"seviyorlar" - Translation from Turkish to Arabic

• يحبونك
• يحبونني
• يحبان
• يحبوك
• يحبونه
• يحبوني
• يحبّون
• يحبونها
• يحبوا
• يحبونكِ
• يحبّونني
• معجبون
• أحبوا
• يُحبّون
• يحبوننا

Seni seviyorlar koca oğlan! Saygı görmen çok güzel, dostum.
إنهم يحبونك أيها الرجل الكبير سعيد لأرى الاحترام يا صديقي

Mahkeme üyelerini izliyorum. Sana olumlu bakıyorlar. Seni seviyorlar.
أراقب أعضاء المحكمة إنهم يتجاوبون معك، يحبونك

Pekala, bu mükemmel, Tru, çünkü bu işte beni seviyorlar.
أترين ، هذا عظيم لأنهم يحبونني في هذه الوظيفة

İkimiz de kazanamadık. Birbirlerini eşit ölçüde seviyorlar.
لم يربح أحد منا يحبان بعضهما الآخر على حد سواء

Ama çocukların seni seviyor. seviyorlar.
و لكن أولادك يحبوك، إنهم يحبوك

Tahtayla kapatılmış pencereler, elektrik yok ama lağım bağlantısı var. Karanlığı seviyorlar.
النوافذ مغطاه بالألواح, لا كهرباء موصول بالبالوعات, و يحبونه مظلمً

Yaşıyorlar biliyorum ve beni hâlâ seviyorlar.
اعرف انهم باقيين على قيد الحياة وانهم يحبوني

Doğu Tennessee Devlet Koleji' nde sanırım mecaz kullanmayı seviyorlar.
أرى أنّهم يحبّون خلط الإستعارة في كليّة شرق تينيسي الأهلية

Yoksa... Onu o kadar çok seviyorlar ki, köpek maması yemeye başladılar.
إنهم يحبونها بجنون ، لدرجة أنه بهذه الأيام نأكل من أكل الكلاب

Şu aşağıdaki manyaklara bak. Seni seviyorlar.
انظر لهؤلاء المخابيل بالأسفل إنهم يحبونك

Kampanyaya büyük katkısı olmuş birisin. Elbette davetlisin. Seni seviyorlar.
أنت متبرع مهم لذا أنت مدعو , إنهم يحبونك

Bu benim doğum günüm, Kitty. Biliyorum. Seni seviyorlar ve doğum gününde eğlenmeni istiyorlar, tıpkı benim gibi.
أعلم، لكنّهم يحبونك و يريدونك أن تمرح في عيد ميلادك مثلما أريد أنا.

Tüm mütevaziliğiyle, bu insanlar gerçekten beni seviyorlar.
بكل تواضع، أقول لكم بأن هؤلاء الناس يحبونني حبًا صادقًا نقيًا

Bankadan bir kredi daha çekeceğim. Beni çok seviyorlar nasılsa.
اهداء , أنا فقط أحمس الجمهور , انهم يحبونني

Kızın adı Cressida, oğlanınki Troilus. Birbirlerini çok seviyorlar.
اسم الفتاة كريسيدا والفتي ترولس إنهما يحبان بعضهما جدا

İyi bir anneleri var. İyiler. Seni seviyorlar.
لديهم أم جيدة، إنهم جيدون إنهم يحبوك

Müşteriler böyle seviyorlar. Dolarları için daha çoğu.
الزبائن يحبونه هكذا زيادة أكثر لدولاراتهم

İnsanların beni sevmediğini düşünüyorum. Hikayemi seviyorlar.
لا اظن ان الناس يحبوني انهم يحبون قصصي فقط

Görünüşe göre insanlar kendinden çirkin, bira satan adamları seviyorlar.
تبيّن، أنّ الرجال يحبّون رجالا يبدون أسوء منهم يبيعونهم جعّة

Ya da daha fazlası. İnsanlar bu şirkete bayılıyorlar ve bu çok iyi. Ve biliyor musunuz? Bunu seviyorlar.
الناس يعشقون الشركة وأنها أفضل، أتعرف؟ إنهم يحبونها.

Seninkini sevmiyorlar. Benimkini seviyorlar ve bunu bilmiyorlar bile.
لم يحبوا هرائك، أحبوا هرائي وهم لا يعلمون حتى

Yani herkes burada çünkü seni seviyorlar.
أعني, الجميع هنا لأنهم يحبونكِ

Beni olduğum halimle, güçlerimle seviyorlar.
إنّهم يحبّونني على ما أنا عليه ومِنْ ضمنها قدراتي

Senin kadar popüler olan birisine insanların her zaman söylemediğini biliyorum bilirsin işte, gerçeği çünkü oturdukları yeri seviyorlar.
وأعرف أن شهرتك لا تجعل الناس يخبروك أشياء مثل الحقيقة لأنهم معجبون بكم

Çocuklar daha önce hiç görmedikleri balıkları görmeyi seviyorlar aynı keşfetme heyecanı Richard Pyle gibi birçok bilim adamını harekete geçirir.
الأطفال أحبوا سمك البقعة هذا الذي هم أبدا ما رأوه من قبل ذلك الإكتشاف نفسه يوصل العديد من العالماء

Ve müşterilerimiz, havalı isimlerimizi, garip oyuncaklarımızı seviyorlar.
وزبائننا، نوعًا ما يُحبّون بأنّنا لدينا أسماء رائعة، ألعاب غريبة

Görüyorsun ya, bizi seviyorlar, Fransızlar bizi seviyor.
أترى؟ إنهم يحبوننا بشدة، هؤلاء الفرنسيون