Anılarınız mevcut, çocukluğunuzdan kalma unutamadığınız sahneler gibi. Tüm geçmişinizi gösteriyor. | TED | كما أن به ذكريات، مثل مشاهد من طفولتك يتم تشغيلها أمامك. |
Hz. İsa ve Musa'nın yaşam öykülerini anlatarak Musevi ve Hristiyanların gelişimlerini yansıtan karışık sahneler vardı. | TED | كانت هناك مشاهد مزدحمة روت قصصا عن حياة يسوع و موسى، وأظهرت تطور شعوب النصارى و اليهود |
Her filmde bir araya getirmesi zor olan sahneler vardır. | TED | هناك مشاهد في كل فيلم تصارع لتتشكل مع بعضها. |
İşte "Jaws"ta bu tip sahneler hatırlarsınız ve filmden de beklentiniz budur. | TED | هذه هي نوع من ، كما تعلمون ، المشاهد التي تتذكرها وتتوقعها من 'الفك المفترس'. |
Tavanda geri kalan sahneler, etrafımızdaki dünyanın kalabalık kaosunu yansıtıyor. | TED | المشاهد المتبقية في السقف، تعكس الفوضى التي تملأ العالم من حولنا. |
Gördüğümüz sahneler aynıydı: binaları yerle bir eden bombalar, kaos, tahribat ve bağırıp kaçışan insanlar. | TED | رأينا كلنا هذه المشاهد : من قنابل تدمر المباني، فوضى عارمة، و دمار في كل مكان وأناس يركضون ويصرخون. |
Ancak bu sözde kaosun altında gizlenenler resmin faşizm üstündeki çok yönlülüğünü taşıyan titizlikle işlenmiş sahneler ve semboller. | TED | لكن خلف تلك الفوضى المزعومة تختبيء مشاهد ورموز مُصاغة بعناية، تُنفذ هجوم اللوحة متعدد الأوجه على الفاشية. |
Çok fazla ve tabii ki harika sahneler var. | Open Subtitles | كانت هنالك مشاهد عديدة رائعة خلال المواسم المتعددة |
Eğer hayalet bir kaza olmadığını düşünüyorsa, neden ona diziden sahneler gösteriyor, ve ona ne anlatmaya çalışıyor? | Open Subtitles | حسناً اذاً, هو يعتقد أنها لم تكن حادثة لماذا يعرض لها مشاهد من المسلسل و مالذي يحاول ان يخبرها به؟ |
Böyle sahneler çekmekten nefret ediyorum Konsantremiz de bozuluyor. | Open Subtitles | أكره إعادة تصوير مشاهد كهذه ، فهذا يخرب تركيزي |
Benim göründüğüm, diğer oyuncuların Eric'e tepkilerinin çekildiği sahneler vardı. | Open Subtitles | وكانت هناك مشاهد حيث قتل تغطية بلدي، حيث الجهات الفاعلة الأخرى هي رد فعل لاريك. |
Bunlar gerçekten, İsrailli ve Filistinli sakinlerin arasındaki duygu yüklü sahneler. | Open Subtitles | شىء مدهش حقاً مشاهد مشحونة بالعواطف بين الإسرائيليين والسكان الفلسطينيين |
Maya dinindeki tüm Tanrıları gösteren inanılmaz sahneler ver. | Open Subtitles | إنَّ هذا فن نُحِتَ في الجص قبل المسيح بمئات الأعوام و عليهِ مشاهد مُذهلة تُظهِر جميع آلهة ديانة المايا. |
Bazı sahneler sarsıcı gözükse de maymunlara herhangi bir şekilde zarar gelmemiştir. | Open Subtitles | رغم أن بعض المشاهد المتتابعة قد تبدو صادمة، فلم يتعرّض أي قرد لأيّ أذى. |
Her sezon aynı oyun, aynı sahneler ve seyirci üzerinde yarattığı etki de aynı. | Open Subtitles | كل موسم,نفس المسرحية,نفس المشاهد, ونفس التأثير على الجمهور. |
Hollywood gelir sahneler kurar filmlerden birini bulurlar, onun hayatını oynar. | Open Subtitles | مجموعة هوليوود حتى هذه المشاهد ، يجد أحدا في السينما اللعب حياته. |
Bazı eksik sahneler var... sama siz ne yapacaksınız? | Open Subtitles | وهناك عدد قليل من المشاهد سطحية ولكن ماذا يمكنك أن تفعل؟ |
Ve sanırım, gerçekte olduğu için filmlere... o tür sahneler konuyor. | Open Subtitles | و أظن أنهم يضعوا هذه المشاهد في الأفلام لأنها موجودة في الحقيقة |
Ve sanırım, gerçekte olduğu için filmlere... o tür sahneler konuyor. | Open Subtitles | و أظن أنهم يضعوا هذه المشاهد في الأفلام لأنها موجودة في الحقيقة |
Monroe'suz olan sahneler bitmişti. | Open Subtitles | حيث أن المشاهد بدون مونرو قد تم تصويرها جميعا |
Bazı ilginç sahneler gördüm ve Dexter'e dublörlerin kimler olduğunu sordum. | Open Subtitles | شاهدت بعض المقاطع و سألت من هم رجال المخاطرات. |