Yani insan haklarını savunduğu için mi şüpheli konumunda? | Open Subtitles | إذا دفاعه عن حقوق الإنسان يجعله مشتبهاً به ؟ |
Öz oğlunun düğününde bana tecavüz ettin. Sonra da namusumu savunduğu için babamı öldürdün. | Open Subtitles | لقد اغتصبتني في حفل زواج ابنك ثمّ قتلت أبي من أجل دفاعه عن شرفي |
Tüm o şeyleri kendine karşı savunmaya çalıştı ve aniden savunduğu şeyin güçsüzlüğünü hissetti. | Open Subtitles | حــاول الدفــاع عن كــل هــذا بالدفــاع عن نفســه و فجــأة شعــر بضــعف مــاكان يدافع عنــه |
Tam olarak bizi savunduğu hissi vermiyor. | Open Subtitles | لا يبدو أنه يدافع عنا |
Adamların savunduğu sürece, bu kalenin asla düşmeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن الحصن لن يسقط طالما رجالك يدافعون عنه |
Adamların savunduğu sürece, bu kalenin asla düşmeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن الحصن لن يسقط طالما رجالك يدافعون عنه |
Ama bir adama kendini savunduğu için iyi ismini mahvedecek, yaşamı boyunca onu lekeleyecek bir cinayet suçlamasını yapamazsın. | Open Subtitles | ... ضد رجل يخرب من سمعة إسمه و يفسد حياته لمجرد دفاعه عن نفسه |
Sanırım bu ona bizi Krallığın kutsallığı ile yoğrulmuş ateş ve çelikle savunduğu günleri hatırlatıyor. | Open Subtitles | التي كان يدافع فيها عنا بالحديدوالنار... يتبع الكلام المُنمق ... . |
Rachel, kimsenin kimseyi savunduğu yok. | Open Subtitles | (ريتشل)، ليس هناك أحد يدافع عن أحد |