Sen, doğru şeyler yapıldığında sonucun da iyi olacağının, canlı bir kanıtısın. | Open Subtitles | انت مثال حي عندما تقوم بالامر الصائب اشياء جيدة تحدث |
Ah, Sen doğru olanı yapıyorsun. | Open Subtitles | آه , أنتِ تقومين بالعمل الصائب |
Dean Winchester Sen doğru olan şeyi yapıyorsun. | Open Subtitles | دين ونتشستير انت تقوم بالعمل الصائب |
Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | حسنا، أنت تقوم بالأمر الصائب |
Sen doğru olanı yaptın ve bu seni pişman edecek değil. | Open Subtitles | عَملتَ الشّيء الصّحيح و أنت لَنْ تَأْسفَ له. |
Sen doğru olanı yaptı. | Open Subtitles | لقد قمتَ بالشيء الصائب |
Sen doğru bir seçim yaptın. | Open Subtitles | لقد قمت بالخيار الصائب |
Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتِ القرار الصائب. |
Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتي الأمر الصائب. |
Sen doğru şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الصائب. |
Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت الأمر الصائب. |
Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | قمت بالعمل الصائب |
Sen doğru kararı verdin. | Open Subtitles | لقد اتخذت القرار الصائب |
Seçim senin, Henry ancak ben, ancak Sen doğru seçimi yaparsan yoluma devam edebilirim. | Open Subtitles | -هذا خيارك يا (هنري ) {\pos(190,210)}لكنّ الوسيلة الوحيدة لأمضي قدماً هو أنْ تتّخذ الخيار الصائب |
Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لقد قمت بالأمر الصائب |
Ve Sen doğru şeyi yapıyordun. Herhalde. | Open Subtitles | -وأنت كنت تقوم بالعمل الصائب |
Sen doğru olanı yaptın, Raims. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الصائب يا (رايمز) |
Aram, Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | آرام) ، لقد فعلت الأمر الصائب) |
Sen doğru şeyi yaptın, Briana. | Open Subtitles | (لقد قُمتِ بالفعل الصائب يا (بريانا |
Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | عملت الشّيء الصّحيح. |
Sen doğru paragrafı okumuyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تقرئين الجزء الصّحيح |