Ayrıca KGB seni kaçırmasın diye, seni korumak için. Sakin ol dostum. | Open Subtitles | ايضا لمنع مخابرات السوفيت من اختطافك انهم من اجل حمايتك استرخ ياصديقي |
Yalan söylediğim için özür dilerim ama seni korumak için söyledim. | Open Subtitles | انا اسف ان كذبت عليك لكنني فعلت ذلك من اجل حمايتك |
seni korumak için elimden geleni yapacağıma inansan iyi edersin. | Open Subtitles | . أنتى تصدقى بأننى سأفعل كل ما فى وسعى لحمايتك |
Bana söylerken çok üzgündü ama bunu seni korumak için yaptı. | Open Subtitles | لقد شعرت بشعـور سيئ عنـدمـا أخبرتنـي بذلك لكنّها قامت بذلك لحمايتك. |
Tüm hayatımı seni korumak için harcadım, peki ne için? | Open Subtitles | أمضيت حياتي كلها أحميك, و لأجل ماذا من أجل أن تعبث أنت و رفيقتك |
Sadece seni korumak istiyorum. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لحمايتكِ أريدُ فقط أن أحميكِ |
Tabi, oraya çıkıp seni korumak isterken mahvolduğumu söylemek mi? | Open Subtitles | نعم، مهم الوقوف هناك لأقول أخفقت بعملي محاولة حمايتك ؟ |
Evden gittiğini duydu.Bu yüzden seni korumak istedi, değil mi? Tamam dedim, rahat bırakın onu. | Open Subtitles | لقد سمعكَ تغادر ، لهذا السبب يريد حمايتك ، أليس كذلك؟ |
seni korumak istiyorum. Avukatların koruyamaz. | Open Subtitles | أريد حمايتك من هؤلاء الرجال محاموك لا يستطيعون فعل ذلك |
Oysa ben o kuralları seni korumak için koymuştum. | Open Subtitles | ولذلك السبب جعلت القاعدة الأولى هي حمايتك |
Senin kaderin insanları korumak olabilir, ama bizimki seni korumak ve bu önce geliyor, tamam mı? | Open Subtitles | ربما كان قدرك هو حماية الناس، لكن قدرنا هو حمايتك وهذا سيكون في المرتبة الأولى، حسناً ؟ |
Ama teklifimi geri çevirirsen seni korumak için bir şey yapamam. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت صد بلدي المجس، أستطيع أن أفعل شيئا لحمايتك. |
Ama Kraliçe olarak seni korumak için elimizden geleni yapmalıyız. | Open Subtitles | لكن علينا أن نبذل كل ما في وسعنا لحمايتك كملكة |
Neye inanırsan inan benim tek amacım seni korumak. | Open Subtitles | مهما تعتقد آي عندك واحد فقط الرغبة: لحمايتك. |
seni korumak istedim, sevdim gerçeğin önemli olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | أردت أن أحميك و أن أحبك لم أظن أن الحقيقة هامة |
Ben burada seni korumak için bulunuyorum, Richard yiyecek tedarik etmek için değil. | Open Subtitles | مهمتى هنا أن أحميك ريتشارد ليس لأزوّدكم بوجبات الطعام |
Ben mi, hani şu seni korumak için o hasta herifin bedenime uyguladığı zulme katlanan ben mi? | Open Subtitles | خائنة ؟ أنا من تحمل الأسوا الأسوأ من هذا الرجل المريض علي جسدي حتي أحميكِ |
seni korumak için aklıma gelen tek şeyin bu olduğunu umarım fark edersin. Bildiğim tek çözümün bu olduğunu. | Open Subtitles | سترى أن هذا كل ما اكتشفته لأحميك الطريقة الوحيدة التي أعرفها |
Sana her şeyi söylemedim çünkü seni korumak istiyordum dostum. | Open Subtitles | أنا لم اكذب عليك. أنا لم اخبرك بكل شئ لأني اردت ان احميك يا صاح. |
Sanırım erkek arkadaşın seni korumak için burda değil, öylemi? | Open Subtitles | أعتقد أن صديقك ليس هنا كى يحميكِ |
Merak etme. Bizimle güvendesin. Prosedür gereği seni korumak için bir ajan görevlendirdik. | Open Subtitles | لا تقلق ، سنبقيكَ بأمان إنّه إجراء لتعيين عميل لحمايتكَ |
Görevim seni korumak olduğu için, bazen acımasız olmam gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، أحياناً يجب أن أكون وضيعة لأن وظيفتي هي حمايتكِ |
Ama bilmeni isterim ki seni korumak için ne gerekirse yaparım. | Open Subtitles | لكنأريدكِأن تعرفين.. سأبذل قصار جهدي لأحميكِ. |
Bunu beni değil de seni korumak için yapmış olsaydı onu yine de gönderir miydin? | Open Subtitles | و لو أنهُ فعلَ هذا ليحميك بدلاً عني هل ستُرسلهُ هُناك؟ |
Tek derdim şirketi ve seni korumak. | Open Subtitles | كلّ ما يشغلني هو قدرتي على حماية الشركة وحمايتك |
Damarlarındaki kan, benim kanım olmasa bile seni korumak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | و حتى مع أن الدم الذي يجري بعروقك ليس دمي سأفعل أي شيء لأحميكي |
seni korumak için yaptım. | Open Subtitles | فعلتٌ هذا لأحميكَ |