحة.
    Bunun yerine, geriye dönüp baktığında farklı şekilde yapmış olmayı dilediği Sadece tek bir şey olduğunu ifade etmiştir. Open Subtitles بدلا من ذلك نظر للوراء ، كان هناك شيء واحد فقط قبل كل شيء تمنّى بأنّه يفعله بشكل مختلف
    Kıçınızı kurtarmak için Sadece tek atış hakkınız var Open Subtitles لديكم طعنة واحدة فحسب كى تنقذوا مؤخراتكم
    Sadece tek bir amacınız var. Oda. Verdiğim emirleri yerine getirin. Open Subtitles لديك هدف واحدٌ فقط وهو أن تتبعي أوآمري التي أمنحكِ إياها
    Sonunda, Sadece tek bir kişi kalabilir. Open Subtitles في النهاية يمكن أَن يكون هناك فقط واحد
    Kılıcından vazgeçen bir savaşçı.. ..Sadece tek bir şekilde yorumlanabilir. Open Subtitles المحارب الذي يتخلص من سيفه يمكن وصفه بطريقة واحدة فقط
    Sadece tek bir şeyi düşünüyordu... kaçmayı. Open Subtitles كان يفكر بشيء واحد فحسب.. وهو الرحيل عن الحياة.
    Benim vücudumda, bence Sadece tek bir kadını etkileyebilirsin. Open Subtitles مع جسدي, أعتقد أنك ستجذب نوعاً واحداً فقط
    Ofiste elinizde bir dergi tutarak yürürseniz o dergi sadece ama Sadece tek bir şey söyler. Open Subtitles اقصد ، أنك تمشي الى مكتبك حاملاً مجلّه وتلك المجله تقول شيئاً واحدا وشيء واحداً فقط
    Ama bu burada işe yaramayacak bay Porter, çünkü ben Sadece tek bir şey istiyorum. Open Subtitles لكن لن يجدي هنا يا سيد بورتر لأنني أريد شيئاً واحداً فقط
    Afrika'da Sadece tek bir balık kartalı türü olduğundan, rakipleri de yoktur. Open Subtitles هناك نوع واحد فقط من عقاب السمك بأفريقيا ليس له خصوم صريحة
    Bildiğimiz şekliyle Zaman, Sadece tek bir yönde algıladığımız bir boyuttur. Open Subtitles الوقت كما نعرفه، بُعد من الأبعاد نمارسه في إتجاه واحد فقط.
    Aklında Sadece tek şey var, tek şey. Open Subtitles هناك فكرة واحدة فحسب بعقلك، فكرة واحدة.
    Ona bakacak doğru insanları buluncaya kadar Sadece tek bir gece. Open Subtitles ...ـ أين تلك الـ ـ إنها ليلة واحدة فحسب حتى نجد الأشخاص المناسبين ليعتنوا به
    - Sana söylediklerimi unutma. - Sadece tek bir şey. Open Subtitles . تذكّر ما أخبرتُكَ إياه . شيءٌ واحدٌ فقط
    Maalesef, bizim yaşadığımız dünyada Sadece tek tip güzelliğin farkına varılıyor. Open Subtitles لسوء الحظ، نحن بشكل مباشر في عالم... حيث فقط واحد مِنْ نوعِ الجمالِ معترف بهُ أكثر.
    Bu tüm şirketleri dünyada başarılı kılan bir şey var ortak bir noktada buluştukları Sadece tek bir şey: Hiçbirisi tek bir kişi tarafından başlatılmadı. TED هناك صفة واحدة فقط مشتركة بين كل الشركات العالمية الناجحة، أمر واحد فقط: لم تنشأ شركة بمجهود شخص واحد فقط.
    Son yansım bu, bu da insanlığın büyük problemlerini çözecek alet. O da teknoloji. Para değil. Sadece tek bir şey -- o da odaklanmış ve hırslı bir insan aklı. TED وهذه هي شريحتي النهائية لكي نحل تحديات الانسان الكبيرة .. لايتوجب علينا الاعتماد على التكنولجيا او المال . .. انما على شيء واحد فحسب شغف والتزام العقل البشري
    Bu dünyada Sadece tek bir isteğim var - benim için çalacağınız şeyi elimde tutmak. Open Subtitles لدي امنيه واحده فقط فى هذا العالم ان احمل فى يدى الشىء الذى ستسرقه لي
    Ondan sonra Sadece tek bir iddiam oldu. Open Subtitles بعدها كان لدي تحديًا واحدًا، تحديًا واحدًا فقط لا غير
    70 tane gerçek birim adamı, Sadece tek bir hedefleri olan kardeşler: pislikleri İtalya'dan siktir etmek. Open Subtitles فريق مكون من سبعين رجلا اخوه,لديهم هدف واحد وهو تنظيف ايطاليا من القذاره
    Sadece tek bir bakış açısını inatla takip etmeyecekler. Open Subtitles لن يصرّون على اتباع وجهة نظر واحدة وحسب.
    Sadece tek bir adam olsaydı, eminim onu engelleyecek bir şeyler yapılırdı. Open Subtitles لو كان فقط رجل واحد أنا متأكد أنه كان هناك ما يوقفه
    Ve Sadece tek çözüm olduğu için değil; ama en iyisi olduğu için. Open Subtitles ليس لانه الحل الوحيد بل لانه الحل الافضل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more