Oh, hayır. Benim kendi sebeplerim var, siz ikinizle ilgili değil. | Open Subtitles | أوه لا, لا ,لا لدي أسبابي الخاصة, لا شيء يفعلونه معكما |
Saygısızlık etmek istemem Senatör ama sebeplerim beni ilgilendirir. | Open Subtitles | بشكل تبجيلي، عضو مجلس الشيوخ، أسبابي ملكي. |
Geçerli sebeplerim vardı ama daha fazla saygıyı hak ediyorsun. | Open Subtitles | كان لدي أسبابي لكنك تستحق إحتراما أكبر من هذا |
Ama onun kalmasını istemek için sebeplerim vardı. | Open Subtitles | ولكن لدي اسبابي في جعله يريد البقاء. |
Karımın mütemadiyen zina yapmaya devam ettiğine dair sebeplerim var. | Open Subtitles | لدينا أسباب للإعتقاد بأن زوجتي تواصل أعمال محظورة علاقات جنسية |
Sana onları dışarı atmanı söylediysem sebeplerim vardır herhalde. | Open Subtitles | لقد طلبت منك أن تلقيهم خارجاً، فأنا بالتأكيد لدىَّ أسبابى |
Başının belada olduğunu düşündürecek sebeplerim var. | Open Subtitles | لدي اسباب تدفعني للاعتقاد انها في ورطة |
Kendimce sebeplerim var. Bu sebepleri ben de bilsem işim kolaylaşırdı. | Open Subtitles | لدي أسبابي. سيكون مفيداً لي أن أعرف أسبابك. |
Bana karşı olan hislerinin gün geçtikçe arttığına inanmak için sebeplerim var. | Open Subtitles | لدي أسبابي للاعتقاد بأن مشاعره تجاهي مستمرة بالنمو بشكل أعمق |
sebeplerim vardı... gücünü neden kötüye kullandığın umrumda değil sadece senden o gücün alınmasını istiyorum sonsuza dek | Open Subtitles | كان لدي أسبابي لا يهمني لماذا تستخدمي سلطتك ولكنني أريد أن تُؤخذ منكِ |
sebeplerim beni ilgilendirir. Onları sorgulamaksa başına dert açar. | Open Subtitles | أسبابي تخصّني وإنْ شكّكتَ بها ثانيةً ستكون عاقبتك سيّئة |
Söylemesem daha iyi. Kendime göre sebeplerim var. | Open Subtitles | لا أود اخبارك لدي أسبابي الخاصة |
Dedikodu yapma, Milly. O kızla ilgilenmek için kendi sebeplerim var. | Open Subtitles | لدي أسبابي لأبدي اهتمامي بتلك الفتاة |
O kızla ilgilenmek için kendi sebeplerim var. | Open Subtitles | لدي أسبابي لأبدي اهتمامي بتلك الفتاة |
Burada olduğuna dair sebeplerim var. | Open Subtitles | لدي أسبابي لكي أظن إنه موجود هُنا. |
Kardeşim Samantha'ya ne olduğunu bize anlatabileceğine inanmak için sebeplerim vardı. | Open Subtitles | لدي أسبابي لأعتقد أنه يمكن أن يخبرنا عما حدث لأختي (سمامنثا). |
- Neden gitmek istemiyorsun? - Kendimce sebeplerim var. | Open Subtitles | لماذا لا تريد الذهاب لديا اسبابي |
Kendi sebeplerim. | Open Subtitles | انا لدي اسبابي الخاصة |
Onlardan nefret etmek için başka sebeplerim var. | Open Subtitles | عندي أسباب لا علاقة لها بذلك لأكره هؤلاء السفلة |
Geriye dönüp baktığımda, Jackie'nin annesini terk etmek için sebeplerim vardı, o zamanlar bana mantıklı gelen sebepler. | Open Subtitles | بالنظر الى الوراء,أنا لدى أسبابى لترك والده جاكى أسباب كانت منطقيه بالنسبه لى فى وقتها |
Buraya izinsiz giren biri olduğuna inanmak için sebeplerim var. | Open Subtitles | كان لديّ اسباب أن هناك دخيل هنا |
Müdür Reynolds ile uygunsuz bir ilişkisi olduğuna inanmak için geçerli sebeplerim var. | Open Subtitles | لديّ سببٌ يجعلني أظنّها متورّطةً في علاقةٍ غير لائقة مع المدير (رينولدز) |
Seni kurtarmak için kendi sebeplerim vardı. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي أسبابُي الخاصةُ لتوفيرك. |