| Senatörle görüşmeye beni yolladı. | Open Subtitles | لقد جعلني أتكلم إلى السيناتور وفوضني بأن أخبرك ذلك |
| DNA örneği almak için Senatörle konuşmaya FBI Müdürünün kedisi gelmesiyerine sizi göndermiş olması kafamı karıştırdı. | Open Subtitles | أنا مشوش قليلاً كيف أن مدير الأف بي أي يمكنه أن يرسلك لتتكلم مع السيناتور بدل أن يأتي هو بنفسه |
| Siz ülkenizde bunun en son ne zaman olduğunu söyleyin size Senatörle istediğiniz beş dakikayı ayarlayayım. | Open Subtitles | الان , اذا يمكنك ان تخبريني متى اخر مرة حدث هذا في بلدكم , فسأعطيك 5 دقائق مع السيناتور |
| Sayın bakan, ben bu işte henüz yeniyim ancak bir Senatörle bu şekilde konuşmak doğru değil, adam aptal olsa bile. | Open Subtitles | أنا جديد فى هذه الوظيفة لكننى أرى أنه ليس من المقبول أن تحادث .. سيناتور أمريكى بهذه الطريقة حتى لو كان أحمقاً |
| Çömez Senatörle birlikte Washington'a gitmek üzere davet edildim. | Open Subtitles | لقد حصلت على الدعوه للذهاب الى واشنطن مع بعض الجدد في مجلس الشيوخ |
| neyin peşinde olduğunu ve Senatörle bağlantısını bulacağım. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك، سأكتشف ما أنتِ بصدد فعله وكيف له صلة بالسيناتور |
| Aramızdan biri Senatörle hemseri cıktı. | Open Subtitles | لقد أتضح أن واحد منا قد اتى من مسقط رأس السيناتور من هذا ؟ |
| Sanki daha guzel olan kardesleri yakisikli Senatörle evlenmis de Beyaz Saray'da yasayacakmis gibi hissedecekler. | Open Subtitles | الأمر كأنه الاخت الأجمل تتزوّج السيناتور الوسيم وستعيش في البيت الأبيض |
| Senatörle ben yer değişmeliyim adamlarımla konuşur uluslararası ortaklarımızla bu işlerin nasıl döndüğünü öğrenmeye çalışırım. | Open Subtitles | أنا يجب أن أبدل مع السيناتور أتحدث لقومى لأعرف كيف يجرى الأمر مع شركائنا العالميين |
| Bayanlar ve baylar, telefonda bir Senatörle görüşmesi için başkan yardımcısının kısa bir süreliğine dışarı çıkması gerekiyor. | Open Subtitles | سياداتي سادتي, نائبة الرئيس اضطرت للمغادرة قليلاً للتقى مكالمة مع السيناتور |
| Senatörle konuşmanız gereken her şey beni de ilgilendirir. | Open Subtitles | اى شىء تريد ان تتحدث به الى السيناتور ، يشملنى |
| Gelecek hafta şu tuhaf Senatörle röportaj yapacaksın. | Open Subtitles | ستقومي بإجراء مقابلة مع السيناتور المتردد الأسبوع المقبل |
| Tam ifade vermeye de hazırım Senatörle ilişkim hakkında. | Open Subtitles | و وسأكون مستعداً لان ادلي بشهادتي بعلاقتي مع السيناتور |
| Nainsanlar'dan nefret eden Senatörle anlaşma yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتعاملون مع السيناتور التي تكره اللابشر |
| Senatörle iletişime geçmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | التي تُوفيت بها إبنته أنتِ بحاجة للتواصل مع السيناتور |
| - Senatörle tanıştığını duydum. - Evet, tanıştım. | Open Subtitles | سمعت بأنك قابلت السيناتور نعم بالفعل |
| Senatörle evlisin. Bir bebeğiniz olacak. | Open Subtitles | أنتِ متزوّجة من سيناتور وسوف تحصلين على طفل |
| Senatörle çıkmak demişken bilin bakalım kim çıkıyor! Ben! | Open Subtitles | وبالمناسبة إحذروا من يواعد سيناتور أنا... |
| Çok önemli bir operasyon yapmak için bir bir Senatörle koordineli olarak operasyon yapmak üzereyiz. | Open Subtitles | نحن لدينا مهمة عسكرية مهولة "للتمهيد لوصول سيناتور من "أمريكا |
| Senatörle arkadaşım ben, adam şaka kaldırır sanmıştım yahu. | Open Subtitles | أنا صديق مع عضو مجلس الشيوخ ظننت أنه يمكنني المزاح معه |
| Hala Senatörle bir randevumuz var. | Open Subtitles | لا يزال لدينا اجتماع بالسيناتور |
| Mesela, önümüzdeki hafta, nüfuzlu bir Senatörle seçim brançı olacak. | Open Subtitles | واحدة من التي هي حملة غداء الأسبوع المقبل, مع عضو مجلس شيوخ مؤثر جداً |