Bildiğinizi sandığınız her şeyi unutun... | Open Subtitles | إنسوا كل ما تعرفونه أو ما تعتقدون أنكم تعرفونه. |
Belki de pes etme zamanımın geldiğini düşünüyorsunuz ancak sandığınız gibi değil. | Open Subtitles | ربما تعتقدون بأني سأفقد الأمل ولكن الأمر ليس كذلك |
Şimdi, kolyeler, bilezikler mesela. Saatler, elektronik şeyler. Beğeneceğimizi sandığınız her şey. | Open Subtitles | مجوهرات على سبيل المثال، ساعات هراء إلكتروني، أي شيء تظنون أنه سيعجبنا |
sandığınız kadar göze hoş gelmiyor olabileceğinizi düşündünüz mü? | Open Subtitles | هل أخذت في إعتبارك بأنكم ربما لستم ساحرين كما تظنون انفسكم؟ |
Fakat ben, sandığınız gibi küçük, uysal ve yardıma muhtaç bir kız değilim. | Open Subtitles | لكن الفتاة العاجزة العمياء التي تظنها أنا ليست كذلك |
Evet, tamam. Onun kanı. Ama sandığınız gibi değil. | Open Subtitles | أجل، حسناً، أياً يكن، إنّها دماؤها لكن ليس كما تعتقدان. |
sandığınız gibi değil. Onunla birkaç kez takıldık, o kadar. | Open Subtitles | أنظروا, هذا ليس ما تظنونه أنا و هي تسكعنا مرتين |
Bana karşı elinizdeki tüm deliller ya da olduğunu sandığınız deliller hepsi yavaş yavaş elinizden kayıyor. | Open Subtitles | كلّ ما لديكم حولي أو ما تعتقدون أنّه لديكم، سوف يتلاشى. |
Bakın, benden bir tavsiye beklediğinizin farkındayım, ama bu konuda sandığınız kadar tecrübeli değilim. | Open Subtitles | انظروا، أنا أعلم أنكم تبحثون عن بعض النصائح ولكني في الواقع لست خبيرا كما تعتقدون |
Oyunlar hakkında bildiğinizi sandığınız her şeyi unutmanızı istiyorum. | Open Subtitles | اريد منكم ان تنسوا كل شئ تعتقدون انكم تعلموه عن الالعاب |
Benim okumak isteyeceğimi sandığınız şeyler yazıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تكتبون أشياء تعتقدون أنني أرغب بقرائتها؟ |
Sahip olduğunuzu sandığınız şeyleri kaybetmekten ödünüz kopuyor. | Open Subtitles | خائفون لدرجة الموت من فقدان ما تعتقدون بأنكم تمتلكونه. |
sandığınız gibi değil. Küçük bir erkek çocuğuyla konuşuyorum. | Open Subtitles | لا ، الأمـر ليسَ كما تظنون أنـا أتحدث إلى فتىً صغير |
Gördüğünüzü sandığınız şey size zarar vermeyecek. | Open Subtitles | أو أيا كان ما تظنون أنكم ترونه لن يؤديكم |
Haydi. Bir şeyi bildiğinizi sandığınız zaman bir de farklı açıdan bakmalısınız o şeye. | Open Subtitles | تعالوا، حين تظنون أنكم تعرفون شيئاً |
Tam ne diyeceğimi bildiğinizi sandığınız anda, birden çeviriyorum. | Open Subtitles | مثل، عندما تظنون أنكم تعرفون مقصدي، ثم... فجأة يظهر شيئ جديد. |
Hayır, bu olanlar sandığınız gibi değil diyorum. | Open Subtitles | كلاّ، ما أقصد، ما كان يحدث... إنّه ليس كما تظنون |
Bu adam hakkında bilgi bulmak sandığınız kadar kolay değil. | Open Subtitles | حسنا العثور على معلومات عن هذا الرجل ليس بالسهولة التي تظنها |
ama yakında öğreneceksiniz yolladığınızı sandığınız zor durum sinyalini mi kastediyorsun | Open Subtitles | ولكن ستكتشف عما قريب أتقصدان إشارة الإستغاثة التي تعتقدان أنكما أرسلتماها ؟ |
Görünüşü göre, olduğunu sandığınız kişi değil. | Open Subtitles | يبدو انه ليس الرجل الذي تظنونه |
O, Julie'ye saldıranın Danny Bolen olduğunu sandığınız zamandı. | Open Subtitles | هذا عندما ظننتم أن "داني بويل" هو الذي هاجم "جولي" |
- Gördüğünüzü sandığınız şey... - Hayal gördüğümü söylüyorsunuz. | Open Subtitles | ..ـ الأشياء التى تظن بأنك رأيتها ـ تقصد أننى كنت أهذى |
sandığınız gibi bir kız olmadığım için özür dilerim. Peki. | Open Subtitles | آسفه انني لم اكن الفتاة التي كنتم تعتقدونها |
Gördünüz mü, kahraman sandığınız adamları, Alman halkı? | Open Subtitles | أترون؟ أيها الألمان من ترونهم أبطال |
Tek bir an, bildiğinizi sandığınız her şeyi tekrar gözden geçirmenize neden olabilir. | Open Subtitles | {\cH2BCCDF\3cH451C00}لحظة تجبرك {\cH2BCCDF\3cH451C00}على إعادة تقييم كل ماتظن أنّك تعرفه. |
Kim olduğunuzu biliyorum, ve kime çalıştığınızı biliyorum Bayan Moralez, neden vaktimizi boşa harcamayıp bildiğinizi sandığınız şeyleri bana söylemiyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف من أنت آنسه "موراليس" و أعرف لحساب من تعملين فلتوفري وقتنا و تخبريني ما الذي تهدفون له |
Bildiğinizi sandığınız her şeyi unutun, çünkü hiçbir şey bildiğiniz yok. | Open Subtitles | انسوا كل شىء تظنوا أنكم تعرفوه لأنكم لا تعرفون أى شىء |