Şimdi ben sana kültürümüzün güzelliklerinden bahsedeyim! Büyük sorunlara bayılırız! | Open Subtitles | حسناً دعني أحدثك عن جمال ثقافتنا نحن نحب المشاكل الكبيرة |
Bunun gibi bir kazada olan psikolojik yaralar bazı sorunlara neden olabilir. | Open Subtitles | إنّها تلك الآثار النفسية لحادثٍ كهذا الذي من شأنهِ أن يسبب المشاكل |
Ya bu zorbanın güçlenmesine neden olan daha büyük toplumsal sorunlara odaklansak? | Open Subtitles | وماذا عن تحديد المشاكل الاجتماعية الأكبر المؤدية لوصول ديكتاتور مثله للسلطة ؟ |
Onun Duke'ün içindeki sorunlara bağışıklığı olmadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن بانها ليست محصنة من الاضطرابات التي في داخل دوك |
Hayat daha eğlenceli oldu çünkü her gün daha önceden hiç bilmediğim gariplikler, fikirler keşfedip sorunlara çözümler buluyordum. Bunu başkalarının fikir ve yardımlarına borçluyum. | TED | أصبحت الحياة أكثر متعة، لأنه كل يوم أكتشف المراوغات الجديدة والأفكار الجديدة، وحلول جديدة للمشاكل لم أعرفها من قبل بفضل تلك الأفكار والمساعدة من الآخرين. |
Vatikan'a olan ziyaretin, Elizabeth'le aramda bazı sorunlara neden oldu. | Open Subtitles | رحلتك للفاتيكان قد تسببت ببعض من المشاكل لي مع انجلترا |
Ve yeni sorunlara - tahmin etmedikleri sorunlara - doğaçlama yeni çözümler üretebilmelerinden etkilenmişti. | TED | وكان متأثرأً جداً بكيفية تطبيقهم الحلول المرتجلة على تلك المشاكل التي تجابههم تلك المشاكل الغير متوقعة |
Bir Sanat-Bilim projesi yapabilirsiniz. Bunların bazıları gerçekten muhteşemler ve bu projeler sosyal ekolojik sorunlara tamamen farklı bir perspektiften bakmaktalar. | TED | يمكنك أيضا القيام بمشروع علوم فني. والبعض من هذه هي حقاً مذهلة، وتهم المجتمع، المشاكل البيئية من منظور مختلف تماما. |
Bu yüzden, eğer bu dünyada daha sürdürülebilir bir şekilde yaşamak istiyorsak, bu sorunlara daha akıllı, daha sisteme dayalı, yenilikçi çözümler bulmalıyız. | TED | يجب ان نجد طرق اكثر ذكاء , حلول مبتكرة تعتمد على الانظمة لحل هذه المشاكل اذا اردنا ان نعيش في هذا العالم بطرق مستديمة |
Sanal ağ için ise en önemli sorunlara yeni radikal çözüm yolları manasına geliyor. | TED | وللسيبرانية، طريقة جديدة تماما لمعالجة المشاكل الأكثر تعقيدا. |
sorunlara daha etkili ve yaratıcı çözümler getirebilmesini sağlar. Müzik yapmak, duygusal içeriğini ve mesajını | TED | قد يتيح ذلك للموسيقيين حل المشاكل بمزيد من الفعالية والإبداع في كلا الشقين الأكاديمي والاجتماعي |
Bu felsefeyi tamamen yansıtarak, sorunlara daha farklı bakmaya başladım. | TED | وبالاستيعاب التام لهذه الفلسفة، بدأت أنظر إلى الكثير من المشاكل بطريقة مختلفة قليلا. |
Genleriniz sizi bu sorunlara karşı daha hassas yapabiliyor ama tabii kaderinizi yazmıyor. | TED | فالجينات بإمكانها أن تجعلك أكثر عرضة لهذه المشاكل ولكنها، رغم ذلك، لا تحدد مصيرك. |
Hiç gerçek sorunlara girmeme izin vermiyorsun. | Open Subtitles | وأنت لم تقترب بي بأي شكل من المشاكل الحقيقية |
sorunlara karşı bağışıklığın olabilir ama buna karşı yok. | Open Subtitles | ربما تكونين حصينة من الاضطرابات 777 00: 38: 51,024 |
Mara'dan ayrıldıktan sonra sorunlara karşı olan bağışıklığımı kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت حصانتي ضد الاضطرابات بعد ان انقسمت عن مارا |
Ama ya ayrılmanın tek etkisi, sorunlara karşı olan bağışıklığını kaybetmen değilse? | Open Subtitles | ماذا لو ان فقدان حصانتك ضد الاضطرابات لم يكن التأثير الوحيد الذي كان من تاثير انقسامك ؟ |
Bu örnekler benim Uganda'da tanık olduğum babamınsa Bihar'da karşılaştığı sorunlara yeni umutlar aşılıyor, yeni çözüm olasılıkları yaratıyor. | TED | هذه الأمثلة تعطي أملا جديداً، وإمكانيات جديدة للمشاكل التي شهدت في أوغندا أو التي واجهها والدي في بيهار. |
Aslında temel anlamda işletmeler toplumsal sorunlara sebep oluşturarak kâr yapmaz. | TED | الأعمال لا تحقق الأرباح عن طريق التسبب بمشاكل اجتماعية في الحقيقة ليست في أي احساس اساسي |
Maalesef sana bunu hatırlatmak için eski sorunlara ihtiyacımız olacak, değil mi? | Open Subtitles | و لسوء الحظ , فنحن بحاجة إلي الإضطرابات القديمة . للقيام بهذا . أبي |
Son olarak, Çin, dünyanın asırlardır karşılaştığı toplumsal sorunlara yenilikçi çözümler sağlıyor. | TED | اخيرا , الصين ايضا تقدم حلولا ابتكارية لمشاكل اجتماعية قديمة يواجهها العالم |
Sen tüm bu sorunlara filmlerinde değindin, öyle değil mi? | Open Subtitles | لقد تعاملتَ مع جميع أنواع القضايا الإشكالية في أفلامك،صحيح ؟ |
Mağazada yaşadığın sorunlara üzüldüm ama bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek. | Open Subtitles | آسف لأن لديك مشاكل بالمتجر لكن هذا لا يشكل فارقاً. |
Aynı zamanda teknolojinin nasıl sorunlara yol açabileceğini de görüyoruz. | TED | و نحن ايضا نرى كيف يمكن أن تؤدي التكنولوجيا إلى مشكلات. |
Bu gömleği giyerken ne sorunlara yol açtım ben, sen biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلم المشاكل التي سببتها على هذا القميص ؟ |