| Bu sohbeti Amerika Birleşik Devletleri bağlamında ele alacağım ancak bu tartışma eşitsizliğin artmakta olduğu her ülke için geçerlidir. | TED | سوف أضع إطارًا لهذه المحادثة فى سياق الولايات المتحدة لكن هذه المناقشة تنطبق عمليا على أي بلد لمواجهة عدم المساواة |
| Senin aslında olmadığın biri olduğunu düşünse bile sohbeti devam ettirmeye çalış. | TED | حاول أن تجعل المحادثة مستمرة، حتى لو ظنَّت أنك شخص ليس أنت. |
| Çok konuşkan bir arkadaşıma sohbeti sürdüreceği konusunda güvenebilirken belki sır tutması konusunda güvenemem. | TED | ربّما أثق في أكثر أصدقائي ثرثرة كي يحافض على سير محادثة ما، لكن لا أثق به في حفظ سرّ. |
| Hayır, belki de bir konuşma veya sohbeti bu şekilde başlatmak güzel değildir ve bu konu hakkında belki de sorularınız vardır. | TED | لا، ليست الطريقة الأكثر جاذبية لفتح حديث أو بدء حوار، وربما هناك بعض الأسئلة التي تدور في ذهنكم حيال ذلك. |
| Bu sohbeti, senin eşsiz biri olduğunu söyleyerek bitireyim. | Open Subtitles | حسنا, دعني أنهي هذا الحوار بقولي أنّك شخص فريد من نوعه |
| Madem öyle, bu küçük sohbeti neye borçluyuz? | Open Subtitles | إن كان ذلك صحيحاً، لماذا نحن في هذه الدردشة الصغيرة؟ |
| Ve son olarak da sohbeti olumlu bir şekilde sonlandırın çünkü yeniden görüşeceksiniz. | TED | وأخيرًا تذكروا إنهاء المحادثة بشكل إيجابي. لأنكم ستتقابلون مجددًا. |
| Ekleyeceğimiz başka bir şey olup olmadığına bakalım ve Faceebook'ta sohbeti devam ettirelim. | TED | نحن مستمرون في التفكير سواء كن بإمكاننا إضافة شيء هنا فابقوا على المحادثة قائمة على الفايسبوك. |
| Aşırı durumlarda, sohbeti durdurmanız bile gerekebilir. | TED | في الحالات القصوى، لربما يتوجب عليك إيقاف المحادثة. |
| Çevremizdeki zenginliğin... sohbeti zorlaştırdığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | ستجدين في البيئة المحيطة بك من الثراء مما يجعل هذه المحادثة صعبة؟ |
| Onları her gördüğümüzde neden aynı sohbeti yapmak zorundayız... - ...hiç anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا يجب أن نخوض هذه المحادثة كلما نراهم |
| Tonane, muhtemelen şu sohbeti şimdi yapabiliriz... ..Yüzbaşı Conner'ın seninle daha önce yapmak istediği sohbet. | Open Subtitles | توناني،ربما كنا نستطيع ان نقوم بهذه المحادثة مع كابتن كونير في وقت سابق |
| Kendimle e-posta sohbeti yapıyorum, Felemenkçe. | Open Subtitles | أدير محادثة بريد إلكتروني مع نفسي. باللغة الهولندية. |
| Orayı, Lockhart Pavillion'da, ateş etrafındaki aileler sohbeti kadar ilginç bulacaklarını zannetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد بأنهم سَيَجِدونَ ذلك ممتع . . كـ محادثة موقدِ الأباءَ في لوكهارت. |
| Basit bir yemek sohbeti işte. | Open Subtitles | اسمعي, انها مجرد محادثة عادية على الغداء |
| - Eşiyle hoş bir sohbetimiz oldu. - Hoş sohbeti kocasıyla yapmış olmalıydın. | Open Subtitles | كان لى حديث لطيف مع زوجته كان يجدر بك أن يكون حديثك اللطيف معه هو |
| Çünkü aile sırlarımızın, sevgililerin yatak sohbeti olmasını istemem. | Open Subtitles | لأنني لا أريد أن تصبح أسرارنا حديث ماقبل النوم |
| sohbeti uzatmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | ليس اختصاصي . أنت فقط تحاول أن تطيل هذا الحوار |
| Eğer beni yakalasalardı bu sohbeti yapamıyor olacaktık. | Open Subtitles | لو أمسكوا بي وقتها لما كنا لنجري هذا الحوار |
| sohbeti bırakıp işimize bakalım. Tamam mı? | Open Subtitles | حسناً يا جماعة لنتوقف عن الدردشة و نبدأ بشرح المهمة |
| Eski dekoratörler sohbeti gerçekten gereksiz. | Open Subtitles | لا توجد أي حاجه لنحضى بمحادثة المصممين السابقين |
| İkisi de çok yakışıklı ama hiçbirinin iyi bir sohbeti yok. | Open Subtitles | هما الأثنان جميلا المظهر ولكن لا شيء مثل المحادثه الجيده |
| Baba oğul sohbeti yapıyoruz. | Open Subtitles | ندردش دردشة الأب وابنه فحسب هذان هما رجُلاي |
| Bu sürükleyici sohbeti dün gece yaşanan olaylara döndürebilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا إنهاء هذه المُحادثة التافهة ونعود إلى الحقائق التي حدثت مُبكراً في المساء ؟ |
| Boş yemek sohbeti yapma gibi bir riski göze alarak, neden burada olduğumu sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل من الممكن أن أخاطر وأقترح محادثه خفيفه على العشاء |
| Ama bu ilginç sohbeti duyarsa Bay Scramanga'da güvenmeyecektir. | Open Subtitles | و لا السيد سكارامانجا، لو َسْمعُ بهذه المحادثةِ المثيرةِ. |