| Acil servisler dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen depremlerden bahsediyor. | Open Subtitles | خدمات الطورايء تستلم تقارير متعددة عن زلازل تحدث عبر العالم |
| Yeni ürün ve servisler olabilirdi ama üretim sürecinde yeni bir tarz da olabilirdi. | TED | ربما تكون منتجات أو خدمات جديدة، ولكن قد تكون أيضاً طرق جديدة لإنتاج تلك المنتجات. |
| Acil servisler aşırı yüklü elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | خدمات الطوارئ مُثقلة بالأعباء، لكننا نفعل ما نستطيع |
| Hem Gizli Servis hem Çinli servisler hem de CSB orada olacak. | Open Subtitles | كلاً من عُملاء وكالة الخدمات السرية الأمريكية ونُظرائهم الصينيين سيكونوا حاضرين بالمكان |
| Sesli mesajınızı yazıya çeviren servisler var. | TED | هناك تلك الخدمات التي تحول رسائلك الصوتيه الى نصوص |
| Belli servisler sağlayan evli bir kadını sizin gibi önemli bir adamla saklı tutmak. | Open Subtitles | التورط مع امرأة متزوجة التي تقدم خدمات معينه رجل ذو شأن مثلك |
| Acil servisler var, anlarım. Ama sadece bir tane hastane yöneticisi. | Open Subtitles | لديك خدمات الطوارئ، بخير، لكن مُدير مُستشفى واحد. |
| Bir hizmet ekosistemi kanıtlayıp yaratmak durumunda olacaklar, bizim akıllı telefonlara yaptığımız gibi. Uygulama ve servisler gibi şeyler bulunan yerlerde hala telefon görüşmesi yapabiliyorsunuz. | TED | سيكون علينا توفير وإنشاء بيئة خدمية كما فعلنا مع خدمات الهواتف الجوالة، حيث تملكون تطبيقات وخدمات وكل شيء آخر، وأحيانًا، نجري اتصالات هاتفية. |
| Uzun mesafeli telefon servisi de sadece fiyat, fiyat, fiyat üzerinden satıldı; sadece ürünler değil, servisler de, değer bazlı fiyatlandırmasıyla fast-food restoranları, hatta internet bile hammaddeleşiyor. | TED | الإتصالات الخارجية تم بيعها حسب السعر، السعر، السعر. مطاعم الوجبات السريعة مع كل قيمتها السعرية. وحتى الإنترنت تم تسليعها ليس مجرد بضائع، بل خدمات أيضاً. |
| Acil servisler ilk sinyali alır almaz harekete geçeceklerdir. | Open Subtitles | نعم، خدمات الطوارئ ستبدأ بالعمل |
| ve acil servisler kırılma noktasına geldi. | Open Subtitles | وأوشكت خدمات الطوارئ على التحطم |
| Tüm acil servisler lütfen beklemede kalın. | Open Subtitles | كلّ خدمات الطوارئ، رجاءً إستعدّوا. |
| Sunduğum servisler için aldım. | Open Subtitles | قمتُ بمقايضتها من أجل خدمات مقدمة |
| Ayrıca her ne kadar acil servisler delil elde edemedilerse de küçük bir miktarda şüpheli beyaz toz bulundurduğu konusunda tanığımız var. | Open Subtitles | كما أن هناك شهادة ... بأنه كان بحوزته كمية صغيرة من مسحوق أبيض مريب المظهر برغم أن خدمات الطوارئ لم تتمكن من إستعادة الدليل |
| Onu sokağa atarsan da Sosyal servisler geri getirir ve biz de yargı önüne çıkarız. | Open Subtitles | احنا نقدر نرميها بالشارع لاكن الخدمات الاجتناعية يجون ويرجعونها البيت |
| Kaldırımda yürürken almaya bile tenezzül etmediğiniz demir para bütün o "servisler" tarafından sizden yolunan para. | Open Subtitles | القرش الذي تكسبه بعد معاناة طويلة هو نفس القرش الذي يضيع منك لتدفع كل هذه الخدمات |
| Duruşmadan sonraydı ve Sosyal servisler'i aramayı denedik. | Open Subtitles | أعني ، كان بعد جلسة الإستماع وحاولنا الإتصال على الخدمات الإجتماعية |
| Stratejik servisler Ofisi tarafından onaylandı. Seyahat belgeleri çoktan düzenlendi. | Open Subtitles | مراجعة الوثائق مع الخدمات الاستراتيجيّة وثائق السفر موجودة بالفعل في النظام |
| Eğer bugün ondan haber alamazsam, Sosyal servisler ve polisle iletişime geçeceğim. | Open Subtitles | ثم سوف أكون في اتصال مع الخدمات الاجتماعية |
| Kız daha genç diye sosyal servisler onu sahiplendi. | Open Subtitles | الخدمات الإجتماعية كانت مناسبة لها تماما. |