İşlemciyi çok uğraştırır. sistemin bir kısmı devre dışı kalır. | Open Subtitles | سيلتهم دورات كثيرة من برنامج الكمبيوتر سنخسر قسما من النظام |
Babanın işlettiği stüdyoda çalışırdı. Bilirsin işte, sistemin bir parçasıydı. | Open Subtitles | كان يعمل في الاستوديو الذي يديره أبوك جزء من النظام |
O asker bana şunu öğretti, o da Bassam'ın içinde olduğu aynı nefret dolu sistemin bir parçasıydı. | TED | هذا الجندي، بسام علمني أنه كان مجرد نتاج من نفس النظام الكريه مثله. |
Birincisi, sistemin bir çeşit dengesizlik içinde olmalı. Yani sistem ölü olamaz, demek isteniyor. | TED | أولاً يجب على النظام أن يكون غير مستقر. مما يعني أن على النظام ألا يكون ميتاً في واقع الأمر. |
Tedarik zinciri. Her şey ürünün son kullanıcıya ulaştığından, sistemin bir parçası olduğundan ve kullanıldığından emin olmak için. | TED | وكل شيء يساعد على تأكيد أن هذا المنتج يصل للمستخدم النهائي ويتم استدعائها كجزء من النظام واستخداماته |
Çünkü çeşitliliğin sizinle alakası olmadığını düşünebilirsiniz, fakat hepimiz bu sistemin bir parçasıyız ve bizler çözümün bir parçası olabiliriz. | TED | لأنك قد تعتقد أن التنوع لا علاقة له بك، ولكننا جميعاً جزء من هذا النظام ويمكننا جميعا أن نكون جزءا من ذلك الحل. |
Artık dünyada bir yerim var. sistemin bir parçasıyım. Çalışan bir kızım. | Open Subtitles | أنا لدي مكان في العالم الآن أنا جزء من النظام, أنا فتاة عاملة |
Fakat yaşadığı trajedi ile Mark'ın tüm dünyası karardı ve tüm sistemin bir yalan olduğunu inanmaya başladı. | Open Subtitles | ومن ثم حدثت المأساة وقلبت عالم مارك الى الظلام وكان مستعدا بأن يصدق ان النظام كله كان اكذوبة |
Sen ben ve bu köyde sistemin bir Parçasıyız. | Open Subtitles | أنا وأنت وهذه القرية كلنا جزء من هذا النظام |
Eğer bu da o sistemin bir bölümüyse, koyunların tam altından yürüyüp geçebiliriz. | Open Subtitles | لو كانت جزء من نفس النظام يمكننا السير من تحت الخراف |
Bu sistemin bir uzay geçidine sahip olmasının rastlantı olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه من قبيل المصادفة أن هذا النظام له بوابة فضائية |
Bunun adı hastalık sen de bu tür sorunlarla ilgilenen sistemin bir parçasısın, ben değilim. | Open Subtitles | يبدو انه امر فظيع ولكنك جزء من النظام اللذي يختص في هذه الحالة وليس انا |
O beş saniye içerisinde bu sistemde, ne yaptıklarını bilen insanlar için sızabilir ve koca ana sistemin bir kopyasını yaratabilir. | Open Subtitles | في الخمس ثواني في هذا النظام شخص يعرف بعض الاشياء يمكن ان يخترق الحماية المركزية ويأخذ نسخة منها |
Özgür irade, bu karmaşık sistemin, bir seçimle karşılaştığında oluşan süreçtir. | Open Subtitles | الإرادة الحرة هي ببساطة مانسمي بها تلك العملية التي تحدث عندما يواجه هذا النظام المعقد خياراً |
Benim söylediğim şeylere inanma nedenin yok ama bende sistemin bir parçasıydım ve hayranı olduğum söylenemez. | Open Subtitles | لا تملك سبباً لتصدّق كلّ ما أقوله، لكنّني كنتُ في النظام ولستُ من محبيه. |
O seni ve bu direnişi, yok etmek isteyen sistemin bir parçası. | Open Subtitles | إنها جزء من النظام الذى يريد تدميرك و تدمير هذه الحركة |
Ve hepimiz, her birimiz... sistemin bir kölesiyiz. | Open Subtitles | و كلنا , كل واحد منا .هو سجين لهذا النظام |
Bu gece burada gördükleriniz size bu ağı sadece bir türe kısıtlamamanızı ve diğer akıllı ve bilinçli türlerin de bu sistemin bir parçası olması ...gerektiğini söylüyor. | TED | وما تشاهدونه الليلة يخبركم بأنه لا يفترض أن نخص هذه الشبكة بنوع واحد، بأنه ينبغي أيضا على الأنواع الأخرى الذكية والمدركة لما حولها أن تكون جزء من النظام. |
Onları, bir şekilde sistemin içine dahil etmen gerekir ama, her sistemin bir yöneticisi vardır. | Open Subtitles | عليك أن تجبرهم على شراء حصة في النظام ... ولكن كل نظام له منظم |
Onları kurtarana dek, sistemin bir parçası olarak kalacaklar... | Open Subtitles | وحتى نفعل هؤلاء الأشخاص جزء من النظام... |