"solucanı" - Translation from Turkish to Arabic

    • دودة
        
    • الدودة
        
    • الديدان
        
    • ديدان
        
    • بدودة
        
    Sanırım her şey birkaç hafta önce o solucanı yutup dizanteri olmamla başladı. Open Subtitles ولتفكروا كل هذا بدأ قبل أسبوعين بأن أصيب نفسي بالزحار عبر بلع دودة
    Bu toprak solucanı gibi hayvanların, aslında çoğu hayvanın, dokularını kemiklerin üzerine sararak korumadıklarını önceden biliyordum. TED و أعلم ان حيوانات مثل دودة الارض هذه, وفي الواقع جميع الحيوانات, لا تدعم انسجتها عن طريق لفها حول عظام.
    Demir yolu solucanı, Phrixothrix hirtus, vücudunu iki renkle aydınlatabilir: kırmızı ve yeşil. TED دودة السكة الحديدية ، فركسوثركس هرتس ، تستطيع أن تجعل جسمها يضيى بلونين الأحمر و الأخضر
    Birşeyi bilmek istiyorum, şimdi. Bu solucanı içimden dışarı nasıl atacağım? Open Subtitles أريد أن أعرف شيء الأن, كيف أُخرج هذه الدودة من داخلي
    Polis aracında itiraf etmiş: sana hap vermiş, solucanı yerleştirmiş. Open Subtitles لقد إعترفت بكلّ شيء في سيّارة الشُرطة: تخديرك، وزرع الدودة.
    solucanı hareket ettirmek, çok hoş bir numaraydı. Open Subtitles وجعلتي الدودة تتحرّك، تلك كانت لمسة لطيفة.
    Çünkü öyleyse, muhtemelen solucanı vardır. Bunu denemek isteyebilirsin. Open Subtitles لأنه على الأرجح بسبب الديدان يمكن أن تجرب هذا
    Güney Afrika'da, sulu mopan solucanı temel bir besindir, baharatlı sosta pişirilir ya da kurutulmuş ve tuzlu olarak yenir. TED في جنوب أفريقيا تعتبر دودة المابون الغضة غذاءً أساسياً مطبوخة على نار هادئة بصلصلة حارة أو تؤكل مجففة ومملحة.
    Kapa çeneni minik et solucanı. Open Subtitles أغلق فمك أيها المنافق يا قليل اللحم يا دودة
    Işığa doğru tuttuğumda, içinde oynaşan yavru solucanı görebiliyorum. Open Subtitles ,إنها تحميها من الضوء .يمكنني ان اشاهد دودة صغيرة تتلوى بدخلها
    Tamam. Hazır mısınız? Erken davranan solucan diğer solucanı alır. Open Subtitles حسناً, مستعدون, يا رفاق, تحصل الدودة المبكرة على دودة
    Bunun dev bir toprak solucanı olduğunu düşünebilirsiniz ama elinize aldığınızda güçlü ve dayanıklı bir bel kemiği olduğunu hemen fark edersiniz. Open Subtitles فقد تعتقد بأن هذه هى دودة أرض عملاقه لكن إذا إلتقطتها سوف تدرك فوراً أن لها عمود فقرى قوى ثابت
    Çok az insan Moğol Ölüm solucanı'ndan haberdardır. Sen nereden biliyorsun? Open Subtitles قلة جداً من الناس يعرفون بخصوص دودة الموت المغولية
    solucanı ikiye bölersem, iki tane mi solucan olur? Open Subtitles اذا قطعت الدودة الى نصفين هل تتحول الى دودتين ؟
    solucanı ikiye bölersem, iki tane mi solucan olur? Open Subtitles اذا قطعت الدودة الى نصفين هل تتحول الى دودتين ؟
    Bir keresinde, bir tai kokteyli içmiştim ve içinde görünce solucanı yemem gerektiğini düşündüm.* Meğerse gerekmiyormuş. Sonra kendimi geri dönüşüm işlemi hakkında geliştirdim ve...bum. Open Subtitles وظننت أنه يفترض أكل الدودة لكن اتضح لا عودت نفسى على إعادة التدوير وأخيراً
    Sisteme yerleştirdiğim solucanı etkisiz hâle getirmek yaklaşık dört saatimi alır. Open Subtitles قد يستغرق منهم 4 ساعات لإزالة الدودة الفيروسية التي دسستها في أنظمتهم
    Hacker sadece kendisinin durdurabileceği solucanı gönderiyor çünkü sadece kendisinde "Öldürme düğmesi" var. Open Subtitles المخترق يطلق الدودة التي يمكنه وحده أن يوقفها، -لأنه وحده لديه زر الإلغاء
    Bir süper asker yaratmak amacıyla insan ve hayvan DNA'larını birleştirecek olsam işe at solucanı ile başlardım. Open Subtitles لكن إذا كُنت أنوي دمج حمض نووي بشري وحيواني لكي أبتكر جندي خارق, لدمجته مع الديدان
    Bu 90.000 saatlik videoyu birşeyler görebileceğimiz hale getirebilmek için hareket analiz noktaları yerleştirdik, böylece zaman ve mekanda hareket ettikçe zaman-mekan solucanı dediğimiz şeyler ortaya çıkıyor. TED من أجل تحويل هذه الصورة المعتمة من 90.000 ساعة من الفيديو الى شئ يمكننا البدء في رؤيته، نعتمد على التحليل الحركي لاستخراج، بينما نحن ننتقل في الوقت و الزمن، ما نسميه ديدان المكان و الزمن.
    - Sanırım kızda Gine solucanı var. Open Subtitles نعم، أظن أنها مصابة بدودة الغينيا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more