| Tahliyeye yardım edebiliriz ama sivillerin olduğu yerde savaşa giremem. | Open Subtitles | يمكننا المساعدة في الإخلاء لكن لا يمكنني القتال بوجود المدنيين |
| Hükümete bağlı keskin nişancılar, Institutskaya sokağındaki protestocu ve sivillerin üzerine ateş etmeye başladılar. | TED | بدأ القناصة الموالون للحكومة ضرب النار على المدنيين والمتظاهرين على شارع إنستتيسكا. |
| MK: Hayır, çok küçük yazılmış yazılar Irak istilasında hayatını kaybetmiş olan sivillerin isimlerini ihtiva etmekte. | TED | لا،النص مطبوعٌ في حجم ميكْرُوسْكُوبِيّ بحيث يحتوي على أسماء المدنيين العراقيين، الذين لقوا حتفهم منذ غزو العراق. |
| Masum sivillerin, özel ölüm mangalarınca katledildiği bir savaştır bu. | Open Subtitles | واحدة من قتل مدنيين أبريــاء عن طريق فرق القتل الخاصّة |
| sivillerin bundan haberi olursa paniğe kapılırlar, bu durumda onları suçlayamam. | Open Subtitles | عندما يعلم المدنيون عن هذا سيخافون و بهذه الحاله لن ألومهم |
| Konsey sona erene kadar tüm sivillerin nehrin bu tarafında kalmaları gerektiğini biliyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | هل تعلم ان تواجد المواطنين محدد بهذا الجانب من النهر حتى حين التوصل الى اتفاق |
| Günlük kullanılan basit bir not defteri gibi görünen defter aslında Irak'ta Amerika istilasında yaşamını kaybetmiş olan sivillerin anısı için yapılmış bir anıt. | TED | التي تبدو مجرد ورقة صفراء عادية، هي في الواقع نصبٌ تذكاري للمدنيين العراقيين، الذين ماتوا نتيجة للغزو الأمريكي. |
| Elinizde tuttuğunuz kağıt istilada ölen sivillerin detaylı bilgilerini içermektedir. | TED | الورقة التي بين يديكم تحتوي على تفاصيل عن المدنيين العراقيين الذين ماتوا نتيجة للغزو. |
| Ve ben üniformalıyken sivillerin bana gösterdiği saygı, üniformayı çıkarttığımda yok oluyordu. | TED | كل الاحترام الذي قدم لي من المدنيين بينما كنت ارتدي الزي لم يعد موجوداً حين خلعته. |
| Askerlerin ve sivillerin davranışlarını etkiledi. | Open Subtitles | ولذلك اصبح سلوك الجنود أشبه بسلوك المدنيين |
| sivillerin hayatını tehlikeye atıyorsunuz! | Open Subtitles | ألا تعرفون أنّكم تعرّضون حياة المدنيين للخطر؟ |
| Havaalanındaki operasyon bölgesinde sivillerin bulunmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | منطقة القتل بالمطار يفترض انها خالية من المدنيين |
| Ve ayrıca yerel lokantaları keşfe çıkıp sivillerin neler yediğini anlamaya çalışacağım. | Open Subtitles | وأنا سأخدع المطاعم المحلية فى محاولة لأكتشاف ما الذى يأكله المدنيين |
| İskeleye sivillerin girmesini önlemek zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن تعرف أن على المدنيين أن يبتعدوا عن حوض السفن |
| İskeleye sivillerin girmesini önlemek zorundayız. | Open Subtitles | علينا أن نبعد المدنيين من دخول هذا الحوض |
| sivillerin konumları belirlenip keskin nişancılar yerlerini alsın. | Open Subtitles | حدد موقع المدنيين وإجعل القناصة على أهبة الاستعداد |
| Ama bombalar sivillerin evlerine düştü. | Open Subtitles | ،و لكن بالمقابل تهاوت القنابل فوق بيوت المدنيين |
| Çoluk çocuk gözetilmeksizin sivillerin vurulduğu söylendi. | Open Subtitles | قصف عشوائى أستهدف مدنيين بينهم نساء واطفال |
| sivillerin binemediği bir Trene nasıl binebildiniz? | Open Subtitles | كيف امكنك القيام بهذه الرحلة حيث لا يمكن نقل مدنيين على متن القطار |
| sivillerin buraya girmesini bırak elimizde olduğunu bile söyleyemediğimiz bir teröristle görüşmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | المدنيون لم يخوّلوا لكي يكون في هذه الوسيلة، ناهيك عن له وصول إلى الإرهابي نحن لا نستطيع الإعتراف تحت الحراسة. |
| 03:40'ta bir eve girmiş, evdeki sivillerin ödünü kopardıktan sonra adamın giysilerini çalıp kaçmış. | Open Subtitles | نحن نعرفه بروك إلى منزل في 0430 وأرعب اثنان من المواطنين قبل أن يسرق ملابس الرجل |
| Paavo sivillerin psikolojik durumlarına ajanlık ediyor. | Open Subtitles | هو التجسس بافو في الروح المعنوية للمدنيين. |
| 50.000 ton patlayıcının masum sivillerin içine atıldığını. | Open Subtitles | تم إسقاط 50 ألف طن من المتفجرات على مواطنين أبرياء |
| Sahilin 10 mil çevresinde bulunan sivillerin en yakın askeri üsse gitmeleri gerektiği söyleniyor. | Open Subtitles | أيّ مدنيّ في حدود 10 أميال مِن الساحل ليتحرّك إلى القاعدة العسكرية لمركز العمليات. |
| Orada hala sivillerin olduğuna dair yardım çağrısı aldık. | Open Subtitles | وردنا إتّصال أن هُناك مدنيّين بالمكان. |
| İnsanlar seni seviyor gibi ve böyle durumlar sivillerin yönetime tepkisine göre şekillenir. | Open Subtitles | يبدو أنّ الناس يُحبّونك، وحالاتٌ كهذه نجاحها أو فشلها تعتمد على إستجابة المدنيّين للسُلطات. |