| Güzel sanatlar eğitimim hayatımın en iyi dokuz buçuk yılıydı. | TED | درجتي في الفنون كانت أفضل 9 سنوات ونصف في حياتي |
| Güzel sanatlar bölümü ve kamu fonu belediye komisyonunda vekil başkan yardımcısı. | Open Subtitles | هو النائب الثاني لرئيس لجنة رئيس البلدية الخاصة بمناهج الفنون والتمويل العام |
| Bütün sanatlar siyasidir, Jonson. Aksi takdirde, sadece süsten ibaret olurlardı. | Open Subtitles | كل الفنون سياسية يا جونسون وإلا لن تكون اكثر من زينة |
| Bir görüş, güzel sanatlar için kamu desteğini büyük ölçüde azaltmak. | TED | وحده من الافكار هي بتقليل الدعم العام للفنون. |
| New York Modern sanatlar Müzesi'ne geziden haberiniz var mı? | Open Subtitles | هل سمعتن عن سفرة نيويورك الميدانية إلى متحف الفن الحديث؟ |
| Modern sanatlar festivalleri, II. Dünya Savaşı enkazı içinde doğdu. | TED | ولدت مهرجانات الفنون الحديثة في أنقاض الحرب العالمية الثانية |
| Cambridge Üniversitesi Uygulamalı sanatlar ve Fen Fakültesi'nin | TED | كان هو عبارة عن منهج مقترح للتعامل مع العلوم و الفنون التطبيقية في جامعة كامبريدج عام 1829 |
| Görsel sanatlar okurken, nasıl gördüğümüzü öğreneceğimi düşündüm -- neyi gördüğünün çoğunu değiştiremeyen bir çocuk için, bu güçlü bir dersti. | TED | دراسة الفنون المرئية,أقتنعت أن أتعلم كيف أرى درس قوي لفتى لم يكن يستطيع التغيير كثيراً فيما كان يراه |
| Güzel sanatlar Akademisi projeye katıldı, böylece çatılarına başka büyük bir anten inşa ettik, tam olarak NSA ve GHCQ'nun dinleme istasyonunun ortasına. | TED | انضمت أكاديمية الفنون للمشروع، وهكذا قمنا ببناء هوائي آخر ضخم ووضعه على السطح، تحديدا في وسط المسافة الفاصلة بين مراكز التنصت التابعة لهما. |
| Bu görsel sanatlar okulundan bir diğer posterdir. | TED | انه ليس بوستراً من مدرسة الفنون الجميلة |
| Ve Berlin'deki Güzel sanatlar Üniversitesinde hocalık yapıyorum. | TED | ولدي أكاديمية، جزء من جامعة الفنون الجملية في برلين. |
| Onu tanıyor musun? Hiç tanışmadım ama... Eski sanatlar Merkezi'nde bir atölyesi var. | Open Subtitles | انا لم اقابلها قد, ولكنها تمتلك استوديو فى مركز الفنون القديم |
| Bu bir güzel sanatlar kitabı, değil mi? | Open Subtitles | هذا كِتاب فى الفنون الجميلة, أليس كذلِك؟ |
| "Hoş sanatlar" için büyük bir gün müzemiz için yeni bir kulis daha ve paranın içinde yüzen adamı anmak için bir portre bayanlar ve baylar, sizlere sunacağım eser Montgomery Burns! | Open Subtitles | اليوم هو يوم عظيم لقصر الفنون الجميلة جناح جديد لمتحفنا، ولوحاتنا، تقديراً للرجل الذي فتح الباب |
| Roger Primrose, ben Güzel sanatlar'ı bitirdim. | Open Subtitles | روجر بريمروز، تَدرّبَت علي الفنون الجميلةِ |
| Bir de sanat fotoğrafçılığı dersi var, o da güzel sanatlar içinmiş. | Open Subtitles | وبعد ذلك هناك هذا صنف تصوير فَنِّ فوتوغرافي، لَكنَّهم قالوا هو لبالغي الفنون الجميلةِ. |
| Ancak, güzel sanatlar için kamu kaynaklarını kaldırdığımızda, bazı dezavantajlar olacak. | TED | بالمقابل، بمجرد ان نلغي الدعم العام للفنون سوف يكون هناك بعض السلبيات. |
| Her koroda vardım, her müzik ve güzel sanatlar etkinliğine katılıyordum. | TED | أصبحتُ عضوة في كل فرقة موسيقية، انخرطت في كل حدث موسيقي للفنون الجميلة. |
| Şimdilerde görsel sanatlar üzerine yoğunlaşıyorum, ama müzikle ilgili iki örnek vermek isterim. | TED | دعونا نترك قليلاً الفن البصري سوف اعطيكم مثالين عن الموسيقى |
| Fakat fabrikadaki herkes zamanını güzel sanatlar departmanında geçiriyordu. | TED | ولكن كان كل الذين في المصنع يقضون وقتهم في قسم الفن |
| Bir kaç gün içinde, Modern sanatlar Arab Müzesini açmış olacağız. | TED | في غضون أيام قليلة، سيتم افتتاح المتحف العربي للفن الحديث. |
| Ben Paris'teki Güzel sanatlar'da resim dersleri alırken o Tennessee'de küçük bir çocuktu daha. | Open Subtitles | عندما درست الفن في بوز أرت في باريس, كانت مجرد طفلة في تنيسي! |
| Düzgün eğimleri olan bir masa ve kocaman bir cetvelle güzel sanatlar'dan ayrılanlar mimar değil midir? | Open Subtitles | أليس المهندس المعماري خرّيج مدرسة فنون مع مكتب أعوج ومسطرة كبيرة؟ |