"sana söylemeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • أن أخبرك
        
    • قوله لك
        
    • لإخبارك
        
    • أن أقول لك
        
    • إخباركِ
        
    • ان أخبرك
        
    • لا اخبرُك بأيّ شئَ
        
    • إخْبارك
        
    • من إخبارك
        
    • لإخباركِ
        
    • أن أخبركَ
        
    • ان اقول لكم
        
    Zaten bildiğin şeyi Sana söylemeye çalıştım. O hayatta kalarak doğal dengeyi bozuyor. Open Subtitles لقد حاولت أن أخبرك بما تعرفه الآن إنها تعرقل النظام الطبيعي ببقائها حية
    Öyle saçma bir sey oldu ki, Sana söylemeye bile utaniyorum. Open Subtitles ... ما حدث لي كان سخيفا ، وكنت أخجل أن أخبرك
    Sakın yapma, Sana söylemeye çalıştığım şey buydu. Open Subtitles , لا تفعل هذا ما احاول قوله لك لقد عينوا شريكة لي
    Sana söylemeye cesaret edemedim. Kendine şaşıyordun. Open Subtitles قوليها لم أجد الجرأة لإخبارك شغلت نفسك بالمال
    Cenaze töreninde Sana söylemeye çalıştım ama gitmiştin. Open Subtitles أردت أن أقول لك في الجنازة لكنك ركبت من.
    Evet, son dakikada ayarlanan bir şeydi bu yüzden dün gece Sana söylemeye fırsatım olmadı. Open Subtitles لقد كان قرار في آخر لحظة لذا لم أحظ بفرصة إخباركِ ليلة البارحة
    Sana söylemeye çalıştığım da buydu. Open Subtitles هذا ما كنت أحاول ان أخبرك به
    Sana söylemeye çalıştım dostum, ama telefonu kapadın. Open Subtitles لقد كنت أحاول أن أخبرك لكنك أغلقت الهاتف يا رجل
    Sana söylemeye çalıştım dostum, ama telefonu kapadın. Open Subtitles لقد كنت أحاول أن أخبرك لكنك أغلقت الهاتف يا رجل
    Sana söylemeye çalıştığım şu ki ben alternatif bir evrenden geliyorum. Open Subtitles الذي أحاول أن أخبرك به هو أنني من كون بديل
    Sana söylemeye çalıştım ama kravat seçme ve konuşma konuları arasında gerçekten de bir fırsat görmedim. Open Subtitles كيف لم أعرف انا؟ حاولت أن أخبرك , لكن بين اختيار ربطة عنق , و مراجعة نقاطك لم أجد الفرصة المناسبة
    Sana söylemeye çalışıyordum O benim babam. Open Subtitles هذا ما كنت احاول قوله لك الرجل ذو النظارات يكون أبي
    Yani şu an Sana söylemeye çalıştığım şey aramızda bir şey olmadığı. Eskide kaldı onlar. Open Subtitles ماأريد قوله لك أنه لم يحدثشىءمجددا.
    Sana söylemeye çalıştım. Open Subtitles إستمررت بالمحاولة لإخبارك
    Sana söylemeye geldim. Open Subtitles اتيت إلى هنا لإخبارك
    Hayır, hilkat garibesi Sana söylemeye çalışıyorum kardeşim evinin yakınında belki eve arabayla dönecek. Open Subtitles لا يا غريبة أحاول أن أقول لك أخي بالقرب من منزلك و على الأرجح سيمر عليك وهو في طريقه إلى المنزل
    En az iki haftadır Sana söylemeye çalışıyordum. Open Subtitles لقد كنت أحاول أن أقول لك لأسبوعين على الأقل
    Sana söylemeye utanırım. Kendin okumalısın. Open Subtitles أخجل من إخباركِ بالبقية يجب عليكِ أن تقرئيها بنفسكِ
    Sana söylemeye çalıştığım da buydu. Open Subtitles هذا ما كنت أحاول ان أخبرك به
    Sana söylemeye, seni bulmaya çalıştım ama nerede olabileceğini bilemedim. Open Subtitles أردتُ إخْبارك. حاولتُ إيجادك لَكنِّي لَمْ أَعْرفْ حقاً أين أنظر
    Bundan öyle emindin ki Sana söylemeye yüreğim el vermedi. Open Subtitles كنت واثقا جدا أنه ابنك، فأشفقت عليك من إخبارك بالحقيقة. ‏
    Bir kanıtım var. Evet ama, Sana söylemeye hazır değilim. - Amanda. Open Subtitles نعم، لدي دليل، ولكني لستُ مستعدة لإخباركِ ما هو
    Sana söylemeye çalıştım ama hiç dinlemedin. Open Subtitles حاولتُ أن أخبركَ بذلك، لكنّك أبيتَ الإستماع
    Eğer David için bağımsız olarak çalışsaydım, bunu Sana söylemeye hakkım olmazdı. Open Subtitles إذا كنت أفعله العمل لحسابهم الخاص لديفيد، لن أكون قادرا على ان اقول لكم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more