"sandığı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصندوق
        
    • صندوق
        
    • يظن
        
    • تابوت
        
    • ظن
        
    • تظنه
        
    • ظنت
        
    • ظنه
        
    • ظنّ
        
    • بالصندوق
        
    • التابوت
        
    • يعتقده
        
    • صندوقاً
        
    • خاله
        
    • يعتقد أنه
        
    Ne pahasına olursa olsun o sandığı satın almak istiyorum. Open Subtitles والآن أريد أن أشترى هذا الصندوق تقريبا بأى ثمن تريدنه
    Diğer her şeyle birlikte sahilde şu lanet sandığı yaktığını da sanıyordum. Open Subtitles ظننته حرق هذا الصندوق اللعين على حافة الشاطئ مع كل شيء آخر
    Kan sızmaya başlamadan, o sandığı dışarı çıkarsa iyi olur. Open Subtitles من الأفضل لة أن يخرج ذلك الصندوق من هناك قبل أن تفوح رائحتة
    K.B., her bir sandığı, her bir kokuşmuş şişeyi kontrol ettik. Open Subtitles بى دى لقد فتشنا كل صندوق لقد فتشنا كل زجاجة جعة
    Fakat dilerdim ki değişmeyi, etrafındakilerin istediğini sandığı şeye uymak için istemesin. Open Subtitles لكنني أتمنى أنه لم يرد التغيير ليطابق ما يظن بأن العالم يريده
    Kadının kayboluşunu, sandığı ve mücevherleri gözardı edemezsiniz. Open Subtitles لا يمكنك إنكار إختفاء الزوجة وكذلك الصندوق والمجوهرات
    Buradan çıktıktan yarım saat sonra sandığı buldum. Open Subtitles لقد وجدت الصندوق بعد ساعة ونصف من مغادرتى لهذا المكان
    Kan sızmaya başlamadan, o sandığı dışarı çıkarsa iyi olur. Open Subtitles من الأفضل لة أن يخرج ذلك الصندوق من هناك قبل أن تفوح رائحتة
    Kadının kayboluşunu, sandığı ve mücevherleri gözardı edemezsiniz. Open Subtitles لا يمكنك إنكار إختفاء الزوجة وكذلك الصندوق والمجوهرات
    Buradan çıktıktan yarım saat sonra sandığı buldum. Open Subtitles لقد وجدت الصندوق بعد ساعة ونصف من مغادرتى لهذا المكان
    Yapman gereken, sandığı bizim elimize teslim etmen, anladın mı? Open Subtitles والمهم في ذلك أن توصل هذا الصندوق إلينا وتسلمه مباشرة لنا
    sandığı senden biri alırsa, anlayışlı olmayız, beklemez, tekrar denemeyiz. Open Subtitles ان اخذ الصندوق منك اي شخص نحن لن نتفهم، نحن لن ننتظر، نحن لَن نُحاول ثانية
    sandığı görüp görebileceğin en şık kıyafetlerle doluymuş. Open Subtitles يقولون لى أن لديها صندوق ملىء بالملابس الانيقة
    Yarın antika patlama yapsa şehri didik didik arar ve bir 18'inci yüzyıl sandığı bulurum. Open Subtitles إن ازدهرت التحف غداً سأبحث جيداً في الريف عن صندوق من القرن الـ 18
    Kaldığımız samanlığa bir çocuk geldi. Elinde de bir boya sandığı vardı. Open Subtitles فى إحدى أيام الحظيرة جاء فتى كان هذا الفتى يحمل صندوق تلميع أحذية و قال
    Yine de bir numara çevirmeye kalkarsa, kendini kovboy sandığı içindir. Open Subtitles لذا أن تحرك أمامك حركة. فمن المحتمل انه يظن نفسه راعي بقر ، لذا اقطعه نصفين
    Onu boş ver de, şu Yaradılış sandığı neyin nesi? Open Subtitles لا تبالي بهذا، ما هو تابوت التكوين بحق الجحيم ؟
    Savaşın acılarını azaltığını sandığı bir şey tasarladığını sanıyordu. TED وقد ظن انه اخترع شيئاً سوف يقلل من فاتورة المعاناة في الحروب
    Karıma, benden daha iyi olduğunu sandığı adamın öyle olmadığını söyleyince gününü görürsün! Open Subtitles انتظر حتى أخبر زوجتي بأن الرجل الذي تظنه أفضل مني ليس كذلك
    Ben onun sandığı kadar iyi biri değilim. Open Subtitles حقاً؟ انا لست الامرأه اللطيفة التي ظنت أنني
    Kendisini beklediğini sandığı kötü kaderden... kurtulduğunu öğrendi ya. Open Subtitles لم يكن محكوما عليه ما ظنه حكم عليه
    Self'in sildiğini sandığı bir dosya bulmuşlar. Open Subtitles وجدوا ملفّاً ظنّ أنّه حذفه فيه رقم حساب مصرفيّ دوليّ
    Eğer çalınan sandığı bulursak, geri dönüp bizi öldürecekler. Open Subtitles سيعودون ويقتلوننا إذا وجدنا مسروقات بالصندوق.
    Kahinlerle birlikte, Tanrı'nın emirlerini içeren sandığı taşıyacaksınız daha sonra, yedinci günde, kentin çevresini yedi kez dolanacaksınız. Open Subtitles احمل التابوت معك انه يحمل وصايا الله وفي اليوم السابع، ستدوروا حول المدينة 7 مرات
    Marks'ın, Rykoff'u sandığı kişi olduğuna inanmaya devam etmesi hayati bir mesele. Open Subtitles من المهم بإن ماركس يستمر باعتقاده بإن رايكوف هو نفس الذي يعتقده
    Öncelikle babamın eşyalarıyla dolu sandığı bana getirmeni istiyorum. Open Subtitles ‫أولاً، أريد منك أن تجلبي لي ‫صندوقاً مليئاً بممتلكات والدي
    Birkaç sene önce, Randy lazer silahı sandığı bir şey çalmıştı, ama lazer işaretçisi olduğu ortaya çıkmıştı. Open Subtitles منذ بضعة أعوام، كان (راندي) قد سرق ما خاله مسدّساً بالليزر
    Bildiği, bildiğini sandığı şeylerin, yanlış insanların eline geçmesinden. Open Subtitles من وقوعه فى أيدى الناس الخطأ ما يعرفه ما يعتقد أنه يعرفه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more