Haklısın, eğer üstüne düşersek dünyanın sonu geldi sanır. | Open Subtitles | أنت محق، وإذا دللناه سيعتقد أن العالم سينهار |
Artık gitsen iyi olur, Seth yoksa Güvenlik seni akıl hastası sanır. | Open Subtitles | الأفضل أن تذهب الآن يا سيث أو سيعتقد رجال الأمن أنك مريض نفسيا |
Artık gitsen iyi olur, Seth yoksa Güvenlik seni akıl hastası sanır. | Open Subtitles | يفضل أن تخرج من هنا الان, سيث أو سيعتقد الامن أنك مريض نفسى |
Her insan aşkı bildiğini sanır aşk, öğrendiğimiz üzere, bir gizemdir. | Open Subtitles | كل رجل يظن أنه يعرف الحب الحب الذي تعلمناه هو لغز |
Bütün çocuklar yanına kar kaldığını sanır. | Open Subtitles | . كلُّ الأطفال يظنّون أنّهم سينجون بفعلتهم |
En sonunda, hareket eden bir şeyler gördüğünü sanır. | Open Subtitles | وفي الماضي انه يعتقد انه يرى شيء تحرك في الظلام. |
Yüce Tanrım, gören de seninle kimsenin böyle konuşmadığını sanır. Elbette konuştu. | Open Subtitles | يا إلهي , تبدين و كأن أحدا لم يقل لك كلاما نابيا من قبل |
Gören de komşulara kendini göstermek istiyorsun sanır. Duyuyor musun beni, kadın? | Open Subtitles | سيعتقد الجميع أنك تريدين من الجيران أن يرونك هكذا |
Birisi duysa, sanır ki bütün turşumuzu sen yaptın... | Open Subtitles | ان سمع احدهم هذا سيعتقد انك قد قمت بعمل كل الكيم شى |
İnsanlar seni normal bir züppe sanır. | Open Subtitles | بهذه الطريقة سيعتقد الناس فقط بأنك أحمق محلي |
Seni tanımayan birisi meşgul bir insan olduğunu sanır. | Open Subtitles | اي شخص لايعرفك سيعتقد بأنك رجل مشغول |
Gören senin evlendiğini sanır. | Open Subtitles | أي شخص سيعتقد إنكي من ستتزوج |
McKenzie yapabilir çünkü bebek şeker verdiklerini sanır. | Open Subtitles | لا , (ماكينزي) يُمكنه لأن الطفل سيعتقد . بأنه سيحصل علي فطيرة ما |
Şu salak iyi ki bir plak yaptı, gören orkestranın yıldızı sanır. | Open Subtitles | هذا الغبي يسجل اسطوانة واحدة و يظن أنه نجم الفرقة |
Onlar diğer tarafını görebiliyorsam içinden geçebilirim sanır. | Open Subtitles | يظن أنه سيعبر من خلاله فكرة العبور من خلاله ليست خطوة ذكية منهم ، أليس كذلك؟ |
İyi bir aşık olduğunu sanır | Open Subtitles | يظن أنه محب |
Çoğu insan bu işi katıksız heyecandan ibaret sanır. | Open Subtitles | مُعظم الناس يظنّون أنّ هذا العمل مُجرّد إثارة خالصة. |
Walter, insanlar benim zeki bir vizyoner falan olduğumu sanır. | Open Subtitles | (والتر)، الناس يظنّون أنّي حالم مُتقد الذكاء. |
Evet herkes onun çok komik olduğunu sanır. | Open Subtitles | نعم، الجميع يعتقد انه مضحك جدا. |
Hırsız tahtı tehdit ettiğini sanır. | Open Subtitles | اللص السرقة يعتقد انه بالإثارة العرش. |
Hırsız tahtı tehdit ettiğini sanır. | Open Subtitles | اللص السرقة يعتقد انه بالإثارة العرش. |
Yüce tanrım, gören de seninle kimsenin böyle konuşmadığını sanır. Elbette konuştu. | Open Subtitles | يا إلهي , تبدين و كأن أحدا لم يقل لك كلاما نابيا من قبل |