"solmuş" - Translation from Turkish to Arabic

    • شاحباً
        
    • ذبلت
        
    • يذبل
        
    • تلاشى
        
    • شاحب
        
    • شاحبة
        
    • ذابلة
        
    • الذابلة
        
    • الذابله
        
    • باهتة
        
    • زابلة
        
    • الذبول
        
    • تلاشت
        
    Dikkat et! Rengin solmuş. İyi misin? Open Subtitles تبدو شاحباً, هل كل شيء على مايرام.
    Hanım abla, ön avluda çiçekler solmuş Nuran abla neden acaba? Suluyorum ediyorum ama... Open Subtitles لقد ذبلت زهور فناء المنزل على الرغم من أني أسقيها باستمرار
    "Yanakları göçmüş, derisi solmuş, kocakarı-zamanı gelir, Open Subtitles الخدود مجوّفة، الجلد يذبل.
    Parmak izi yok, yabancı iz yok ama solmuş ve rengini yitirmiş. Open Subtitles لا يطبع، أي أثر الأجانب، ولكن تلاشى ذلك وتغير لونها.
    Birazcık rengi solmuş ama güneşin iyileştiremeyeceği şey değil. Open Subtitles إنه شاحب قليلاً، لكن يمكن لقليل من أشعة الشمس شفاءه
    - Neden böyle yüzün sararıp solmuş? Open Subtitles لماذا تبدين يا صاحبة السمو شاحبة وممتقعة؟
    Hikayem kurutulmuş solmuş ıspanak bitkisiyle başladı ve oradan çok iyi bir yere gitti. TED و رغم ذلك, قصتي تبدأ بـ نبتة سبانخ جافة و ذابلة .و كان الأمر يتحسن منذ ذلك الحين
    Gençliğine gelecek olursak... yani şu solmuş çiçeğe... ilahi kitabının sayfaları arasında ezilmiş olan çiçeğe. Open Subtitles فتلك الوردة الذابلة المرصوصة ما بين صفحات كتاب الترانيم
    20 yıl önceye kadar kertenkeleler bu solmuş paketleri görmezden geliyorlardı. Open Subtitles وقبل 20 سنه مضت كانت السـحالى تتجاهل هذه الحزم الذابله من الزهور
    Orijinal notların rengi solmuş. Open Subtitles التدوينات الأصلي باهتة
    Rengin solmuş. Open Subtitles ما المسألة؟ تَبْدو شاحباً.
    Benzin solmuş. Open Subtitles فإنك تبدو شاحباً
    Büyükannemi solmuş moruk diye çağırarak sen ne yapıyorsun? Open Subtitles ماذا تفعل ينادي جدتي أ ذبلت القديمة المحار ؟ ساعدوني
    Çiçekleri solmuş. Open Subtitles ♪ و ذبلت أزهارها ♪
    Yanakları göçmüş, derisi solmuş. Open Subtitles الخدود مجوّفة، الجلد يذبل.
    Bu yüzden şimdiki yaşadıklarımız biraz daha solmuş gibidir. Open Subtitles مما يجعل حياتنا الحالية تبدو قليلا وكأنها تلاشى
    Ellerim soğuk, terliyorum ve yüzümün rengi solmuş. Open Subtitles يداي بارده و أنا اتعرق و وجهي شاحب
    Rengi solmuş, terlemiş taşikardisi var tansiyonu 8'e 4. Open Subtitles شاحبة متعرقة متسرعة النبض ضغط الدم 80 و 40.
    Fırtınanın çıktığı gün uçup giden solmuş yaprak gibi süprülecek. Open Subtitles سيتم مسحه كورقة ذابلة اليوم الذي تتوقف فيه العاصفه
    Yüksel, adaletli güneş ve kıskanç, kederden solmuş.. Open Subtitles اشرقى أيتها الشمس وأقتلى القمر الحاقد فلقد مللت من الأحزان الذابلة
    Tanığımızın verdiği eşkal, solmuş Gül Kasabı'nın robot resmine benziyor. Open Subtitles لدينا شاهد قام بوصف شخص يشبه كثيرا رسم سفاح الورده الذابله
    * Saf yıllarımızdan kalan solmuş fotoğrafları * Open Subtitles صور باهتة * * من سنواتنا الحمقاء
    Bu solmuş. Open Subtitles إنها زابلة هذه المرة.
    Ve her geçen gün, gül biraz daha solmuş zamanla kimseye sunacak bir sihri kalmamış. Open Subtitles ويوم بعد يوم، أصاب الذبول الوردة وأصبحت غير قادرة على منح هبتها لأحد
    - Evet, ama boyası solmuş. Open Subtitles -ولكن الرسومات قد تلاشت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more