| O gece Twitter'da bir silaha doğru emekleyen bebekler gibiydik. | TED | في تلك الليلة على تويتر، كنا كالصغار نزحف باتجاه السلاح. |
| Garip, çünkü arabanda ölümcül bir silaha sahip bir adam var. | Open Subtitles | إنه أمر غريب , لإن الرجل ذو السلاح المميت في سيارتك |
| Kadınların elleri alışveriş çantasıyla dolu olur. silaha gerek bile yoktur. | Open Subtitles | أيادي الفتيات دائماً مملوءة بحقائب التسوق أنتِ لا تحتاجين حتى سلاح |
| Tamam! Götürün onu ama halk arasında silaha dikkat edin. | Open Subtitles | حسناَ, أخرجه من هنا وإحذر من إظهار المسدس أمام العامة |
| Yüzeyi ve sağa doğru meyleden yivler, üç farklı ateşli silaha uyuyor. | Open Subtitles | خمسة أسطح مع نقوش بإلتواء أيمن متوافقة مع أنواع مختلفة من الأسلحة |
| Aslında, bu yüzden daha fazla insan bir silaha sahip olmayı seçiyor. | TED | في الحقيقة، هذا هو السبب الذي يجعل أناساً أكثر يختارون امتلاك أسلحة. |
| Tabii, elinde gerçek bir silah yoktu, tarif edilen silaha benzer şekilde siyah bir nesne tutuyordu. | TED | الآن، نحن لم نستخدم مسدس حقيقي في يده لذلك كان معه شيء اسود في يديه كان مشابه للمسدس الذي تم وصفه |
| Yıllardır silaha falan dokunmuyorlardır. | Open Subtitles | على الأرجح لم يلمس هؤلاء الرجال سلاحاً منذ سنوات |
| Eğer sizin yüce ihtişamınıza adanmışsam beni yarı yolda bırakmayacak bir silaha ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا، إذا كنت سأنتصر من أجل مجدك العظيم فأحتاج لسلاح لا يهزم |
| 1'e geldiğinde ikimiz de silaha hamle edeceğiz yani aynı şansa sahibiz. | Open Subtitles | حينما يصل للواحد نسرع كلينا على السلاح كي تحصل على نفس فرصتي |
| Biliyorsun ki, eşim, Balli'nin vurulduğu silaha benzer bir silahla öldürüldü. | Open Subtitles | هل تعلم, زوجتي قتلت في السلاح نفسه الذي قتل به بالي.. |
| Bir adamı gökyüzünden atmak için mükemmel bir silaha benziyor. | Open Subtitles | يبدو أن السلاح المثالي لاطلاق النار على رجل من السماء. |
| Hakkında hiçbir şey bilmediğim bir silaha çok fazla bel bağladım. | Open Subtitles | انا اضع املا كبيرا في سلاح لا اعرف اي شيئ عنه |
| Çok güçlü bir silaha sahip olduğundan başka bir olasılık düşünemiyorum. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أفكر فيه الآن هل في حوزته سلاح قوي |
| Hükümetten birileri kısırlık araştırmasını bir silaha çevirmeye karar vermiş. | Open Subtitles | احد ما في الحكومة قرر تحويل بحوث العقم الى سلاح |
| İlginç olan, kocası kadının silaha asla elini sürmediğini söylüyor. | Open Subtitles | الغريب بالأمر أن زوجها قال إنها لم تلمس المسدس قط. |
| Bu yüzden silaha sadece bir kurşun koydum ve kullanmamayı tercih ederim. | Open Subtitles | لذا لا اضع سوى رصاصة واحدة في هذا المسدس ولا افضّل استخدامها |
| silaha sahip olmaması gerektiğine emin olduğumuz kişilerin silahlara kolay erişimine yeter. | TED | يكفي إتاحة الوصول السهل تلك الأسلحة من قبل أناس نتفق كلنا على عدم أهليتهم الحصول عليها. |
| Gökyüzü hiçbir ülkeye ait değildir ve gökyüzünde hiçbir silaha yer yoktur. | Open Subtitles | السماء لا تنتمي لأيّ بلد .ولا توجد هناك أيّ أسلحة في السماء |
| Dinle, Doo Rag. Bir silaha sahip olman sana güç vermez. | Open Subtitles | اسمعني يا دو راغ ، ان يكون عندك مسدس لا يجعلك قوي |
| Efendim söylemek istiyor ki, Tauri'nin bir silaha sahip olduğu biliniyor. | Open Subtitles | سيدي يريد القول , من المعلوم أن التاوري يملكون سلاحاً جديد قوي جداً |
| SG-1'in Antartika'da bulduğu silaha güç sağlayan tek şey. | Open Subtitles | إنه الشئ الوحيد الهائل الطاقه لسلاح القدماء الدفاعي الذي وجده اس جي 1 بالأسفل في أنتراكتياكا |
| Rodney, paketlemek için silaha ihtiyacım olmadığını uzun zaman önce kanıtladım. | Open Subtitles | رودني, اثبتت منذ وقت طويل انني لست بحاجة لمسدس لأتغلب عليك |
| Neden hayatında hiç silaha el sürmemişsin hissine kapılıyorum? | Open Subtitles | لماذا يراودني الشعور انكِ لم تلمسي بندقية من قبل؟ |
| Eğer bu kadar kolay onu hizaya getirdilerse neden iddia edilen silaha ne olduğunu bilmiyorlar? | Open Subtitles | ولماذا إن كُنَّ قادرات على إخضاعه بسهولة لم يقدِرنَ على معرفة ماحدث للسلاح المزعوم؟ |
| Sizin için bu silaha yakın olmak tedirgin edici olabilir. | TED | لأجلكم .. وقد سمعتم مسبقاً إن الاقتراب من البندقية لا يجعلكم تشعرون بالارتياح |
| Kimseye bir şey olmasın, silaha ihtiyacım var, hepsi bu. | Open Subtitles | انظر، لا داعي أن يؤذى أحد، إنّما أحتاج لأسلحة فحسب. |
| - Hayır, silaha falan ihtiyacın yok. | Open Subtitles | كلا, ليس عليك أن تشتري سلاحًا. , إتفقنا ؟ |