Stok buraya, Geiger Kampı'na getirilir ve imha emri beklenir. | Open Subtitles | ويتم نقل المخزون إلى هنا في معسكر جيجر بانتظار الأوامر لتدميرها |
Sizi buraya çağırmamın nedeni Stok ve Nakliyeyi denetleyecek bir yönetici arıyor olmamdır. | Open Subtitles | ان سبب استدعائي لك هنا هو أني أبحث عن مدير ليراقب ويتابع المخزون و الشحن |
Fazla değer biçilmiş Stok, kullanışsız bir ürün ve hatta berbat bir ilişkiyi görmezden gelmenize yardımcı olabilir. | TED | بل قد يساعد على تجنب، المغالاة في الأسهم المنتج الغير فعال، أو حتى لعلاقة بائسة. |
Ben Stok markette tüm bu güçlerin olabilecek en kötü haliyle görev aldığını düşünüyorum. | TED | أعتقد أن كل ذلك يسيّر العمل بطريقة سيئة للغاية في سوق الأسهم. |
Böyle bir acil durumlar için geçmiş 3 yılda Stok yaptık... | Open Subtitles | عملنا مخزون أمدادت في حالة مثل هذه الطوارئِ |
Nakliye hatası sayesinde, Stok fazlasındaki | Open Subtitles | وبفضل خطأ متعلق بالشحن فلدي الآن فائض في المخازن |
İşin doğrusu, benim için Stok olacak. Buldozerleri getireceğim, burayı prefabrik evlere dönüştüreceğim. | Open Subtitles | في الحقيقة كلّ ما يهمّني هو المخزون سأجلِبُ الجرافات وسأحوّله إلى وحدة |
Kayıt olup envanter ve Stok tutmalısın. | Open Subtitles | عليكَ أن تتفقّد السجلات، وتنتهي من أعمال المخزون والسلع. |
Kayıt olup envanter ve Stok tutmalısın. | Open Subtitles | عليكَ أن تتفقّد السجلات، وتنتهي من أعمال المخزون والسلع. |
Teşekkür ederim. Stok sayımda bana yardım ettiğin için de teşekkürler. | Open Subtitles | شكرًا, وأشكرك أيضا على مساعدتي مع المخزون |
Ancak bazı uzmanlara göre Stok tehlikeli biçimde fazla değer kazandı. | Open Subtitles | على أية حال, بعض الخبراء يقولون أن الأسهم عالية السعر بشكل خطير |
Tüm Yahudileri ortadan kaldırma yöntemin, askeri birimleri kaydırmak ve Doğu Cephesi'nden Stok çekmekse bu çok aptalca bir seçim. | Open Subtitles | إذا كان لديك طريقة التخلص كل اليهود يحول الوحدات العسكرية... ... والمتداول الأسهم من الجبهة الشرقية، ثم هو خيار غبي. |
Bu, Stok piyasası tarihindeki en büyük tek günlük düşüştü. | Open Subtitles | كانت أكبر نسبة هبوط مئوية خلال يوم واحد فى تاريخ سوق الأسهم |
Son zamanlarda birisinin yüklü miktarda Stok mal aldığını öğrendik. | Open Subtitles | لقد علمنا للتو أنه في الأسبوع الماضي، قام أحدهم بشراء الأسهم |
Sovyet yapımı silâhlara ait en fazla Stok İsrail'in dost ellerinde. | Open Subtitles | لدى الإسرائيليين أكبر مخزون إحتياطي... للأسلحة السوفياتية الصنع في أيد صديقة |
Washington D.C Oregon , Nevada hiçbir yerde Stok yok | Open Subtitles | بولاية "واشنطن" , "أوريغن" , "نيفادا" , لم يستلم أحد مخزون الأسلحة يا رجل |
İlk olarak bir Stok hazırlayacağız. | Open Subtitles | الخطوة الأولى: سنصنع قائمة مخزون |
Seni Stok odasında değerlendirmeliyiz. | Open Subtitles | ينبغي علينا ان نعثر علي شئ لك في غرفة المخازن |
Delia'ya onun Stok kayıtlarını inceleyeceğime söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدت ديليا بأنني سأدقق في سجل جرد البضائع |
Son bombalar atılmadan önce çoğu Stok dağıtılmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ من إنّهم وزعوا أغلب المؤن قبل سقوط آخر صاروخ |
Uyku dönemi için Stok yapıyormuş. | Open Subtitles | يحضّر مخزوناً لأجل فترة السبات تلك |
Planımız, tabi daha iyi bir planı olan yoksa kuşatmaya daha fazla dayanmak için yeterince Stok yapmak. | Open Subtitles | خطتنا ما لم شخص ما لديه أفضل, هو لتخزين امدادات كافية لتصمد اكثر لأي حصار. |
İndirim saati için barda Stok yapmalıyız. | Open Subtitles | علينا تموين الحانة لأجل ساعة السعادة. |